Kaan uçağı mı Sünger heykeli mi?
Birileri “uçak” yapar, adını “Kaan” koyar; birileri “heykel” yapar, adını “Sünger” koyar.
Süngerlerin “savaşlarda” hiçbir işe yaramadığını çok net görüyoruz.
İşte bunlar hep çok ileri demokrasi!
Heykeller savaşlarda işe yaramaz, lakin bir topluluğu bunlarla mışıl mışıl uyutursunuz.
Algılar çoğu zaman olguların önüne geçebilir. Bir “hipersonik füze” şehrinize düşmeden uyanmalısınız; çünkü hakikat bazen çok ağır ve sert şartlarda gelebilir.
Farklı düşünenler olabilir. Onlara göre sünger heykeli ile İsrail’i durdururuz. Olmadı, “Fırtınaya Öpücük” heykeli devreye girer. Hele de afedersiniz “Çekirdek Çitleyen Eşek” heykeli onları anıra anıra yerle bir eder. Heykellerin sesi yoktur, ama korna takarız, bi’şiycikler olmaz.
Hülâsa; “SİHA mı yiyeceğiz?” diyenler için özgürlük bir mânâ içermeyebilir, fakat milletçe biz boyunduruk altına giremeyiz. Bu sebeple savunma sanayii çalışmalarını sonuna dek destekliyorum.
“İSRAİL YANIYOR”
İsrail tarihinde ilk kez yanıyor.
İran ilk defa “Cehenneme çevireceğiz” sözünü daha geniş perspektifte Tel Aviv ve Hayfa Limanları’nı bir miktar yakarak gösterdi.
Her iki ülke şimdilik “kontrollü ve sivillere azami dikkatle” birbirine saldırıyor.
İran, ülkeye sızan MOSSAD gerçeğini “generallerini kaybederek” daha soğuk ızdırapla gördü. Önlem alırsa geleceğini kurtarma şansı olur.
İsrail ise şehirlerin yok olma tehdidini bu kez daha yakından gördü.
Türkiye nasıl FETÖ ile mücadele edip içindeki ajanları söküp attıysa ve atmaya devam ediyorsa İran da içindeki ajanları söküp atmak zorundadır.
İsrail bu kez “orantısız güç” kullanamadı. Karşısında “gücünün sınırları henüz tam bilinmeyen” bir İran var.
Türkiye bu süreçte “sıcak savaşa” girmez. Savaştan olağanüstü etkilenecek ortam yok. İsrail ile ticareti durdurmuş Türkiye’nin pratikte maddi girdi-çıktısı olmaz.
Esas sorgulamamız gereken mevzu, İsrail uçaklarının Güney Kıbrıs’ta ne işi olduğudur.
“İngiltere” yine bölgeyi karıştırıyor.
İngiltere’yi gizlendiği vekalet güçlerinin ardından çıkarıp kamuoyunun önüne net ve şeffaf şekilde koymak tüm dünyanın avantajına olacaktır.
“ASKON’UN ENERJİSİ ÜLKEYE DEĞER KATIYOR”
Hafta sonu “Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği” (ASKON) tarafından düzenlenen 5.Kültepe Ekonomi Zirvesi’ne katıldım.
Sağlam bir sinerji yakalamışlar.
Sabah 8’de başlayıp akşam 22’ye doğru biten programda salonun doluluk oranı çok iyiydi. Herkes bir şeyler öğrenmek, birbirini dinlemek, ülkeye bir tuğla daha koymak için oradaydı.
ASKON Genel Başkanı Orhan Aydın genç, atik, işinin ehli bir başkan… Bir müddet sohbet ettik. Kendisi öyle enerjik ve samimi idi ki sanki yıllar önce tanıştığınız dostla sohbet ediyor gibisiniz.. Sanırım başarının anahtarlarından biri buydu.
ASKON Kayseri Şube Başkanı İlker Barlı da her konukla saatlerce tek tek ilgilendi. ASKON’un geneldeki gücünün şehirlerden akıp geldiğini görmüş olduk.
Ortak dert: Türkiye sevgisi.
Ortak hedef: Türkiye’yi büyütmek.
Zirveye Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat, AK Parti Genel Başkan Vekili Mustafa Elitaş, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, Kayseri Valisi Gökmen Çiçek, Milletvekilleri, Güney Afrika, Uruguay ve Kırgızistan Büyükelçileri ile tüm iş dünyası temsilcileri katıldı.
