Kedi-fare oyunu
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Meral Akşener’e “evine dön” çağrısı yaptı. Niye, Akşener’in eve döneceğini sandığı ve beklediği için mi?
Sanmam!..
Meral Akşener, zaten MHP’de iken de evin asli sahiplerinden biri değildi. Bunu biz de söyledik, Devlet Bahçeli de defalarca dillendirdi. O yüzden, MHP’den ayrılan ve bugün İyi Parti’de yer alan Koray Aydın gibi isimler zikredilerek böyle bir çağrı yapılsaydı, belki Devlet Bey’in beklenti içinde olduğu düşünülebilirdi. Ancak, Meral Akşener’e yapılan çağrı, bence başka anlamlar taşıyor.
Bir kedi-fare oyunu diyebiliriz buna!..
Akşener, büyük iddialarla ortaya çıktı. Gözünü diktiği yer de MHP tabanıydı. Partinin parçalanacağı, yok olacağı iddia edildi. Sonuç ise ortada: İyi Parti hareketi MHP’de planlanan sonucu vermedi. Sağdan soldan toplama bir parti olan Akşener’in İyi Parti’si ise bugün ciddi sıkıntılar içinde. Sert dalgalanmalar ve savrulmalar yaşıyor.
Durumu gören Devlet Bahçeli de bu tür açıklamalarla İyi Parti’yi daha da darbelemeye çalışıyor. Sıkıntıyı büyütmek için hamleler yapıyor. Aslında “Gördünüz mü, zaman beni haklı çıkardı” mesajı vermeye çalışıyor.
Meral Akşener için gemiler çoktan yakıldı. Şartlar çok daha kötü olsa bile MHP’ye dönmez, dönemez. Yılların tecrübeli siyasetçisi Devlet Bey de bunu görüyor ve biliyordur elbet. Sadece yakaladığı fırsatı değerlendiriyor, eline geçirdiği Akşener’le oynuyor!
Bence Devlet Bahçeli’nin “eve dön” çağrısı, Meral Akşener’den çok İyi Parti’ye giden ve orada aradıklarını bulamayan eski MHP’lilere yönelik!
***
Siyaset hesap işidir. Zamanında ve doğru hamleler yapan kazanır. Bence geç kalmış da olsa Muharrem İnce’nin zamanlaması da doğru. Biraz daha oyalansaydı, hiçbir şansı kalmayacaktı.
İnce’nin ciddi iddialar içinde olduğu söyleniyor…
“Alacak götürecek, silip süpürecek” iddialarına katılmıyorum. Ancak, İnce atacağı adımla ciddi bir güç kazanacak. CHP Kurultayında tuvaletin önüne konulan sandalyeden, Kılıçdaroğlu’nun karşısına yerleştirilecek bir koltuğa geçecek. En azından Millet İttifakında pazarlık gücü yüksek bir isim haline gelecek.
Biraz daha geç kalsaydı, silinecek, kaybolup gidecekti.
***
Ahmet Davutoğlu ile Ali Babacan’ın durumları da aynı değil mi?..
Kamuoyu araştırmalarında yüzde birlerde geziyorlar. Ama kendilerini kurtardılar. Onlar da Millet İttifakı’na yaslanıp ayakta kalmanın hesaplarını yapıyorlar.
Bunun için de geçmişlerini silip attılar. Hatta öylesine savruldular ki Ayasofya’nın açılış bayramına katılmadılar, tersine kirletme çabalarının bile içinde oldular. LGBT gibi konularda bile ses çıkaramaz hale geldiler.
Geçmiş söylemler ve iddialar unutuldu, muhafazakârlık gömleği çıkarıldı, yeni bir yol ayrımına girdiler. Şimdi onlar da Millet İttifakı ve Kılıçdaroğlu’nun CHP’sinin değirmenine su taşıyorlar.
İşte Devlet Bahçeli’nin yaptığı çağrı böyle bir tablo içinde değerlendirilirse, söylediklerinin anlamı daha iyi anlaşılır!
Türkiye yeni bir sisteme geçti artık. O yüzden gelişmelere Parlamenter Sistem gözüyle değil, Başkanlık Sistemi gerçekleri ile bakmak lazım!