KAOSA OTURMAK !

Okuduğunuz Yazı
KAOSA OTURMAK !

İçerik

Çaresizlik böyle bir şey.
Siyaset diliyle milletin gönlünü kazanamayanların, sokağın yıkıcılığıyla, kaosla iktidar devşirme çabaları…
Atılan sloganlardan, yapılan basın açıklamalarına kadar sapır sapır dökülen bir çapsızlık…

Sanki zaman tünelinde 1940’ lı yıllarda sıkışıp kalmış, hayata siyah beyaz gözlüklerle bakan, toplumun gerçeğinden kopuk bir taraftar kitlesi…
CHP’ den bahsediyoruz anlamışsınızdır.

Parti çatısı altındaki her yetkilinin sarf ettiği sözlerle milletin yüreğine oturdukları yetmiyor gibi, şimdi de 2023 hedeflerine yürüyen milletin önüne “oturarak” hız kesmek istiyorlar.
Politika üretemeyen, ne kullandığı dille ne de geleceğe dair bir projeksiyonla millete olumlu bir vaadi olmayan siyasi oluşum.

Olumsuz vaadi çok ama. Haklarını yemeyelim.
Halkı kışkırtıp sokağa çekme çabalarına son vermeyeceklerini hatta tekrar tekrar deneyeceklerini gururla dillendirmekten de utanmayan bir parti ve parti başkanı.

Hak, Hukuk, adalet, demokrasi laflarını ağızlarına sakız etmelerinde de bir ciddiyet aramayın.
Hem bu günleri hem de geçmişleri bu kavramları hiçe sayıp millete yaptıkları zulümlerin acı hatıralarıyla dolu.
Bu kadar sorumsuz ve kırıcı bir siyaset dilinin partinin iliklerine kadar işlemesini açıklayacak kelime bulamıyoruz.
OHAL kaldırılsın ”mış”!
Şimdi sormazlar mı adama!

81 ilde oturma eylemi yapacak, bu eylemlerde kullandığın sloganlarla siyasete, ahlaka, edebe sığmayacak kadar çirkin bir dil kullanacaksın ve sonunda yaptığın terbiyesizliği alkışlayarak alanlardan ayrılacaksın! Ha?
Hem de o eleştirip yerden yere vurduğun OHAL şartlarında!

Eğer CHP nin ezberinde olan bir despotizm ve baskı uygulamaları olsaydı, değil o meydanlara çıkmak, pencereden kafanızı bile uzatamazdınız.
Ciddiyetsiz, şımarık bir çocuk gibi, sabır sınırlarını zorlayan ne akla ne vicdana ne de siyasete sığmayacak bir çirkinliği şirretlikle millete dayatmaktan vazgeçin.
Ülkenin ilerlemesi için bir tuğla koymaktan imtina edenlerin, milletin enerjisini almaya, önüne takoz olmaya hakkı yok.

Neresinden tutarsanız tutun elinizde kalan bir sakillik var karşımızda.
Ülke şahlanmış milletçe 2023 hedeflerine koşarken, CHP’ nin “oturarak” verdiği mesajı anlamak mümkün değil.
Darbe girişiminde bulunmuş FETÖ teröristlerinin avukatlığına soyunmak…
Ülkesinin sırlarını satanlara destek olmak…

PKK terörünün belini kıran operasyonlara karşı çıkmak…
İşte 16 Nisan’da yapılan oturma eyleminin neden yapıldığını açıklayan üç başlık.
Millet CHP anlayışının fersah fersah önünde. Yani yemiyor bu kandırmacaları.
Bakar mısınız atılan slogana :”Faşizme karşı omuz omuza”
Ne alaka!
İnsan aklıyla alay edercesine, siyasi kısırlıklarını terör örgütlerinin şablon sloganlarıyla örtebileceklerini zannediyorlar.

Açtırmayın kutuyu, söyletmeyin kötüyü.
Bir daha tekrar edelim.
Millet yemiyor bu çapsız duruşları.
Vicdanen, ahlaken ve siyaseten karşılığı olmayan söylemleri bayraklaştıran bir partinin milletin gündemini meşgul etme uğraşısı.
Meydanları gördük hepimiz.

Millette karşılıkları yok bunu biliyoruz. Ama 16 Nisan’da gördük ki parti tabanında da kan kaybetme başlamış.
Kaç kişi gelmiş, katılımın coşkusu nasılmış canlı canlı seyrettik.

İflah olmaz Erdoğan düşmanlığıyla şirazeleri kaymış bir topluluğun, GEZi Vandallığına doyamamış amigoların yönlendirmesi ve gaza getirmesi ile tarihin tozlu ve kirli sayfalarında unutulmuş sloganlara hayat vermesi!
Faşizme karşı omuz omuza…
Analar doğurur faşistler öldürür…

Katil ABD işbirlikçi AKP…
Kızmaya bile değmeyecek bir sığlıkta buluşan koca koca adamların düştüğü bu zavallı duruma söylenecek laf yok.

Sorsanız büyük büyük laflarla öyle bir anlatırlar ki, zannedersiniz Gandi’nin tuz yürüyüşü bu “oturma” eyleminin yanında güdük kalır.
Amiyane tabirle söyleyelim ”yerseniz.”

