Mansur Yavaş aday, butlan yolda, dış politikada son durum
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ı çok eleştirsem de “azımsanmayacak oy potansiyeli” olduğunu görüyorum.
Özgür Özel devam ederse Mansur Bey “cumhurbaşkanı adayı” olamaz.
Kemal Kılıçdaroğlu gelirse bir miktar şansı artar.
Peki, CHP onu aday göstermezse?
Yavaş’ın yakın çevresinden duyduğum kadarıyla “Üçüncü Yol” açılacak ve 100 bin imzayla çeşitli partilerin konsensusunda “ortak aday” olarak yola çıkacak. İyi Parti ile anlaşabilirse 100 bin imzaya gerek kalmadan aday gösterilebilir.
Hülâsa son durum; Mansur Yavaş’ı 2028’de aday olarak “oy pusulasında” göreceğiz.
Ankara’ya hizmet etti mi? Bana göre Sayın Yavaş belediyecilik hususunda sınıfta kaldı. Ankara’da kalıcı eseri yok.
CHP’li belediye başkanları içinde Ankara/Etimesgut Belediye Başkanı Erdal Beşikçioğlu’nu verdiği sözü tuttuğu için tebrik ediyorum.
Seçimden önce, “Hiçbir projem yok” demişti.
Hakikaten hiçbir proje yapmadı. Etimesgut “musmutlu” çürüyor. Yaşasın halkların sevgililiği!
“CHP, MAHKEME VE ÜÇ YOL”
CHP çok yaralandı.
Güçlenir mi? Zaman gösterir.
Kayyum ve mutlak butlan tartışmaları tamamen “CHP’nin kendi içinde” cereyan ediyor.
Birbirlerini mahkemeye şikayet ediyorlar. Mahkeme bir karar verecek.
Üç yol var:
1) Kayyum atanabilir. Bu durumda CHP’li birkaç isim partiyi yeniden “kurultaya” götürür. Kemal Kılıçdaroğlu aday olmazsa Özgür Özel yeniden seçilir.
Yani “kayyum” durumunda Özel ve Ekrem İmamoğlu daha avantajlı duruyor.
2) Mutlak Butlan (Kurultayın yok hükmünde olması) durumunda Özgür Özel ile beraber mevcut MYK ve PM görevden uzaklaştırılır. Kemal Kılıçdaroğlu ve o dönemin PM’si en az 1, en fazla 2 sene CHP’yi yönetir. Kemal Bey dönemi yeniden başlar. Özel ve İmamoğlu unutulur.
3)Mahkeme “şaibe olmadığına” hükmedebilir. Kemal Bey siyasete tamamen veda eder, Özgür Özel cumhurbaşkanı adayı olur. Ancak bu durum “en düşük ihtimal” olarak bizzat CHP’li kaynaklarım tarafından söyleniyor.
Peki, CHP içinde beklenen ne?
Ağırlıklı olarak “mutlak butlan” beklentisi var.
Bu durumda CHP bölünmez, parçalanmaz; ama tartışmalar da bitmez. CHP büyür mü? Üreteceği politikalara ve izleyeceği yola göre değişir.
“DIŞ POLİTİKA”
İran-İsrail savaşının bitmesi herkesi sevindirdi, lakin herkesin içinde “Bu neydi şimdi? Böyle savaş mı olur?” uhdesi kaldı.
Savaş hepsinin işine yaradı:
İSRAİL: “Beni soykırımla eleştiriyorsunuz, ama bakın Tel Aviv’i vurdular, tehlikedeyim” argümanı ile Gazze katliamının üstünü özellikle AB nezdinde örtmeye çalışacak.
İRAN: “İsrail’i vuran tek devlet benim, ABD üslerini bile vurdum” diyerek rejimini güçlendirdikçe güçlendirecek.
ABD: Hem çatıştırdım hem barıştırdım havasında bölgede dizayn çalışmaları yapmaya devam edecek.
Türkiye’nin pozisyonu nedir?
Hükümetin izlediği politikalar yavaş yavaş meyvesini veriyor. Hazine ve Maliye Mehmet Şimşek, “Orta Vadeli Programda” o kadar kararlı ki enflasyon düşme eğilimine çoktan girdi. Sayın Şimşek başaracak.
Deprem bölgesindeki konutlar bu sene tamamlanıyor. Bundan sonra konut ağırlığı tüm Türkiye’ye verilecek ve hem kira artışları yavaşlayacak hem piyasa hareketlenecek. Bakan Murat Kurum sağlam çalışıyor.
Suriyeli kardeşlerimiz “tartışma alanı olmaktan” çıkmış vaziyette…
Türkiye’de olağanüstü bir durum olmazsa 2026 senesi büyük gelişmelerin yaşanacağı bir sene olarak kayıtlara geçebilir.
Dış politikada dünyayı izleyen değil, dünyaya daha çok yön veren Türkiye’yi konuşacağız.
Suriye’yi özellikle not edin, anlatacak çok şey var.
SON SÖZ: Devletini sevmeyi “yağcılık” gören, milletini sevmeyi “banallik” gören bir kitle var. Milletin evlatlarına saldırmaktan boyunlarındaki tasmayı, kafalarındaki at gözlüğünü, zihinlerindeki doldurulmuş boşluğu, ruhlarındaki kadavrayı göremiyorlar. Vatikan’ın mabadından ayrılmayan güruh!