Kandırmaca
İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi yarın su zammını görüşecek.
İmamoğlu’nun %20 diye ilan ettiği zam, kademelendirme kamuflajı ile 10 metreküp üzeri kullanımlarda faturalara %80 oranında yansıyacak. İSKİ’nin yaklaşık 1 milyon 750 bin konut abonesi suyu 10 metreküpten fazla kullanıyor. Hal böyle olunca İmamoğlu’nun %20 zam ifadesi bir kandırmacadan ibaret kalıyor. İBB yönetimi zamma gerekçe olarak elektrik, doğalgaz ve kimyasalların fiyatlarındaki artışları gösteriyor. Ama bu gider kalemleri İSKİ bütçesinin sadece %12.5’ini oluşturuyor.
Hepsini geçtik…
İmamoğlu 3 Mayıs’ta “su fiyatlarına %40 indirim” öngören bir talimatname yayınlamış bunu da “tüm hemşerilerimizin bilgisine….” diyerek kamuoyuna ilan etmişti. İmamoğlu yarın su zammından geri adım atar mı? Atmaz ise bundan sonra verdiği sözlerle birlikte yayınladığı tüm talimatnameler de “yalancı çobanın kavalı” muamelesi görmez mi?
Cenaze
Kim neye nasıl inanmak ya da inanmamak istiyorsa kendi tercihidir. Devlete düşen kişinin tercihine göre hizmet sunmaktır. Burada istisnalar var. Mesela anayasanın amir hükümleri doğrultusunda çocuklar ile gençlerin ruhsal, bedensel gelişimlerine zarar verecek yaklaşımlar… Bir de kamu sağlığı ve güvenliğini tehlikeye atacak durumlar… Bunları dikkate almak koşuluyla genel kabullerin dışındaki talepler bir şekilde karşılanmalı.
Bu meseleyi isimlerden, siyasi tartışmalardan bağımsız ele almakta fayda var.
Öldükten sonra yakılmak isteyen kişiyi zorla İslami usullere göre defnettiğimizde sevaba girmiş mi oluyoruz?
Beypazarı
Bu yazıyı Ankara’nın tarihi ilçesi Beypazarı’nda yazdım. Görülmesi gereken her yeri gördüm, tadılması gereken her şeyi tattım. Türkiye’nin ilk “hamam müzesi” burada mesela. Baklava, kuru, yaprak sarma, güveç… Hepsi nefis. Yalnız bu tarihi ve turistik şehirde 2 büyük sıkıntı var. Otopark yok. Bir de internetimde sıkıntı çıkınca erişimi olan bir yer bulabilmek için 30 farklı adres dolaşmak zorunda kaldım. Neyse ki Zerde Otel’in kafeteryası imdadıma yetişti. Koca şehirde internet erişimi olan tek bir yer bulabilince adını yazmasam olmazdı.
Algı
Kılıçdaroğlu “Tank Palet” yalanında ısrarlı. Ne kadar anlatırsan anlat anlamıyor.
Fabrikanın mülkiyeti devletin. Sadece işletme hakkı belli bir süreyle Katar ve Türk işbirliğinden oluşan BMC’ye devredildi. Bu gerçeğe rağmen Kılıçdaroğlu “satıldı” demeyi tercih ediyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bakmış ki olmuyor, bu konunun Kılıçdaroğlu’na ilkokul değil anaokulu öğrencisinin bile anlayabileceği şekilde anlatılması talimatını vermiş. Talimatı alanlar elbette bu işi nasıl yapacaklarına dair bir yöntem bulacaklardır. Ama Türkiye’nin savunma sanayii başta olmak üzere tüm sektörlerde kat ettiği aşamaları ilkokullardan başlayarak tüm öğrencilere gezi programları ile yerinde göstererek anlatmak faydalı olur. Müfredat hayatın içinden olmayınca çocuklar hiçbir şey görmeden mezun olup gidiyorlar.
Sonra da ortaya Kılıçdaroğlu gibi örnekler çıkıyor.