Kudüs havasını çabuk dağıttılar
Türkiye’nin öncülük ettiği, ABD ve İsrail’i yalnız bırakan tarihi Kudüs kararının olumlu havasını dağıtmak için çabuk harekete geçtiler. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tarihe geçecek olan bu diplomatik başarısını unutturmak için hızla yeni tartışma gündemleri oluşturuyorlar.
15 Temmuz’da sokağa çıkan sivilleri korumayı amaçlayan Kanun Hükmündeki Kararname’nin farklı yönlere çekilerek yeni bir tartışma başlatılmasının sebebi de bu. CHP, söz konusu KHK maddesini çarpıtarak yapay bir tartışma gündemi yarattı; maalesef, bu tartışmayı büyüten eski cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile bazı AK Partili hukukçu ve akademisyenin katkısı oldu; CHP’yle işbirliği halinde, Türkiye’nin yakaladığı olumlu havayı tersine dönüştürme gayreti içine girdiler.
Türkiye’ye yarayacak, Cumhurbaşkanı Erdoğan lehinde hiçbir konuyu, tartışmayı zaten bu ülkede fazla gündemde tutmazlar. Hele hele ABD ve İsrail aleyhinde, diplomasi tarihine geçecek bir gelişmeyi gündemde tutmaları mümkün değil. Son örnekte olduğu gibi, gündemi değiştirecek malzemeyi muhakkak bir yerlerden bulup çıkarırlar.
Birkaç önemli şahsiyetin desteğiyle gündemi Cumhurbaşkanı Erdoğan aleyhine çabucak çevirebiliyorlar. Birbirleriyle senkronize olmakta da inanılmaz başarılılar. Millet Kudüs’ü konuşurken, bunlar gündemi bir anda “AKP’nin paramiliter devleti” konusuna getirdiler.
Tabii, bu sayede 2019 seçimlerindeki siyasi ittifakları da görme şansını bulduk.
Bu son KHK vesilesiyle CHP, İyi Parti, Saadet, HDP ve Abdullah Gül öncülüğündeki “küskün” bazı AK Partililerin, Erdoğan karşıtlığında çok çabuk organize oldukları ve bundan sonra birlikte hareket edecekleri görüldü. 2019 seçimlerine doğru Erdoğan’a tam saha pres uygulayacaklar. Hemen her konuda gündemi Erdoğan ve AK Parti aleyhine çevirip seçimlerde etkili olmaya çalışacaklar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gündem oluşturmakta tek başına kaldığı açık. AK Parti’nin de gündem yaratmakta en az CHP kadar sert olması gerekiyor. Maçı tek başına Erdoğan’ın almasını beklemek yanlış olur; AK Parti’nin 2019’a doğru tam kadro sahada olması ve diğer siyasi güçlere alan bırakmaması şart. Yoksa, karşı tarafın yarattığı suni gündemlere mahkum kalınır ki, bu hem AK Parti’ye hem de Türkiye’ye kaybettirir.