Kılıçdaroğlu ince ince eziyor!

Türkiye’nin kritik seçimine artık 16 gün kaldı… 

Muhalefet cephesinde özellikle de CHP’de tam bir kakafoni yaşanıyor. 

Garip bir strateji izliyorlar ya da CHP Genel Merkezi adayını ‘ince ince eziyor’. 

Yani yakadaki rozet çıktı diye ‘tarafsızlık’ safsafatasına sığınıp, aynı kürsüye çıkmamayı strateji olarak yutmamızı mı istiyorlar? 

Kılıçdaroğlu’nun meydanlar yerine küçük, dar kapsamlı toplantıları tercih etmesini bir kampanya inceliği olarak kabul etmemizi mi bekliyorlar? 

Daha ilk gün Kılıçdaroğlu’nun kürsüden adaylığını açıklarken, “Gel bakalım Muharrem” diye seslenmesi aslında her şeyin habercisiydi. 

Önce 10 büyükşehirde birlikte miting yapma kararını iptal ettiler… 

Sonra Kılıçdaroğlu, karşısındaki gazetecinin ‘İnce rüzgarı’ konulu gollük pasını, “Yüzde 29-30-32 bandında bir sayı telaffuz ediliyor. Biz daha yüksek olmasını isteriz….” diyerek göz göre göre auta attı. 

Üstelik Muharrem İnce’nin, “Başlarken Allah şahittir şöyle başladım; ‘İkinci tura kalalım, ikinci turda hesaplaşırız.’ Bugün iş değişti, bugün birinci turda alacağız artık. Bu bir dip dalgası” sözlerinin hemen ardından yaptı bu çıkışı. 

Dün bir radyo programında söylediği, “Onu harcama değil, tam tersine kazanmak için her türlü çabayı gösterdim” açıklamasını duyunca, “Tamam dedim, Kılıçdaroğlu ince bir operasyon peşinde”. 

“Harcama“ ve “kazanma” kelimeleriyle aynı cümlede kullanılabilecek birinin Cumhurbaşkanlığı’na adaylığını tasavvur bile edemiyorum… 

İnce, Kılıçdaroğlu’nun gözünde bile “harcanacak” ya da “kazanılacak” adamsa, milletin gözünde ne olabilir ki? 

Onu da sizin takdirinize bırakıyorum… 

Bugün konuşmak kolay tabi! 

Apolet tartışmaları son günlerin en sıcak siyasi polemiği! Bakmayın polemik dediğime aslında ardında barındırdığı zihniyete projeksiyon tutulduğunda ne kadar kritik bir konu olduğu ortada. 

Ama ben o tarafında da değilim. 

İnce’nin “Apoletlerini sökeceğim” dediğini duyunca aklıma ilk gelen şu oldu; 

“Eee Muharrem, bugün sana o lafı söyleme cesareti veren de, Erdoğan liderliğindeki AK Parti’nin vesayete karşı verdiği mücadele ve oluşan demokratik ortam değil mi? O mücadele olmasaydı, bırak apolet sökmeyi, daha önce yaptığınız gibi karşısında selama dururdunuz.”