KARTONUN ADALETİ
Sürekli, defaatle yinelediğimiz gibi oyun için de oyunların yaşandığı ‘Klasik Türkiye’ günlerindeyiz. Mevcut iktidarın hükümet olduktan sonra adım adım ilerleyişinin durdurulamayacak duruma gelmesinden sonra yapılanlar, yaşananlar talimli yaptı bizleri… Ee normal değil mi…Ekonomi büyüyor,yatırımlar hız kesmeden devam ediyor,sosyal devlet olma yolunda son sürat ilerleyen bir Türkiye…Sadece ülke ve milletinin istikbaline odaklanmış bir iktidar kimlerin işine gelmez ise…Onlar da boş durmuyor.Bu sorunun cevabını elbette gören gözler,işiten kulaklar biliyor.Hissetmeyen ruhlara ise yapacak birşey yok.Onlar bir yandan nemalanmaya devam ederken,diğer yandan ellerinden geleni ardlarına koymuyorlar.
Millete, ülkenin geleceğine hiçbir katkısı görülmemiş muhalefetimiz; sırtını terör örgütüne dayayanlarla, bir gecede milletin istikbalini karartmaya çalışanlarla el ele kol kola kartondan adalet yürüyüşüne devam ediyor.
‘Aceleci sinek, süte düşer’ misali spontane gelişmiş algısıyla devletin en mahrem sırlarını ifşa eden bir zatın hakkını aramak!!!!görüntüsüyle yolculuğuna devam ederken de verilen görüntüler bu çabanın altında daha derin işlerin yattığını, hiç de masum olmadığını, önceden ve inceden inceye kurgulanmış, organize bir durum olduğunu açık ve net gösteriyor. Zamanlamasının çok manidar olduğu bu tiyatro gösterisinde yaşananlar,her sahnesinde ayrı bir trajikomik olaya sahne oluyor. Basından pür dikkat takip ettiğimiz görüntülerde sayın genel başkan için hazırlanmış ve kimselerin kolaylıkla alınmadığı son derece konforlu bir Mercedes otobüste mi adım adım kurgulanıyor herşey demeden edemiyoruz.Önceden hazırlanmış kostümler, araç ve gereçler organizasyonun başka bir ayağı…24 saat içinde açığa çıkan ve sonu cezaevinde biten kadrolu artistlerden bahsetmek gereği duymuyoruz bile.
Sayın genel başkan kendini bu yolculuğa canhıraş bir şekilde atarken; milletiyle hemhal olmuş, ömrünü ülkesine adamış, bir kelimesiyle milyonları arkasından sürükleyen, sokaklara döken Asım’ın neslinden bir adama mı imrendi dersiniz…Lakin;
‘Adam adam da pehlivan başka adam’ yahu…Biri ülkesinin istikbali için çağrı yapar, diğeri ülkeyi kaosa ve kargaşaya sürüklemek isteğiyle kendi istikbali için…
Bir de üstüne üstlük !provakasyonlara gelmeyin’ çağrısı yapmaz mı…işte bu her fırsatta bir dediği bir dediğini tutmamasıyla tescilli aktörümüze çok uygun bir davranış şekli.
Milleti sokağa çağır, bütün belediye çalışanlarını metazori bu sürecin içine kat…Milletin arazisini kafileni dinlendirmek için gasp eden belediyelerine göz yum…Sonra da provakasyonlara gelmeyin de…
Bu ne perhiz…Bu ne lahana turşusu…Anlayan var ise; beri gelsin.
Sayın Kılıçdaroğlu; vatan sevdalıları sadece vatanına, bayrağına, ezanına halel getirecek bir durum olursa sokağa çıkar. Meydanlara iner. Sen daha anlamadın mı bu milleti…Sizler çabalasanız da birlik ve beraberlik isteyen bizler bu oyunlara gelmeyeceğiz.
Ne yapmak istediğini çok iyi bildiğimiz antidemokratik eyleminizde; bu sıcak havalarda işine gücüne gitmek isteyenleri mağdur edin…Hastaları yolda bırakın…Milletin yolunu istila edin…Polisini kullanın…Sonra da ADALET!!! diye bağırın. Size cevabı ve adaleti en demokratik yerde yani sandıkta veririz biz.Bekleyin…
‘Adam hacı mı olur, ulaşmakla Mekke’ye’
‘Eşek derviş mi olur, su çekmekle tekkeye’
‘Adalet mi aranır, kartonla ve yürümekle’…
Ne sona yaklaşan ve suni gücünü dış mihraklardan alan hain kanlı terör örgütünün intikam, gözdağı ve infial yaratma çabalarıyla asker ve dava adamlarımızı şehit etmeleri, ne sırtını bir yerlere dayayanların çağrıları,ne de sizin yürüyüşünüz birlik ve beraberliğimizi bozamayacak.
Kendini masum göstermeye çalışan FETÖ örgütlerinin kalıntılarının da, asıllarının da, ekmek almaya gidenlerin de bu ülkede yeri yok.
Devletimiz, iş birliği içindeki bütün örgütleri de,uzantılarını da, yandaşlarını da, bu vatana her kim ihanet ediyorsa…ebediyyen gömmeye kararlı…Biz de üzerine toprak atmak için sabırla, metanetle beklemekteyiz.Babamız bile olsa kim ki…Bu cennet vatana ihanet ediyorsa büyüklerimiz gereğini yapacaktır ta ki…Tek bir hain kalmayana dek…Kimse de bize 15 Temmuz’u, yaşadıklarımızı, şehitlerimizi, gazilerimizi unutturamaz…UNUTMAYACAĞIZ…
Meral SAVAŞ