Macron, Rusya ile savaşmak mı istiyor?

Okuduğunuz Yazı
Macron, Rusya ile savaşmak mı istiyor?

İçerik

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ulusa sesleniş konuşmasında söyledikleriyle gündem oldu. Macron konuşmasında, Fransa’nın nükleer kabiliyetini, Rusya’nın Avrupa’ya saldıracağını söyledi ve Ukrayna’yı savunmanın Avrupa’yı savunmak anlamına geldiği iddiasında bulundu. Ve Rusya’yı savaş ile tehdit etti.

 

ABD Başkanı Trump’ın Zelenskiy ile Beyaz Saray’daki görüşmesi sonrası Avrupa ittifakı âdeta büyük bir şok yaşadı. Zelenskiy acilen Londra’ya davet edildi ve orada özel bir toplantı gerçekleştirildi. Toplantının ardından Zelenskiy, ABD’ye “anlaşmaya hazır” oldukları mesajını verdi. Avrupa da kendi arasında konsolidasyon olduğu görüntüsünü verdi. Oysa hakikatin öyle olmadığını, her gün verilen beyanatlardan anlıyoruz. Hakikat öyle olmasa da İngiltere ve Katolik Kilisesi’nin başını çektiği Avrupa ittifakı, kendi hesaplarını Trump’ın ne yapacağına göre dizayn etmek istemiyor. Özellikle İngiltere’nin niyetine bakarsak, aslında çok şey anlaşılır.

 

Tekrar Macron’a gelecek olursak; Fransa, Afrika’dan, Akdeniz’den, Orta Doğu’dan kovuluyor. Onun en büyük rakibi Türkiye ve esas rahatsızlığı da bundan kaynaklanıyor.

 

Macron konuşmasında güçlü lider pozu vererek Rusya’ya yönelik birtakım açıklamalar yaptı, hatta Rusya’yı savaşla tehdit etti.

Bunun üzerine Rusya gecikmeden Macron’a Napolyon’u hatırlatarak cevap verdi. Fakat şaşırtıcı olan Fransa ve Rusya arasındaki ticari ilişkilere baktığımızda, sadece 2024 yılı içinde bile iki ülke arasındaki ticaret hacminin yüzde 10 arttığının resmî kaynaklarca da teyit edildiğini görüyoruz. Üstelik Rusya’ya satılan ürünler incelendiğinde, bunların Fransız savunma sanayisinde kullanılan stratejik ürünler olduğu görülüyor.

 

Yani Macron savaş söylemlerinde bulunsa da kendisi bu riski göze alacak konumda değil.

 

Çünkü Rusya hâlâ Fransa için önemli bir ekonomik partner.

 

Peki hâl böyleyken Macron neden bu kadar savaş retoriğine eğiliyor? Öncelikle Avrupa içerisindeki İngiltere başlıklı tek aktörlü kulüp içinde Fransız kimliğini ön plana çekmenin hayati olduğuna inanıyor olabilir. Zira Afrika, Akdeniz ve Orta Doğu’daki çıkarları ciddi hasar görmüş Fransa için yeni meydan okuma şart. Aksi takdirde, İngiltere’nin güdümündeki Avrupa, Polonya ve Baltık ülkeleri üzerinden Rusya karşıtı bir koalisyon içinde giderek daha değerli hâle gelebilir ve bu süreçte pastadan daha büyük bir pay alabilir.

 

Ukrayna meselesi, Macron’un bu çıkar savaşında önemli bir halka.

 

Macron, her fırsatta duruma göre değişen bir retorikle hareket ediyor.

 

Türkiye, barış yanlısı politika izlediğinde ve buna Rusya’dan olumlu cevap geldiğinde, Macron ara buluculuktan bahsetmeye başladı.

 

Şimdi ise ABD Başkanı Trump’ın Ukrayna konusundaki açık tutumu ortaya çıkınca, Macron “savaş” söylemiyle ulusa seslendi.

Fransa lideri ne yapmaya mı çalışıyor?

 

Elinden çıkan alanlara hızla geri dönmek için çaba harcıyor.

 

Elbette ki, Fransa dünyanın en büyük beş nükleer gücünden biri. Ayrıca küresel çok uluslu şirketlerin de önemli merkezlerinden…

 

Dolayısıyla biz, Avrupa’nın liberal elitlerinin etki alanında bulunan bir ülkeden bahsediyoruz.

 

Öte yandan, Macron’un iç siyasetteki durumuna ise henüz değinmedik.

 

Doğrusu ortada onun açısından pek iç açıcı tablo yok.

 

Esas mesele, Avrupa’nın geleceği!

 

Macron, “Rusya, Avrupa’nın geleceği için tehdittir” derken, aslında Rusya karşıtı koalisyona başkanlık mı yapmak istiyor yoksa Rusya için olağanüstü elverişli bir zemin mi hazırlıyor?

 

Rusya için konsolide olmuş bir Avrupa, sevindirici bir durum değil.

 

Hele ki bu Avrupa, ezelî düşmanı İngiltere liderliğinde devreye girecekse!

 

Fransa’nın kendine özgü millî kimliği üzerinden durumu okuması ve olaylara bu çerçeveden bakması, Rusya için büyük bir fırsat doğuruyor.

 

Macron savaştan bahsediyor ancak gerçekten savaşmak için değil.

 

Fransa, Türkiye’nin Ukrayna meselesindeki rolünden çok rahatsız. Bu nedenle yeni süreçte kendine yer kapmak için Avrupa içindeki siyasi arayışın merkezine nasıl oturabileceğini hesaplıyor olabilir.

 

Ukrayna konusunda barış sağlanacaksa, “biz olmadan olmaz” diyen bir Avrupa ile karşı karşıyayız.

Bu arada Zelenskiy’ye, Trump ile yeniden anlaşmaya varması gerektiği mesajı verilmiş olmalı ki, Londra’daki toplantı sonrası “hazırız” mesajını iletti.

 

Eğer Avrupa kendi içinde ortak bir ses oluşturabilseydi, Zelenskiy’ye “Trump ile yeniden masaya otur” denmezdi!

 

Trump’ın ekibinin, Zelenskiy muhalifleri ile arka planda görüşmelere başlaması da Avrupa’yı şaşkına çevirdi.

 

ABD Başkanı Trump, tek bir hamleyle Putin’in iki senedir dile getirdiği argümanı doğrulamış oldu.

 

Bu savaş, Rusya ile Ukrayna arasında bir savaş değil.

 

Bu savaş, Ukrayna üzerinden Batı’nın Rusya ile yürüttüğü bir vekâlet savaşıdır.

 

Macron’un görünürde Avrupa’yı “kurtarma” planı olan savaş retoriği, aslında savaşmak için değil, Fransa’yı yeni kurulacak masaya kazançlarla oturtma çabasıdır.

 

Bir nevi pazarlık…

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%