Kötülük ve kötüler
Çocukların ihtiyaçları vardı. O yüzden dün dolaşmak zorunda kaldım bir süre Ankara’da. Gördüm ki genellikle kısıtlamalara uyuluyor. En önemlisi de hemen herkesin yüzünde maske var.
Oysa Avrupa birbirinin boğazına çöküyor o maske için. Bütün ahlaki değerler ayaklar altına alınmış. Herkes birbirinin siparişine el koyma yarışında. Yok, bulamıyorlar; çaresizliğin ortaya çıkardığı bir durum bu.
Bizde her yerde var. Üstelik isteyenin kapısına kadar götürmeyi taahhüt eden bir devlete sahibiz. Batılı ülkelerle kıyas bile kabul etmeyecek bir durumdayız. İngiltere’de yoğun bakım doktorları korunmak için kafalarına naylon poşet sararken, biz hiçbir konuda sıkıntı çekmiyoruz. İtalya’da hastanelerde yer yok, hasta yatakları sokakta; hastalar ise sahipsiz. İspanya’da cenaze kuyruklarında bekliyor insanlar. ABD’de ise sağlık sistemi çökmüş durumda…
İşte kötüler görmüyor ve görmek istemiyorlar bunu! Çünkü kötülük dolu içleri! Onu dışarı kusuyorlar sürekli.
Durum bu olunca, CHP’li Gaye Usluer, vatandaşın kapısına kadar ulaştırılan maske dağıtımı bile eleştirebiliyor. Hiç sıkılmadan, bu uygulamanın “vatandaşı zora sokmak olduğunu” söylüyor. Garip, ama “Eczanelerle anlaşsaydınız, onlar dağıtsaydı” diyebiliyor.
Kötüler, kötülük etmeden duramıyorlar işte!
Sanırsınız virüsün gizli ortağı! Sırf muhalefet olsun diye vatandaşın evden çıkıp, eczanelerin önünde kuyruklar oluşturmasını isteyebiliyor. Bilim adamları “izolasyon” diye bağırırken, O, kalabalıklar oluşturmaya çalışıyor.
Hangi akıl ve mantık süzgecinden geçirip izah edebilirsiniz bunu? Bazı belediyelerin halen pazar yerlerinde “halka hizmet” diye çorba dağıtımı yapmasına ne diyebilirsiniz?
Söylenebilecek tek söz: Kötülük!
***
Öylesine büyük çelişkiler içindeler ki…
Bir yandan bu tavırları sergilerken, diğer taraftan “Neden sokağa çıkma yasağı konulmuyor?” diye bağırıyorlar.
O da bir kötü düşüncenin ürünü çünkü! İstiyorlar ki, üretim dursun. Tüketici ile aradaki zincir kopsun. Ekonomi iyice sıkıntıya girsin. Daha fazla insan işini kaybetsin. Herkes evine hapsolsun; kimse kimsenin yardımına koşamasın. Sıkıntılar katmerlensin ve artsın; kendileri de bunun üzerinden prim yapsın…
Bunun için zemin hazırlamaya çalışıyorlar. Algılar oluşturmak için çırpınıyorlar. Neymiş, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na düzenli olarak sunulan “Türkiye Gündemi” araştırması sonuçlanmış. Halk sokağa çıkma yasağı ilan edilmesini istiyormuş!
Öyle mi acaba?..
Alınan tedbirlere titizlikle uyulmasını istiyor olabilir. Ancak, günlerdir evine kapanan ve bunalan halkın sokağa çıkma yasağı istediğini hiç sanmıyorum.
Ayrıca, ne demiş Ziya Paşa:
“Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz.”
Sen, üzerine düşeni yapmayacaksın. Uyarılara rağmen siyasi faaliyetlerini durdurmayıp, virüsün yayılmasına yol açacaksın. Toplu taşım seferlerini azaltıp, milleti üst üste yığacaksın. Halkın evine giden hizmeti eleştirip, onları evden çıkarmaya çalışacaksın. Sonra da halktan yana görünüp sokağa çıkma yasağı isteyeceksin!
Aptal mı bu millet? Kötü niyet ve hinliği, sergilenen çelişkileri ve siyasi hesapları görmeyecek mi?