Kuklacının taziyesi
Türkiye’de havada uçan kuşlar dahi bilir ki İstiklal Caddesini kana bulayan kadın teröristi oraya yollayan her ne kadar PKK/YPG olsa da terör örgütünün ipleri ABD’nin elindedir.
Türkiye, tarihin bu döneminde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifadesiyle kuklalarla değil, onların iplerini ellerinde tutanlarla mücadele ediyor.
İşte tam da bu sebeple İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “Amerikan Büyükelçiliği’nin taziyesini reddediyoruz” sözleri Türkiye’nin kuklacının kimliğini bildiğini Sam Amca’ya hatırlatması anlamına geliyor.
PKK/YPG’nin kukla, ABD’nin kuklacı olduğunu görmemek için kör olmak lazım. ABD yıllardır on binlerce TIR dolusu silahı Türkiye’nin itirazlarına rağmen terör örgütüne veriyor. 2022 savunma bütçelerinde YPG’ye 177 milyon dolar para ayırdılar. 2020’de örgüte aktardıkları desteğin 400 milyon dolar civarında olduğu biliniyor.
Türkiye’nin ABD’nin taziyesini kabul etmemek için o kadar çok haklı sebebi var ki… Bırakın örgüte aktardıkları para ve silahları… ABD’nin Türkiye’yi terörle hizaya getirme, istikamet çizme gayretleri 2014-2017 döneminin Ankara Büyükelçisi John Bass tarafından 12 Ekim 2017 tarihinde itiraf edilmedi mi?
Bass “Türkiye’de eğer 9 aydır bombalar patlamıyorsa bu ABD’nin sayesindedir. Türkiye’de IŞİD 9.5 aydır terör eylemi yapamıyor. Bu hükümetlerimizin yoğun-yakın iş birliğinden kaynaklanıyor!” demedi mi?
Bu skandal açıklamanın alt metninin okuması şudur: Türkiye bizim kontrolümüzden çıkar, bölgesel bir iddia ortaya koyar, ulusal çıkarlarını savunmak için bize meydan okursa, terör kartını devreye sokarız. Bu yerine göre PKK-YPG, yerine göre -Trump’ın “O terör örgütünü Obama ve ezik Hillary Clinton kurdu” dediği- DAEŞ olur. 2015-2016 döneminde Türkiye’de yüzlerce insanın hayatını kaybettiği, şehirleri kan gölüne çeviren bombalı terör saldırılarını engelleyebilirdik ama bilerek engellemedik!
Peki, Bass bu itirafı yapmadan önce Türkiye’de neler oldu? Unuttuk mu o karanlık dönemi? Unutursak, Türkiye’nin bugün ABD’nin taziyesini neden reddettiğini ve kuklacıya verilen mesajı anlayamayız.
5 Haziran 2015. Diyarbakır’daki bombalı saldırıda 5 kişi hayatını kaybetti.
20 Temmuz 2015. Suruç’ta intihar saldırısında 40 kişi hayatını kaybetti. 100 kişi yaralandı.
10 Ekim 2015. Türkiye tarihinin en kanlı terör eyleminde Ankara Garı’nda 103 kişi yaşamını yitirdi. 400 kişi yaralandı.
12 Ocak 2016. Sultanahmet Meydanı’nda bir turist kafilesini hedef alan bombalı saldırıda 13 kişi öldü, 16 kişi yaralandı.
17 Şubat 2016. Ankara’da askeri servis araçlarına yönelik bombalı saldırıda 28 kişi hayatını kaybetti, 61 kişi yaralandı.
13 Mart 2016. Ankara Güvenpark’ta otobüs bekleyen masum insanlar bombalı saldırıda katledildi. 36 kişi hayatını kaybetti. 300 kişi yaralandı.
19 Mart 2016. İstiklal Caddesi’nde gerçekleştirilen intihar saldırısında 4 kişi öldü, 39 kişi yaralandı.
31 Mart 2016. Diyarbakır’da polis servisine yönelik saldırıda 7 polis şehit oldu, 13 polis ve 14 sivil yaralandı.
28 Haziran 2016. Atatürk Havalimanı’nda gerçekleştirilen terör saldırısında 45 kişi hayatını kaybetti, 239 kişi yaralandı.
10 Aralık 2016. Maçka Parkı’ndaki intihar saldırısında 40’ı polis 47 kişi hayatını kaybetti. 242 kişi yaralandı.
17 Aralık 2016. Kayseri’de çarşı iznine çıkan askerlere teröristler bombalı araçla saldırdı. 15 asker şehit oldu. 56 kişi yaralandı.
Aynı dönemde Bursa, Gaziantep, Midyat, Diyarbakır, Vezneciler, Yenibosna, Van, Elazığ, Şemdinli, Adana ve Derik’te düzenlenen terör saldırılarında onlarca insan hayatını kaybetti, yüzlercesi yaralandı.
Bütün bu saldırıları önleyebilecek gücü olduğunu ama Türkiye’nin şehirlerinde bombalar patlarken sessizce izlemeyi tercih ettiklerini itiraf edenlerin taziyesi kabul edilir mi? Cevabı siz verin…