Kardeş

Okuduğunuz Yazı
Kardeş

İçerik

İlginç bir haber vardı BBC’de…
“Eğer bir haber fazla duygusal ya da dramatikse büyük ihtimalle gerçeklere dayanmıyordur. Çünkü gerçek genelde sıkıcıdır” diye başlıyordu o haber. Ve savaş çıkaran üç sahte haberi anlatıyordu. Bunlardan biri de ABD’nin Irak işgali öncesi yaşanmıştı.

1990 yılında Saddam Hüseyin Kuveyt’i işgal etmişti. Amerika müdahale hazırlıkları yapıyor ancak bunun öncesinde bir algı operasyonu çekip alt yapı oluşturmayı istiyordu. Çünkü Amerikan kamuoyu savaşa şiddetle karşı çıkıyordu.

O yüzden önce halkı savaşa hazır hale getirmek gerekiyordu. 15 yaşında Kuveytli bir kız buldular. Adı Nayira el- Sabah’tı. Onu aldılar, güzelce giydirdiler, özel makyajlar yaptılar. Ve Amerikan kongresinde konuşmaya hazırladılar.

Kuveyt’teki zulmü anlatacaktı Nayira el- Sabah… Amerikan kongresinde kürsüye çıktığında tüm gözler Kuveytli Nayira’ya çevrildi. Önce gözyaşları aktı. Ardından konuşma başladı. “Ben Kuveyt’te bir hastanede gönüllü olarak çalışıyorum” dedi Nayira. “Saddam’ın işgalci askerleri çalıştığım hastanedeki kuvözde yatanprematüre bebekleri alıp götürüyor” dedi ağlayarak. “Bebekleri alıkoyup buzz gibi sokaklarda yerlere atıp ölüme terk ettiler” dediğinde Amerikan kongresindeki senatörler ceplerinden mendilleri çıkarıyordu. Nayira’nın o gün anlattıkları gündeme bomba gibi düştü.

Siyasiler haftalarca Nayira’nın konuşmasını hatırlatarak “Irak’ı işgal etmeliyiz” diye bağırdı. Medya da haftalarca Nayira’yı, sokaklarda ölüme terkedilen bebekleri sayfalarına ve ekranlara taşıyarak üzerine düşen görevi yaptı. Hemen anketler yaptırdılar. İş tamamdı. Amerikan halkı da dönüş yapıyor “İşgal-Savaş” diyordu.
Sadece Amerika değil, Batı’nın tamamı ülkelerindeki küresel sermayeye ait tek merkezli medya gücünün pompaladığı NAYİRA GAZI ile aynı noktaya gelmişti.
Halbuki Nayira’nın yaptığı o sahte konuşmayı Amerikalı Halkla İletişim Ajansı hazırlamış ve kıza ezberletmişti.

Ortada buz gibi sokaklara atılan bebekler yoktu. Ve dahası yıllar sonra Uluslararası Hak örgütü, İnsan Hakları Gözlemevi ve çok sayıda gazeteci Amerika’yı ağlatan o Kuveytli hastanede çalıştığını söyleyen kızın gerçek kimliğini ortaya çıkarıyordu.

Nayira el-Sabah aslında Amerika’nın Kuveyt Büyükelçisi Saud el-Sabah’ın kızıydı. O bir Amerikan vatandaşıydı. O medyanın bir kız, bir sahte haber, bir sahte gözyaşı operasyonu ile toplumları nasıl nerelere sürüklediğinin en güzel örneğiydi Nayira. İşte o medyanın tamamı şimdi her seçimde olduğu gibi yine Türkiye seçimlerine müdahale ediyor, yalan haberlerle Erdoğan’a saldırıp, Abidik- Gubidik ittifakı muhalefete talimatlar ve planlar yağdırıyor. Bu ülke yıllarca BATI başkentlerinden uzanan gizli ellerle işgal altındaydı. Ülkeyi yönetecek liderleri bile onlar seçip hazırlıyor, alıyor, büyütüyor, yukarıya taşıyordu.

İlk defa Batı’ya karşı net bir şekilde dik duran ve “Bağımsızlık savaşı”ndan bahseden bir liderle karşılaştılar. O yüzden 15 yıldır o medya darbe çağrıları yaptı, darbecilere alkış tuttu, her seçimde muhalefete açıkça destek verdi. Bugün de yalan ve iftiralarını, algı operasyonlarını aynı şekilde sürdürüyorlar. Kardeşi kardeşi vurdurarak yıllarca Britanya İmparatorluğunu ve müstemlekeleri uzaktan kumanda sistemi ile yöneten İngiliz devlet yayın organı bile dün “Erdoğan’ın kardeşi ona rakip olabilecek mi?” diye başlık atıp Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı adayı olması hayalini dışa vuruyor. Bu öyle bir operasyon ki, “Osmanlı zulüm yaptı” diyen CHP’yi bile kendi içinden aday çıkaramaz hale getirip, Osmanlı sevdalısı rakip partinin kurucusu Abdullah Gül ismine kadar taşıyor. Sahi? Bu kadar spekülasyonun, iddianın havada uçuştuğu, Saadet Partili önemli isimlerin “AbdullahGül’ün adaylığı için görüşmelerimiz sürüyor, Meral Akşener’i çekilmeye ikna için uğraşıyoruz” dediği bir dönemde Abdullah Bey’den neden ses yok?. “Ben bu işte yokum.

Kardeşimin karşısında asla olmam?” demiyor. 27 Nisan e-muhtırasından üç gün önce Erdoğan her türlü çirkin saldırıya rağmen “Bizim Cumhurbaşkanı adayımız bu hareketi beraber kurduğumuz Abdullah Gül KARDEŞİMİZDİR” demişti.

Bugün 27 Nisan… Kardeş nerede?
Neden susuyor? 

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Bekir HAZAR