LEGAL ETİKETLİ DARBECİLER SOKAĞI İŞARET EDİYOR

2013 yılında sahaya sürülen sivil itaatsizlik ve darbe girişiminin 10.cu yılının unutulmamasını isteyen o dönemin aktörleri yine sahaya dönme çağrılarına başladılar.

“Gezi/ işgal” girişimi veyahut paramiliter darbe projesinin 2013’te hangi saiklerle sürüldüğünü biliyoruz. Bugün aynı hedefler ancak metodik olarak daha yüksek perdeden hakaret, sindirme ve provokasyonlara başvuracakları görülüyor.

Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin yeni güvenlik paradigmalarının buna karşılık önleyici çalışmadan daha ziyade hukuku önceleyen ancak yerinde müdahalelerle anarşizmi bertaraf edeceğine inanıyorum.

Kamu güvenliğinin tesisini engelleyen her kim olursa olsun suçun ya da suçluların eylemine uyan infazın gerçekleşmesi zaruret gibi görünüyor.

Gezi/işgal girişiminde “Birleşik Haziran” platformunun güncellenerek Yeşil Sol ya da HDP bileşenleri formunda yeniden yapılanmasının provokasyon ve sivil itaatsizlikten ziyade suikast, tehdit, şantaj gibi bütün saldırı metodlarıyla hareket edeceklerine dair önemli deliller var.

Emperyal istihbarat servisleri adına medyatik köşe başlarından manipülatif yayınlar, itibarsızlaştırma ,iftira ve tezviratların seçim öncesi gelmesi ve seçim sonrası devam etmesi rastlantısal bir durum olarak görülmemelidir.
Çok önemli iki büyük girişime şahit olduk.

Birincisi 15 Temmuz.
İkincisi 28 Mayıs…
İlk hamlenin silahlı bir darbe girişimi olduğunu unutmadık.
İkinci hamlenin de Bakan Soylu’nun ifadesiyle siyasal bir darbe girişimi olduğuna şahit olduk.

Her iki noktada da hazır kıta bekletilen bindirme tabyaların saldırılarını görmemiz mümkün oldu.
Şunu rahatlıkla ifade edebilirim ki sonuç almaya odaklı emperyal provokasyonlara yerli işbirlikçiler ve istihbarat örgütlerinin sahadaki yükselen girişimlerinin tetikçileri pozisyonundaki tüm aktörlere, hukukun değil bu devletin bekasına münhasır cevaplar verilmek zorundadır.

Cebren ve hile ile elde edemedikleri işgale destek verecek legal görünümlü aktörler demokrasiden nasıl anlıyorlarsa o şekilde susturulmak zorundadır.

Başta ajans faaliyeti olarak kamuoyuna takdim edilen STK’lar, medya organları ve oluşumlara yönelik dezenformasyonla mücadele kanununun icraya dönük somut adımlarının atılması olmazsa olmaz.

Klişeleştirilen CHP’nin kurumsal kimliğinden rafine edilerek, toplumsal mutabakatı ve ülke bütünlüğünü parçalamaya yönelik önleyici tedbirler için ok yaydan çıkarılmıştır.

PKK’nın ana yüklenici araç olarak tasarlandığı bu yeni süreçte tüm sol marjinal HDP bileşenlerinin sahaya sürüldüğüne dair güvenlik kaynaklarının gözlemleri var.

Devletimizden emperyalizmin yerli işbirlikçilerine dönük olarak vatandaşlarımızın hak ve hukukunu, can güvenliğini tedarik edecek hamlelerini görmek istiyoruz.

YA DEVLET BAŞA, YA KUZGUN LEŞE!

Binnur Günay