Medyaya çeki düzen
Türkiye yeni sisteme geçti. Cumhurbaşkanlığına bağlı 9 politika kurulu oluşturuldu. 2018 Yılının Kasım ayından bu yana faaliyetlerini sürdürüyorlar. Çeşitli süreçlere katkı sunmak isteyen çevrelerin “muhatap sorunları” çözüldü. Çünkü fikir üretme mecraları bunlar. Herkes katkıda bulunabilir.
Bunlardan biri de Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu.
“Ne yapıyor?” derseniz…
O günden bu yana 35 kurul toplantısı gerçekleştirdi, 33 ayrı çalıştay ya da çalışma toplantısı yaptı.
Hukuk ve Sistem Reformu, Hak ve Özgürlükler Hukuku, Çalışma İlkeleri, Ceza Hukuku, Avukatlık Hukuku, Tahkim Hukuku ve Kişisel Veriler Hukuku alanlarında faaliyetler yürütüyor.
Sekizinci çalışma alanı olarak, bunlara bir de Medya Hukuku eklendi. Bu çerçevede bir çalışma grubu oluşturuldu.
Çünkü, mevcut düzenlemeler medyanın ihtiyaçlarına cevap vermiyor. Dün de öyleydi, bugün de! Üstüne üstlük, alan genişledi. Sosyal medya palazlandı ve dört bir yanı sardı. Bunlara ayrıca “bireysel medya” denilen bir kavram da eklendi.
O yüzden yeni düzenleme ve tanımlamalara ihtiyaç var!
***
Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, bizleri de davet etti. Dün Çankaya Köşkü’nde kahvaltılı bir toplantı gerçekleştirdi.
Düşüncelerimiz, tespitlerimiz ve tavsiyelerimiz soruldu, anlattık…
Böylece, ilk adım atıldı. Medya Hukuku çalışması başlatıldı. Önümüzdeki günlerde tekrar buluşacağız. Medya alanındaki diğer aktörlerle de bir araya gelinecek. Türkiye’de “2020 medyası nasıl düzenlenmeli?” sorusuna cevap aranacak
Son derece kapsamlı, hatta başka ülkelere de ilham verecek bir çalışma ortaya çıkarılması hedefleniyor.
Sonuç bir rapor haline getirilecek, Erdoğan’a sunulacak. Ardından da gerekli kanuni düzenlemeler için adımlar atılacak.
***
Medya oldukça sıkıntılı bir alan…
Sadece basın çalışanları ve medya patronlarını değil, çok geniş kesimleri ilgilendiriyor. Basın Kanunu üzerinde bazı değişiklikler yapmakla da sorun çözülmüyor. Medeni Hukuktan, Ceza Yasalarına kadar pek çok alanda adımlar atılması gerekiyor.
Üstelik geldiğimiz noktada bu kaçınılmaz bir zorunluluk haline gelmiş durumda!
Medyada dağ gibi sorunlar ve giderek kirlenen bir görüntü ile karşı karşıyayız. Ayrıca, medyanın yapısal problemleri ile birlikte önümüzde direnç mekanizmaları da var.
Geçmişte bu yönde defalarca adımlar atıldı, denemeler yapıldı. Hepsi yarım kaldı, hiç biri başarıya ulaşamadı. Tamamının önüne engeller çıkarıldı. Koalisyon hükümetleri döneminde bir ortağın attığı adım, diğeri tarafından engellendi.
Sorunlar zaman içinde büyüdü, büyüdü; internetin ve sosyal medyanın güçlenmesi ile birlikte dağ gibi bir sorunlar yumağına büründü. Gelinen noktada, basın çalışanlarından vatandaşa kadar herkes şikâyetçi.
Adım atılması şarttı ve o adım atıldı. Son derece etraflı, dört başı mamur bir medya düzenlemesi için ümit ışığı doğdu.
Eğer titiz bir çalışma yapılır ve konunun paydaşları tarafından gerekli katkılar sunulabilirse…
Herkesin hakkını hukukunu koruyan adil bir düzenleme yapılabilir. Bu da ülkeye yeni sistemin güzel bir hediyesi olur!
