Kör değilsek eğer…
Ne kadar da çabuk akıyor zaman! Türkiye, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçeli tam 2 yıl oldu. Erdoğan’ın, 9 Temmuz 2018’de yemin etmesiyle başlayan süreç, yarın 2. yılını dolduracak.
Peki, ne oldu bu süreç içinde?
Neler olmadı, neler yaşanmadı ki! Hem dönüşüm süreci için gerekli düzenlemeler yapıldı, hem de tarihi denilebilecek adımlar atıldı…
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 30 ülkeye 46 ziyaret gerçekleştirdi. Araya salgın süreci girmeseydi, bu sayı çok daha yüksek olacaktı. Üstüne bir de dünyaya yön veren liderlerle yapılan yüzlerce telefon görüşmesini eklemek lazım.
Kim ne derse desin…
Türkiye, küresel bir aktör haline geldi. Bölgesinde ise, mutlaka konuşulması ve danışılması gereken bir güç oldu.
“Neler oldu” sorusunu daha iyi anlamak ve algılamak için sadece Abdullah Gül ve Ahmet Necdet Sezer’in cumhurbaşkanlıkları dönemine bakmak yeterli olur sanırım.
Nereden nereye!..
***
Bütün dünya ile birlikte “pandemi” adı verilen büyük bir sıkıntının içindeyiz. Dünya devleri sarsılıyor. Onlara bakınca çok şükür iyiyiz biz.
Bu süreç içinde herkesin parmak ısıracağı bir mücadelenin altına imza attık. Bunu görmek için sadece ölüm oranlarına bakmak bile yeterli. O yüzden de herkes tarafından örnek olarak gösteriliyoruz.
Biz, sadece kendi mücadelemizi vermedik. Dünyadaki 137 ülkeye de yardım elimizi uzattık. Aralarında dünyanın en ileri ülkeleri de var. Türkiye’nin gönderdiği yardımlar halen devam ediyor…
Sağdan soldan yardım bekleyen bir ülke durumundan bugünkü konumumuza yükseldik.
Üstelik salgın sürecinde de kapıya kilit vurmadık. Üretimimizi devam ettirdik. Dev yatırımları sürdürdük.
Tek tek yetişmek mümkün olmadığı için açılış törenlerini de onar onar gerçekleştiriyoruz…
***
Türkiye’de 1990’ların en önemli meselesi terör ve güvenlikti…
Sınırlarda karakollarımız basılır, şehirlerimizde bombalar patlardı. Kime mikrofon uzatsanız, “Ne zaman kurtulacağız bu sıkıntıdan?” sızlanması yükselirdi.
Barış Pınarı ve Bahar Kalkanı operasyonları ile geçmişte hayal bile edilemeyenleri gerçekleştirdik. Pençe operasyonları ile de terör yuvalarını dağıtıyor ve inlerine gidiyoruz.
Artık karakollarımız basılmıyor…
Şehirlerimizde bombalar patlamıyor, insanlarımız katledilmiyor.
Tarımsal üretimde Avrupa’nın en iyisiyiz. Unlu mamuller ihracatında dünyada birinciyiz. Savunma sanayiinde bütün dünyaya parmak ısırtacak projelere imza atıyoruz. Dünyanın en ciddi ve etkili yayın organlarının gündemini meşgul ediyoruz.
Akdeniz ve Libya’daki gelişmeler ortada. Dostlar alkışlıyor, bize düşmanlık besleyenler ise hop oturup hop kalkıyor.
Her alanda önemli gelişmelerin altına imza attık. Hem bölge ülkelerine, hem de dünyaya kabul ettirdik kendimizi.
Bazıları hala parlamenter sistem hayalleri kursa da, bütün bu gelişmeler kirletilip itibarsızlaştırılmaya çalışılsa da…
Parlayan bu Türkiye fotoğrafında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin payı büyük!
***
Kim ne derse desin… Kim aksini iddia ederse etsin…
Kör ve kötü niyetli değilsek eğer, o eski ve hantal Parlamenter Sistemden kurtulduğumuz için hep birlikte şükretmemiz gerekir.