Kültepe Ekonomi Zirvesi sadece bir iş dünyası buluşması değil, aynı zamanda vizyon, düşünce ve üretim platformu olmuş.
Zirvedeki panelleri takip ettim.
İhracat Destekleri ve Finansman İmkânları, İş Dünyası ve İhracat, Faizsiz Finansal Çözümler, Kıtalararası Ekonomi ve Ticaret başlıklı panellerde ufuk açıcı bilgiler verildi.
ASKON’a ve kıymetli üyelerine başarılar diliyorum.
Milletini bilen, mütevazi, girişimci işadamları oldukça ülkemiz büyür.
Salondaki hiç kimsenin siyasi mesaj kaygısı yoktu.
Hiç kimse hükümete veya muhalefete parmak sallamadı.
ASKON konuşmacılarının “birilerine ayar verelim” kaygısı yoktu.
Net, şeffaf, direkt konuştular.
Okuyucularımız ve izleyicilerimizle de hasbihal etme fırsatı bulduk.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Türk ekonomisinin son 19 çeyrektir üst üste büyüdüğüne dikkat çekerek, “Mili gelirimiz 2023 yılında ilk defa 1 trilyon doları aştı. 2023’te 1 trilyon 130 milyar dolara yükseldi. 2024’te 1 trilyon 322 milyar dolara, 2025 ilk çeyreği sonunda da 1 trilyon 371 milyar dolara yükseldi.” dedi.
ASKON Genel Başkanı Orhan Aydın ise ASKON’un sadece bir iş dünyası STK’sı değil, aynı zamanda bir fikir ve gelecek inşa merkezi olduğunu belirterek; “Biz inanıyoruz ki uygarlığın gerçek ölçüsü nüfusla, şehirle, üretimle değil; insanın niteliğiyle belirlenir. ASKON olarak hedefimiz sadece ekonomik değil, aynı zamanda ahlaki ve fikrî kalkınmadır. Nitelikli insan, adil sistem, güçlü üretim… İşte biz bu sacayağı üzerinde müreffeh bir Türkiye’yi inşa etmekte kararlıyız. Yarınlarımızı düşünerek bugünden çalışmaya devam ediyoruz” şeklinde konuştu.
Zirve sonrası kadim dostum, gazeteci Erdinç Teğmen’in açılışını yeni yaptığı ofisini ziyaret ettim. “İhbar Et Kayseri” sitesi üzerinden şehre ve bölgeye önemli bir habercilik hizmeti veriyor. Yeni nesil gazeteciliğin en somut misallerinden biri ortaya konmuş.
“KEMAL BEY’İN SERGÜZEŞTİ”
Önce yerin dibine sokmaya çalıştılar.
“Ak Parti ile beraber hareket etmekle” suçladılar.
CHP’de parti içini karıştırmakla itham ettiler.
Kendi aralarında öyle kavgaları/itirafları var ki en sonunda Kemal Kılıçdaroğlu’ndan medet umdular, onunla görüşmek için randevular istediler.
Sırttaki hançer çıkmış mıdır?
Sanmam.
“KAYYUMA SON”
Bundan sonra şu olmalıdır.
1)Belediye başkanına kayyum atama uygulaması (terör suçları hariç) son bulmalıdır
2)Belediye Başkanı hangi partiden seçildi ise o partiden bir kişi başkan vekili olmalıdır. Belediye meclis üye sayısı fazla diye belediyenin başka partiye geçmesi seçmene haksızlık olur.
3)Milletvekillerinin parti değiştirme uygulaması son bulmalıdır. Partisinden istifa eden kişi, vekillikten de istifa etmelidir.
“GİZLİ DEĞİL AÇIK TANIK, HEM DE ÇOK AÇIK”
Gizli tanık falan diye işi sulandırmayın!
Tanıklar açık ve üstelik sizin en yakınındaki dostlarınız, yiyip içtikleriniz..!
Sizde her türlü “film” var.
Ama her filmin “final sahnesi” vardır.
Yolsuzluk filminin finaline doğru yaklaşıyoruz.
SON SÖZ: Esas savaş İran-İsrail savaşı değil, bu sadece bir ön izlemedir. Esas savaş farklı bir sahada “vekâlet güçleri” ile İsrail arasında yaşanacak. Bu savaşta İsrail çok derin kaybedecek. Sadece savaşı değil, “zamanı” da kaybedecek.
