Lider

“Alman ordusu hastanede yatan bir hasta olsaydı, şimdiye kadar çoktan oksijençadırına alınmış olması gerekirdi.” Bu analiz Almanya medyasında gündem oldu, oradan da dünya medyasına dalga dalga yayıldı. Askeri uzmanlardan ve Savunma Bakanlığı’ndan aldıkları raporlarıyayınladılar. “Ülkemiz savaşa girse kendini savunabilecek güçte değil” diye yazdılar.

Bunda da haklılar. Zira Almanya’nın elindeki 129 Eurofighter jetinden sadece 39’unun kullanıma hazır olduğunu bizzat askerler açıkladı. Keza ellerindeki 93 Tornado jetinden sadece 26’sının, 15 adet A-400 M tipi Airbus nakliye uçağından da sadece 3’ünün çalışabilir durumunda olduğu açıklandı.
Alman ordusunda bulunan 244 savaş tankının sadece 95’inin yürüyebileceği duyuruldu. 1.3 trilyon dolarlık ihracatla dünya genelinde zirvede oturan Almanya, “Yarın bir saldırı olsa yanarız” diyor. Buna karşılık Türkiye yeni füzeler geliştiriyor. İnsansız hava araçları filosu kuruyor. Uçaklarındaki başka ülkelere bağımlı haldeki yazılımları çöpe atıp tamamen yerli ve milli noktaya çekiyor.

Daha da öteye geçen ve her geçen gün silah sanayiinde gelişen bir Türkiye peşpeşe yeni projeleri sahaya sürüyor.
İ

HA’larla 50 kiloluk füzeler taşınabilirken, bunun 500 kiloya çıkarılması için çok yol alındı. Proje safhasındaki bu hayal hayata geçtiğinde devrim olacak. Amerika bize ambargo uygulasa, F-35’leri vermese dahi kimseye muhtaç olmayacağız. Çünkü artık dünyada füzelerin ve bombaların taşınması dönemi başlıyor. Türkiye pilotlu savaş uçakları yerine dünyanın en güçlü insansız hava uçakları ile aynı işlevi görecek noktaya doğru hızla gidiyor, dünyanın en güçlü orduları arasındaki yerini daha da tırmandırıyor. Çok kutuplu, gerilimli bir dünya kuruluyor. Safları belirlemede inanılmaz oyunlar ve tezgahlar sahaya sürülüyor. Devletler arasında yapılan anlaşmalar tek taraflı olarak çöpe atılıyor.

Çıkarlar için atılan imzalar siliniyor, gerilimlerden imal edilmiş pastadan pay kapma dönemine giriliyor. Son olarak ABD Paris iklim anlaşmasından sonra İran ile yapılan Nükleer anlaşmayı da çöpe attı. Anlaşmanın tarafı olan diğer Avrupa ülkeleri öfkeli ve ABD’ye ilk kez bu kadar açık ve net tavır aldılar. Almanya Başbakanı Merkel dün “Artık AB D’ye güvenme devri kapandı, kendi güvenliğimizi kendimiz sağlamalıyız” diyor. Müttefikler arasındaki güveni ortadan kaldıran, önüne gelene sopa gösteren bir Amerika ile karşı karşıyayız. Çünkü ABD’yi aslında perde arkasında askerler yönetiyor.

Trump onlara söz geçirmeyi bırakın, Pentagon’dan ne gelirse onu yapıyor.
Aslında ABD üzeri örtülü askeri bir rejimle yönetiliyor. Trump İran’la yapılan anlaşmadan çekildiği kararını açıkladığı gece İsrail Suriye’ye saldırılar başlattı, İranlı askerleri vurdu. İran da Suriye’den İsrail mevzilerine çok sayıda füze yolladı. İsrail’in işgali altındaki Suriye’nin Golan tepelerine İsrail tankları, her an işgale başlayacakmış gibi sıra sıra dizildi. Geçtiğimiz aylarda İsrail Suriye’ye girecek, bazı yerleri işgal edecek diye yazmıştım. Ortadaki tablo hızla buna gidildiğini gösteriyor. Lübnan’da da İran yanlısı Hizbullah seçimleri kazanan oldu.

İsrail ile Lübnan arasında Akdeniz’de bulunan doğalgazdan dolayı büyük sorunlar yaşanıyor. İsrailli generallerde Lübnan’ı işgal yeminleri geliyor. Amerika Tel- Aviv’e gaz veriyor gibi görünse de aslında Ortadoğu’da ve tüm İslam coğrafyasında İsrail nefretini en üst seviyeye çıkarmaya doğru hızla ilerliyor. Bunun İsrail’e vereceği ağır tahribatı da hep birlikte göreceğiz. Gerilimlerin tırmandırıldığı ve savaş-işgal planlarının sahaya sürüldüğü bölgenin kalbi Türkiye ise seçimlere gidiyor. Böylesine gergin bir coğrafyada ülkeyi yönetecek güçlü bir LİDERLE yola devam etmek zorundayız. O yüzden sandığa gidecek herkesin milyon kere çok iyi düşünmesi gerekiyor.

Ülkeyi yönetecek adaylar belli.
Lider vasfı kimde var, kimlerle asansöre dahi binilmez? Kim yerli ve milli düşünüyor? Kimler kimlerle, kimler tarafından kurdurulan kirli ittifaklara giriyor?
Ülkeyi bölgemizde oynanacak oyunlara karşı en iyi kim yönetir?

Türk halkı bu soruların cevabını, İnsansız Hava Araçlarına dahi karşı çıkanları biliyor. Gereğini yapacaktır…