İyi Parti’nin oy oranı yüzde 6’ya kadar düştü
Tüm hedefi “TBMM’de güçlü temsiliyet” olan Meral Akşener hiç beklemediği bir düşüşle karşı karşıya kaldı.
İyi Parti İzmir Milletvekili ve Meral Hanım’ın Başdanışmanı Aytun Çıray dün sosyal medya hesabından mesaj atarak, “Baraj altına düşen oylarımızı yükseltmek için çalışacağım” diye açık açık yazdı!
Seçim barajı yüzde 7 olduğuna göre İyi Parti’nin oyları yüzde 6’ya ve hatta daha aşağısına düşmüş görünüyor.
Birileri, “Bunu Türkiye geneli için değil, seçim bölgesi olan İzmir için yazdı” diyor.
Buyurun bakalım!
İzmir’de 2018 milletvekili seçim sonuçları şöyle:
CHP yüzde 41; AK Parti yüzde 28,7
HDP yüzde 11, İyi Parti yüzde 10,9
Eğer kastedilen İzmir’se İyi Parti yüzde 11 civarı olan oy oranını yüzde 6’ya düşürmüş ve yüzde 5’lik bir kayıp yaşamış demektir.
İyi Parti’nin 2018 Türkiye geneli milletvekili oy oranı ise İzmir’den de düşük; yüzde 9,9 oranında gerçekleşmiş!
Nereden baksan karşımızda eriyen bir İyi Parti var!
Seçimin en trajik sonucunu İyi Parti’nin yaşayacağını geçen haftaki yazımda anlatmıştım. “En büyük trajedi İyi Parti’de” ara başlığıyla yazdığım yazıda; “Ancak en büyük trajedi şu anda 36 vekili olan İyi Parti’de yaşanacak gibi duruyor. Görüldüğü kadarıyla en büyük seçmen hareketliliği ve kaçışlar İyi Parti’de yaşanıyor. Oy oranı az olan partiler ise aşağı yönlü bir ivmeye girmiş durumda” demiştim.
Asıl soru şu: İyi Parti eğer Türkiye genelinde yüzde 4 gibi bir oy kaybı yaşadıysa bu en az 2 milyon 400 bin seçmene tekabül eder. Bu seçmenler belli ki en çok; “HDP yöneticileriyle aynı cumhurbaşkanı adayına oy vermekten rahatsız” kişilerden oluşuyor. Şimdi bu yüzde 4’ün tercihi hangi partiler olacak?
Şunu da hatırlatayım: İyi Parti neticede CHP ile ittifak halinde seçimlere giriyor. Bu sebeple oyları baraj altına düşse bile CHP barajı geçtiği için onlar da geçmiş sayılacak.
“İÇ SAVAŞ”
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez TBMM kürsüsünden “kurşun” saçıldı. İyi Parti Genel Başkanı Akşener’in yaptığı tam bir skandaldı!
Aynı kürsüden Recep Tayyip Erdoğan da “kurşun” saçsaydı neler olurdu?
Çok şükür ki Sayın Cumhurbaşkanımız bu olayı “uhulet ve suhuletle” değerlendiriyor.
Eğer şimdi Türkiye’de güçlü bir hükümet olmasaydı, TBMM’de ortalığa kurşun saçıldıktan sonra Allah göstermesin “iç savaş” çıkar, memleketin evlatları 1980’deki gibi birbirini katlederdi.
Neyse, düşünmek bile istemiyorum!
Benimle farklı görüşlere sahip olsalar da tüm insanlarımızın özgürce yaşamasından ve şimdi olduğu gibi fikirlerini bağımsız şekilde söylemesinden yanayım!
Önemli olan hepimizin konuşma ve cevap verme özgürlüğüne sahip olması!
“CHP’LİLER HEP Mİ KÖTÜ?”
Hayır!
Bazı konularda farklı düşünsek de ayaklarını bu topraklara basan, ülkesini seven, kutsallara saygı duyan CHP’liler azımsanmayacak seviyede!
Onlar da bizim gibi PKK elebaşlarının, “Erdoğan düşmeli” söyleminden rahatsız!
