Kim şu Netanyahu’nun yerinde olmak istemez?

Okuduğunuz Yazı
Kim şu Netanyahu’nun yerinde olmak istemez?

İçerik

Adam, istediği an, yani parlamentoda 2-3 oy çoğunluğu bulduğu anda, Anayasa Mahkemesi’nin hangi yasalara veya hükümet kararlarına bakabileceğine dair yasa çıkartıyor. (Onların yüksek mahkemesi Danıştay görevi de yapıyor.) Muhalefet bir tarafa, bütün vatandaşlar bu sözde yargı reformuna karşı sokakları dolduruyor; askere alınma sırası gelen yedek subaylar, ki aralarında generaller, bölük komutanı olacak kişiler var, protesto amacıyla orduya katılmayı reddediyorlar.

Ama Netanyahu’nun umurunda olmuyor. Bir tür şeytan tüyü müdür? Yoksa bir tür ABD ve AB için “muteber adam” pozisyonunda olmak mıdır? Bunu İsrail’in ABD açısından vazgeçilmezliği, onun güvenliği için İran’ın nükleer enerji (bomba değil enerji) edinmesinden tutun, Irak ve Suriye’yi üçe bölmek dâhil, bölge haritasını yeniden çizmeye kadar varan önemiyle açıklayamazsınız. Ehud Olmert, Yair Lapid ve Naftali Bennett de aynı İsrail’in başbakanlarıydı, onların yönettiği İsrail de ABD için vazgeçilmez önemdeydi. Ama Netanyahu öncesi hiçbir hükümet, ABD ve AB tarafından onun gördüğü toleransı (tolerans ne demek, baş tacı edilmeyi, hataları görmezden gelinmeyi) görmedi.

Stockholm’de bir terörist siyasetçi Kuran’ı yakmaya kalkar, ABD öncülüğünde AB ülkeleri vatandaşlarını Türkiye’ye gitmemeye çağırırlar. Hem de sıradan bir seyahat uyarısıyla değil, elçiliklerini, konsolosluklarını kapatarak harekete geçerler. İsrail’de Netanyahu’nun terörizmden mahkûm birini bakan ve başbakan yardımcısı yapmasının yarattığı tepkiyi örtmek için, işgal altındaki Arap topraklarında oturan Museviler, evine giden Arap çocuklarını vurarak ülkeyi kan gölüne çevirirler ama ABD Dışişleri sözcüsü tık demez!

Eski Başkan Trump’ın Netanyahu ile ilişkisini kınamaktan geri durmayan Biden, şimdi artık göstermelik birkaç cümleden başka Netanyahu aleyhtarı tek kelime etmiyor. Netanyahu göreve geldiği 65 gün içinde İsrail’e Dışişleri Bakanı Blinken ve Başkan Biden’ın Ulusal Güvenlik Yardımcısı Jake Sullivan dâhil 21 “üst düzey ziyaret” yapıldı; Savunma Bakanı Lloyd Austin de bugün yarın Kudüs’ün yolunu tutuyor. ABD Genelkurmay Başkanı ise neredeyse ikametgâhını Kudüs’e nakledecek! Org. Milley, bu süre içinde iki kere İsrail’e gitti. Önceki gün Milley’in uçağı İsrail hava savasını terk ettiği sırada İsrail Hava Kuvvetleri Halep Havaalanı’nı yerle bir etti.

Halep, 11 ilimizi vuran deprem afetinin 6 bin 795 kişinin ölümüne ve 14.500 kişinin yaralanmasına, 5 milyon kişinin evsiz kalmasına sebep olduğu Suriye’ye gidebilen dış yardımın ülkeye ulaştığı tek kapı idi. İsrail Suriye’de istediği yeri istediği gibi vurabiliyor ve bu, İran’dan gelen teröristlerin imhası amacıyla olduğu gerekçesiyle ABD tarafından alkışlanıyor. İran, Suriye halkına getirdiği acı ve yıkıntının farkında değil; Suriye’nin tek müttefiki Rusya ise aynı acı ve yıkıntıyı Ukrayna’ya getirmekle meşgul olduğu için Halep’in, Şam’ın farkında değil.

Şu anda Suriye’deki depremzedelere yardım gönderen ülke olmadığı gibi, göndermek isteyenlerin yardım ulaştırabileceği bir havaalanı da kalmadı.

Sebebi her neyse, bu Netanyahu tutkusu bölgeye karamsarlıktan başka bir şey getirmiyor.

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Hakkı ÖCAL