Kimin için geliyorsunuz?
Cumhuriyet Halk Partisi, 24 Haziran genel seçimlerinde kullanacağı sloganı “Millet için geliyoruz” olarak belirledi.
Oysa başta CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce olmak üzere dörtlü ittifakı oluşturan partilerin meydanlarda millete sunduğu “vaat” bugüne kadar yapılanları, Türkiye’nin büyük ve prestijli projelerini durdurmakla ilgili.
Millet için gelenlerin vaadi yerli otomobil ve Kanal İstanbul projesini durdurmak, Akkuyu Nükleer Santralı’nı askıya almak, Türkiye’nin stratejik savunmasına hizmet eden S-400’lerden vazgeçmek, IMF’den borç almak, TRT’yi satmak, Beştepe’yi dağıtmak, Suriyeli sığınmacıları sınır dışı etmek ve daha nice Türkiye’nin yüz akı olan yatırıma son noktayı koymak olabilir mi?
Bu ülkeye yapılan hizmetleri “Millet için” durdurmak millet aklıyla alay etmek değil de nedir?
Bu vaatler olsa olsa yabancı güçlere verilen sözler olabilir. Türkiye’yi ayağa kaldıran projelere düşmanlık açık ki Batı’nın işine gelir, milletin değil. Gerçekte muhalefet millete sesleniyormuş gibi yapıp aslında Küresel güçlere yaranma derdinde. Batı’dan destek bulmak umuduyla kendi ülkesini bile yakıp yıkmaya razı olduğunu gösteren bir muhalefet var karşımızda.
Küresel muktedirlere verdikleri mesaj net olarak şu: Türkiye’yi büyütmeye, kalkındırmaya, bölgesinde ve dünyada büyük bir devlet haline getirmeye asla girişmeyeceğiz. Bu uğurda hükümetin ve Tayyip Erdoğan’ın yaptığı ne varsa ibret olsun diye durduracak, gerekirse ülkeyi yerle bir edeceğiz!
“Dörtlü ittifakın” tek seçim vaadi Türkiye’yi Batı’ya bağımlı, zayıf, güçsüz bir ülke konumuna gerisin geri döndürmektir. Diğer bütün süslü seçim vaatleri bu hedefi gizlemek içindir. Necip Fazıl’ın 1950’lerde CHP için yaptığı bu tespit, hâlâ geçerliliği korumaktadır: “Bugün bizdeki muhalefet iktidarı düşürmek için vatanı düşürmeye bile razıdır.”
CHP, Adnan Menderes ve arkadaşlarını idam eden 27 Mayıs darbecilerinin siyasi ortağıdır. İnönü, 27 Mayıs siyasi şefidir. Kemal Kılıçdaroğlu ise 15 Temmuz darbe girişiminin siyasi ayağını temsil etmektedir.
Gezi ayaklanması, 17-25 Aralık Yargı operasyonu, 15 Temmuz darbesi tarihe iktidarı değil, “vatanı düşürme” girişimleri olarak geçmiştir. Gezi’nin, 17-25 Aralık’ın, 15 Temmuz’un siyasi güçleri bu hedeften vazgeçmiş değil, şimdi de 24 Haziran’da Erdoğan’ı devirmeye, “vatanı düşürmeye” hazırlanmaktalar. Şu gerçek artık gün yüzüne çıkmış durumda: Muhalefet asla “Millet için” değil, gelse gelse yabancı güçlere işgal yollarını açmak için yönetime gelir. Millet artık bu gerçeğin farkında.