İstanbul milletvekili Sihafobik Sezgin Tanrıkulu’nun Diyarbakır Dağkapı’da HDP’ il Başkanıyla “oturarak” verdiği mesajın, demokrasi kültürümüze altın harflerle yazılacağından çok, CHP-HDP iş birliğini pekiştirmeye yönelik şov olarak görüyoruz.

İkisinin de derdi ortak. KHK lar iptal edilsin, FETÖ cüler Kamuya dönsün, PKK’ya operasyonlar dursun.
Taksim en önemli merkez doğal olarak.
GEZİ eylemlerindeki vandallıkları özledikleri için aynı alanda kaos tazelemek ve kendilerine güven vermek bakımından özel bir yer.

Gürsel Tekin de orada, Canan Kaftancıoğlu da, DİSK Başkanı da…
Pusette hiçbir şeyden habersiz eline tutuşturulan dövizle poz vererek parmağını emen minik yavru da fotoğrafı tamamlayan özel obje olarak seçilmiş.
Yani sivil itaatsizlik maskesi altında, değil oturmak, yakıp yıkıp, ülkeyi kaosa sokmak için yanıp tutuşanların kendilerini gizlemeleri.

Tabii masumiyet makyajlarının yüzlerinden akması için şehvetle söyledikleri bir slogan yetiyor. “ Hedef Taksim hedef direniş”
Yani yarım kalan kaos ateşini tekrar harlandırmak hevesi.
Yani sandıkta alamadıkları iktidarı, kaosla ele geçirir miyiz hesabı.

Yani FETÖ nün başaramadığı, milleti bölüp küresel güçlere servis etme planı.
Teröre yatırım yapılabilir bu gayrı milli duruşa göre.
Kaosa da yatırım yapılabilir.
Devletin beka mücadelesine engel olmak için oturma eylemi de yapılabilir.

FETÖ’ cülere özgürlük çağrısı da yapılabilir.
Vicdan kayıp…Ahlak kaçmış…Edep ağlıyor…
Ülkemize yatırım yapmak için hazırlık yapan kuruluşlara utanmadan, sıkılmadan : “Türkiye yatırım için uygun değil. Yatırım yapmayın” diyecek kadar devlet düşmanlığını hak ediyor mu bu millet?

Oturma eyleminin yapıldığı gün Kılıçdaroğlu’ nun bu çirkinliği sergilemesi tesadüf olabilir mi?
Bir de aynı gün Erdoğan’ın yaptığı konuşmayı getirin gözünüzün önüne. Çok şey söyledi Reis, ama sadece 1 başlığı hatırlayın.

“Geçtiğimiz yıllarda yaptığımız reformlarla ülkemize sınıf atlattık. Sadece 2006 yılından 2017 yılına kadar 180 milyar dolarlık uluslar arası yatırım çekmiş bir ülkedir. Bu her şeyden önce bir güvendir.”
İşte oturma eylemindeki sloganlar…

Kılıçdaroğlu’ nun Türkiye düşmanlarının bile söylemeye dillerinin varmayacağı söylemleri…
Ve Erdoğan’ın ülkesini yatırım çekmek için tüm dünyayı Türkiye’ye yatırım yapmaya davet etmesi…
Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminin milletin oyları ve onayıyla kabul edildiği tarihin yıl dönümünde gerçekleşiyor bu eylem. İçlerinde büyüttükleri nefreti millete olan öfkelerini oturarak, çirkin sloganlarla duyurmak istemeleri bu yüzden…

Siyasi sorumluluk zaten yok. Ancak insaf sahibi bir insanın düşünmesi lazım.
Ülkenin gördüğü en kanlı darbe girişiminin etkilerini silmeye çalışıp FETÖ terör örgütüyle her alanda yoğun bir mücadelenin sürmesinden rahatsızlık duymak niye?
PKK ya ülkeyi dar edip Suriye’de de kazımak için başarılı operasyonlar hala devam ederken operasyonlara engel olmak niye.…

Vicdan sahibi bir vatandaş OHAL den rahatsız olabilir mi?
Ülkesini seven bir vatandaş devletin verdiği beka mücadelesinin sonlandırılması isteyebilir mi?
OHAL uygulamasıyla FETÖ’ cü teröristlerden hesap sorup en hızlı şekilde KHK desteğiyle cezalandırılmalarını sağlamak devletin olmazsa olmaz bir tasarrufudur.

Üstelik milletin desteği de tamdır.
Ancak derdi üzüm yemek değil bağcıyı dövmek olan bir zihniyetle de mücadele etmek zorunda bırakılıyoruz.
GEZİ’ den beri her fırsatta halkı sokağa döküp kaos ortamı hayaliyle sözde “sivil itaatsizlik eylemleri” kisvesi altında ortalığı bulandırmak isteyenlere dün de geçit vermedik bu gün de.

Artık sessiz kalmayalım bu çirkinliğe ve çapsızlığa. Siyasi görüşümüz ne olursa olsun derdimiz vatansa hep birlikte dur diyelim bu millet düşmanlarına.

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Tahsin YILDIZ