Kimse bu topraklarda operasyon çekemez!
İran’da organize edilen toplum mühendisliğinin icrasına dönük hamlelere hep beraber şahit olduk ve halen devam eden bir süreç var.
İran’da yaşananlara kim ne derse desin kaos mühendislerinin toplum sosyolojisi üzerinden kaotik kombinasyonlar ve ellerindeki argümanlar üzerinden yaptığı bir operasyon olarak kendini gösterdi.
İran ölçekli gibi görünen hamlelerin gerçekte ne olduğuna dair yansımalarını kendi topraklarımız içinde görmemiz mümkün oluyor.
Kontrollü kaos mühendisleri içimizdeki aparatlarını eşgüdümlü olarak harekete geçiriyorlar.
Legal gibi görünen tüm aparatları aynı yerden komut alarak toplumsal hassasiyetleri önplana çıkararak algı çalışmaları yapıyorlar.
Gazetelerinden, internet portalları üzerinden toplumu istedikleri kıvama getirecek konuları birbir ardı sıra kaşıyıp mevzi oluşturma ve elde ettikleri sinerjiyi yönlendirmenin gayretleri içindeler.
Buna bizden gibi görünen her aktör dahil benzin taşıyorlar, çıkaracakları yangına çocuk istismarından tutun da, kadına yönelik şiddet, yolsuzluk, haksızlık ve ne varsa kullanabilecekleri argümanlar üzerinden toplumu dizayn etmeye çabalıyorlar.
Birey ve devlet olarak herkesin sorumlulukları var. Herkes elini taşın altına sokabilmeli. Öyle hassas dengeler üzerinden inşa edilmiş bir toplumuz ki, kıvılcımın küçüklüğünü bile hesaplıyorlar.
Fazla uzatmayayım.
İran kendi içindeki problemi halledecek. Bunun için de idam sehpalarını bile hazırladılar.
Peki neden?
Müeyyidesi gecikmiş hukuk, hukuk olmaz.
Hukuksuzlukları ne olursa olsun devlet olmanın yaptırımlarına dair kendi yöntemlerince müeyyideleri gösteriyorlar. İdam getirelim mi demiyorlar. İdam sehpasını toplumun bilincinde hazırladıkları için anında idam sehpasını kuruyorlar.
Bizde de aynı şey olmalı.
Toplum düzenini bozacak bir çok eylemin dünyada karşılığı var. Bir şekilde infaz ediyorlar…
Haini sallandırmadıkça, çocuk istismarcısını sallandırmadıkça, kadına yönelik şiddeti en ağır biçimde cezalandırmadıkça her zaman toplum mühendislerinin elinde kullanışlı malzeme olurlar. Medyalarında “9 yaş” kahpeliği üzerinden değerlerimize saldırırlar.
Bu kahpelere anladığı dilden cevap verecek bir hukuk istiyorum.
Bu benim en anayasal hakkım.
Kimse bu topraklarda operasyon çekemez!