Makine imalat sanayisinin ihracatı, bu yılın ocak-ekim döneminde serbest bölgeler dahil edildiğinde 23,4 milyar dolara ulaştı.
Türkiye’nin makine ihracatı yılın 10 ayında 2022’nin aynı dönemine göre yüzde 9,9 artarak 23,4 milyar dolara yükseldi.
Makine İhracatçıları Birliği’nden (MAİB) yapılan açıklamaya göre, makine imalat sanayisinin ihracatı, bu yılın ocak-ekim döneminde serbest bölgeler dahil edildiğinde 23,4 milyar dolara ulaştı.
Miktar bazında ihracatı yüzde 6,6 düşen sektör, kilogram başına ihracat ortalamasındaki yüzde 18’lik yükselişin etkisiyle gelirlerini yüzde 9,9 artırdı.
Açıklamada konuya ilişkin değerlendirmeleri yer alan Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, Kovid-19 sonrasındaki hızlı büyümenin ardından, küresel enflasyonla mücadelede 1,5 yıldır kademeli olarak devreye alınan sıkı para politikalarının etkilerini daha fazla hissetmeye başladıklarını bildirdi.
Üçüncü çeyrekte başlayan ekonomik yavaşlamanın tüm dünyaya hakim olduğunu kaydeden Karavelioğlu, bu koşulların üzerine gelişmiş ülkelerdeki yeni faiz artışları ve Orta Doğu’daki savaş koşullarının da eklendiğini, ekimde hızlanan bu gelişmelerin sonuçlarının son çeyrek verileri geldiğinde daha net görülebileceğini anlattı.
Küresel faiz artışları ve durgunluğa rağmen 10 ayda ihracatı yüzde 10 düzeyinde artırmayı başarabildiklerini kaydeden Karavelioğlu, “Bizim kamuoyuna, her zaman ve her koşulda, küresel makine ihracatı düşerken de artarken de dünya ortalamasının üzerinde kalma sözümüz vardı. Cumhuriyetimizin 100. yılında da sözümüzü tutmanın gururu içindeyiz.” ifadelerini kullandı.
“AVRUPALILAR YEŞİL DÖNÜŞÜMDE BAŞARILI ÖRNEKLER ARASINDA BİZİ DE SAYIYOR”
Kutlu Karavelioğlu, Türkiye’nin en büyük ihraç pazarı olan Avrupa Birliği’nin küresel jeopolitik gelişmelerden en fazla etkilenen ülkeler topluluğu olduğuna işaret etti.
ABD ve Çin kutuplaşması arasına sıkışan AB’nin çareyi, sanayi ve iktisadi egemenliğini sürdürecek çözüm önerilerinde aradığını kaydeden Karavelioğlu, şu bilgileri verdi:
“Başta Afrika ülkeleri olmak üzere gelişen ekonomilerle yatırımları, işbirliklerini ve ticareti artırmayı hedefleyen AB, bu konuda işletmelerin AB Yeşil Mutabakat’a uyumunu şart koşuyor. Yeşil Mutabakat için oluşturulmuş bu fonlardan biz de iyi bir pay almayı umuyoruz. Çünkü görüştüğümüz pek çok Avrupalı yetkili bölgede en iyi hazırlık yapan başarılı örnekler arasında Türkiye’nin makinecilerini de sayıyor. Resesyon beklentileri ve ekonomik daralma beklentileri şu sıralar iyice artan bölgede bize duyulan itimat, 2024 ortasında başlaması muhtemel bir ticari hareketlilik için umutlanmamızı sağlıyor.”