Ama Kemal Bey’den çıt çıkmıyor!
“TIPIŞ TIPIŞ”
Ne diyordu Kemal Kılıçdaroğlu: “Tıpış tıpış oy vereceksiniz.”
Şimdi yine “tıpış tıpış” zamanı!
Kim derdi ki yılların CHP’li seçmenleri Ahmet Davutoğlu’nun, Ali Babacan’ın aday gösterdiği kişilere oy verecek!
Yoksa bu da mı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi hamlesi?
Yoksa “Saraya giden CHP’li” bizzat Kemal Bey miydi?
Muharrem İnce’nin günahını mı aldılar ne?
Birçok ismin CHP listesinden seçilip soluğu başka partilerde alacakları kesin!
“100 YIL ÖNCE OSMANLI, BUGÜN TÜRKİYE HEDEF”
100 yıl sonra, “Ya tarih yazacağız yahut 100 yıllık bir kayıp dönemine” daha gireceğiz!
Elbette tarih sahnesinden silinmeyiz ama birilerinin yazdığı tarihe meze oluruz.
O gün herkes Abdülhamid Han’a karşı birleşmişti.
Meral Akşener; “O gün Abdülhamid Han vardı, bugün Erdoğan var” diyordu.
Doğru söylüyordu!
Şimdi birileri; “Hacı sen Mustafa Kemal’e mi laf söylüyorsun” diyebilir.
Hayır!
Kayıpların sebebi Mustafa Kemal’in kendisi değildi!
Tarih bizi bir şekilde “zillete” savurdu.
O gün devletimize sahip çıkamadık; ama hamdolsun yeni bir devlet kurduk!
Kurduk kurmasına ama bir türlü belimizi de doğrultamadık, çok acılar yaşadık!
İster asın ister kesin ister yargılayın ister parçalara ayırın!
Ben üzerinde beş vakit ezan okunan bu toprakların PKK ve FETÖ gibi maşa terör örgütlerinin oyun sahası olmasına razı olamam!
Abdülhamid’e karşı çıkan Mehmet Akif, Elmalılı Hamdi, Rıza Tevfik gibi isimler daha sonra çok pişman olmuşlardı.
Allah bu memleketin evlatlarına hiçbir zaman “pişmanlık” vermesin!
Yazımı Rıza Tevfik’in, “Sultan Abdülhamid Han’ın Ruhaniyetinden İstimdat” isimli şiiriyle bitiriyorum:
Nerdesin şevketlim, Sultan Hamid Han?
Feryâdım varır mı bârigâhına?
Ölüm uykusundan bir lâhza uyan,
Şu nankör milletin bak günâhına.
Târihler ismini andığı zaman,
Sana hak verecek, ey koca sultan;
Bizdik utanmadan iftira atan,
Asrın en siyâsî padişâhına.
“Pâdişah hem zâlim, hem deli’ dedik,
İhtilâle kıyam etmeli dedik;
Şeytan ne dediyse, biz ‘belî’ dedik;
Çalıştık fitnenin intibahına.
Dîvâne sen değil, meğer bizmişiz,
Bir çürük ipliğe hülyâ dizmişiz.
Sade deli değil, edepsizmişiz.
Tükürdük atalar kıblegâhına.
Sonra cinsi bozuk, ahlâkı fena,
Bir sürü türedi, girdi meydana.
Nerden çıktı bunca veled-i zinâ?
Yuh olsun bunların ham ervâhına!
Bunlar halkı didik didik ettiler,
Katliama kadar sürüp gittiler.
Saçak öpmeyenler, secde ettiler.
Bir asi zabitin pis külâhına.
Milliyet dâvâsı fıska büründü,
Ridâ-yı diyânet yerde süründü,
Türkün ruhu zorla âsi göründü,
Hem peygamberine hem Allah’ına.
Sen hafiyelerle dem sürdün ancak,
Bunlar her tarafa kurdu salıncak;
Eli, yüzü kanlı bir sürü alçak,
Kemend attı dehrin mihr-u mahına.