Karşılaştırmalı “ayrılık” hikayeleri
Muharrem İnce, yoğun tartışmaların ardından CHP’den ayrılmayacağını ama CHP içinde “Bin Günde Memleket Hareketi” adıyla yeni bir oluşum başlattığını duyurdu.
Bu girişimin yeni bir partiye dönüşüp dönüşmeyeceği zaman içinde belli olacak. İnce, zamanla, gelişmelere göre kararını netleştirecek. Fakat İnce’nin “ayrılsam dahi CHP’yi kurtarmak için ayrılırım” sözleri, bunun hiç uzak bir ihtimal olmadığını ortaya koydu.
Muharrem İnce’nin tavrı, biraz da “40 yıldır emek verdiğim bu partiden ceketimi alıp gitmem” tarzında. Daha önce Önder Sav’ların nasıl gönderildiğini biliyor. Kendi başına da aynı şeylerin gelmesi an meselesiydi. Parti içinde izole edilmiş, etkisizleştirilmiş bir halde sonunu beklemektense, siyasi bir oluşum başlatarak, kendisini parti içinde etkili bir aktöre dönüştürmesi mantıklı ve başarılı.
Muharrem İnce’nin, “Bin günde memleket hereketi”ni ilan ettiği konuşmasında, CHP genel merkezine yönelik çok da etkili eleştiriler getirmedi.
Bu oluşuma 4 Eylül’de Sivas’ta start verilecek olması, İnce’nin izleyeceği yol haritasını ortaya koyuyor. “Atatürkçülük” vurgusu, parti içinde İnce’nin temel çekim merkezlerinden biri olacak.
“Mavi vatandaki haklarımız partiler üstüdür” sözleriyle İnce, CHP’den ve genel olarak diğer muhalefet partilerinden ayrışacağı noktaları da ortaya koydu. İnce “yerli ve milli” bir izleyeceğini ilan ederek kayda değer en mantıklı çıkışı yaptı.
CHP Genel Merkezi’nden gelen tepkiler, genel merkezin, İnce’ye karşı “düşük yoğunluklu” bir savaş vereceğini işaret ediyor. Agresif görünmek, ipleri koparan taraf olmak istemiyorlar. Muharrem İnce de benzer şekilde davranarak genel merkezin eline koz vermek istemiyor. Burada İnce, “mağdur” olan tarafı oynuyor. CHP tabanının desteğini kaybetmemek için “mağduriyet” önemli.
Muharrem İnce’nin CHP’de yeni bir oluşumu başlatmasının ardından sosyal medyada da gün boyu hararetli tartışmalar, atışmalar, hatta küfürleşmeler yaşandı. Ama en çok da AK Parti’den ayrılan Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’ın kurdukları partiler ile İnce’nin başlattığı siyasi oluşum kıyaslandı.
Hangi siyasi düzende olursak olalım parti kurmak demokratik bir haktır. Bu, ayrımsız herkes için geçerlidir. Bu, dün de böyleydi, bugün de. Önemli olan, öz ve niteliktir. Yani kimin partisinden ayrıldığı o kadar da önemli değildir, ayrılırken alınan tutumdur önemli olan. Muharrem İnce, ayrılırken “mavi vatan partiler üstüdür” diyerek kendince bir tutum aldı; Ahmet Davutoğlu da yeni parti kurduktan sonra “Hani dış mihraklar nerede, gösterin biz de bilelim” diyerek başka bir tutum aldı. Biri dışarıya karşı milletin birliğini önemsedi, diğeri dışarıyı yok saydı, inkar etti.
Partilerinden ayrılanları, yeni parti kuranları değerlendirirken ne söyleyip yaptığına bakmalıyız, hangi partiden veya gruptan olduğuna değil.