Kıbrıs’ta neler oluyor?
Son günlerde, Türk cumhuriyetlerinden Kazakistan, Özbekistan ve Kırgızistan’ın Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni (GKRY) tanımaları ve burada büyükelçilik açmaları, kamuoyunda geniş yankı uyandırmıştır. Özellikle bu gelişme, “Türk cumhuriyetleri Türkiye’yi ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni (KKTC) satıyor” algısı üzerinden tartışmalara neden olmuştur.
Oysa bu cumhuriyetler, söz konusu adımı atma kararını aslında 1997 yılında almışlardı. Ancak uygulamaya şimdi geçmişlerdir. Kazakistan, doğrudan büyükelçilik açmış ve atadığı büyükelçi de diplomatik sınırları aşan ifadeler kullanmıştır. Özbekistan ve Kırgızistan ise Roma’daki büyükelçilerini Kıbrıs’a akredite etmişlerdir. Bu gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulunan KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar, sürece ilişkin son derece makul ve dengeli ifadeler kullanmıştır.
Bu bağlamda, konuya tarihsel perspektiften bakmak büyük önem arz etmektedir. Zira Kıbrıs’ta geçmişte yaşanan “Kanlı Noel” olaylarında, Rumların Türk halkına yönelik gerçekleştirdiği vahşi katliamlar hâlâ hafızalardaki yerini korumaktadır. Türkiye, o dönemde geç de olsa müdahale etmiş ve Kıbrıs Türk halkını bu vahşetten kurtarmıştır.
15 Kasım 1983 tarihinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilan edilmiştir. Ancak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, 1983 tarihli 541 sayılı ve 1984 tarihli 550 sayılı kararlarıyla KKTC’yi tanımadığını ve GKRY’yi adanın meşru temsilcisi olarak kabul ettiğini ilan etmiştir. Bu kararlar, KKTC’nin ilanının hemen ardından alınmıştır. O dönemde Pakistan, bu kararlar karşısında ret oyu kullanmış ve Türkiye ile kardeşliğini açıkça göstermiştir.
Bugün gelinen noktada, 4 Nisan 2024 tarihinde Kazakistan’ın Semerkant şehrinde düzenlenen Avrupa Birliği-Orta Asya Zirvesi’ne KKTC davet edilmemiştir. Bu durum, bazı çevrelerce bir işaret olarak değerlendirilmiştir.
Uluslararası alanda devlet olarak tanınmasa da KKTC, Türk Devletleri Teşkilatı bünyesinde gözlemci üye statüsüyle yer almaktadır. Bu da diplomatik açıdan önemli bir kazanımdır.
Son olarak, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Azerbaycan’a gerçekleştirdiği ziyarette, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev tarafından resmî törenle karşılanması dikkat çekici bir gelişme olmuştur. Azerbaycan, KKTC’nin tanınması için elinden gelen gayreti her platformda ortaya koyan bir ülkedir.
Bu bağlamda, Güney Kıbrıs’ta büyükelçilik açan Türk cumhuriyetlerini erken ve sert biçimde “ihanetle” suçlamak, aceleci bir tutum olabilir. Ancak olayın dikkatle ve titizlikle takip edilmesi gerektiği açıktır.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, yalnızca Türk dünyasında değil, tüm dünyada büyük saygı gören bir liderdir. Bu nedenle önümüzdeki süreçte yaşanan bu sorunun da çözüme kavuşturulacağına dair inancım tamdır. Bu konuda herhangi bir endişe taşımadığımı açıkça ifade edebilirim. Gelişmeleri her aşamada yakından ve dikkatle takip etmek hepimizin görevidir.
Yakın zamanda Kıbrıs’a giderek çeşitli temaslarda bulunmayı planlıyorum. Olayı yerinde gözlemleyecek, yaşanan gelişmeleri daha iyi anlamaya çalışacağım. Oradaki izlenimlerimi de sizlerle paylaşacağım.