Merdiven Altı Cemaatler
Türkiye’nin en disiplinli kurumu hangisidir derseniz,
Hiç tereddüt etmeden “TSK’dan sonra Diyanet İşleri Başkanlığı’dır ”derim.
Disiplinli oluşu “Cihad”, “İrşad” “İslamın Temel Prensipleri” ışındaki gerçeklerin anlatmasında değil,
Kemalizm sisteminin 2002 ye kadar yüklediği yükten kaynaklanıyordu!
Cihadı, Vatanı anlatmayan, baldan ırmakları cenneti anlatan bir din anlayışının dayatmasında Diyanet Başkanlığı görevini TSK kadar net yapıyordu.
Bu millet diyanetten 90 yıl “güzel ahlak”, Irmakları baldan akan cennet”, “hayır ve hasenatın faziletleri” gibi konuların anlatılması gibi net ve keskin bir çizgisi vardı.
Sol ve hatta merkez sağ denilen partilerin dayatmasıyla oluşan ılımlı bir islam saçmalığı nedeniyle,
“Diyanet imamlarının arkasında namaz kılınmaz” gibi tartışmaları hatırlarsınız.
Bu ülkede “Darul Harp” “Darul İslam” tartışmalarına 90 yıl sessiz kalan Diyanet,
Bu ülkede “Cuma Namazı Farz değildir” tartışmalarını doğurmuştur.
Diyanet baskı altında konusu “Orman Haftası”, “Trafik Haftası” “19 Mayıs Gençlik Haftası” hutbeleriyle bu millete islamı anlattığı günlerde,
Cemaatler, Tarikatler, Medrese Alim ve talebeleri aralarında bazen görüş farklılığı olsa da canla başla çalışıp irşad görevini üstlenmişlerdi.
Kur’an ile Diyanet arasındaki islam anlayışı uçurumunu gören dini bütün bu millet,
Cemaatlere yönelmiş, dini tedrisatını bu Medreselerin yetiştirdiği alimlerle karşılamıştır.
İman kurtarma davası ile İRŞAD görevi yapan bu cemaatler ehli sünnet cemaatleri olup,
Bugüne kadar kimsenin zarar gördüm dediğine şahit olamazsınız.
Diyanet 2002 yılından sonra Türkiye’de yaşanan reform niteliğindeki değişime,
Ehil âlimlerle ki bunun başında Medrese Alimi Prof. Dr. Mehmet Görmez hoca gelmektedir,
Yola koyulup durumu istenilen noktaya gelmese de bir hayli yol kat ‘etmiştir.
Diyanetin, VATAN CİHAD CEPHE VATAN BÜTÜNLÜĞÜ SİYASET gibi Müslümanların eksik olduğu alanlarda da ciddi çalışmalar yaptığını görmek mümkün.
Bunu takdirle karşılıyor,
Yurtu içi ve yurt dışında destekliyoruz…
Diyanetin bu güzel çalışmalarının da devamını diliyoruz.
Ancak bu yapılırken;
Cemaatleri, Âlimleri Aşağılayıcı bir ifade ile tahkir etmek,
Merdiven Altı cümleleriyle ehli sünnet âlimlerimizi, medreselerimizi, cemaatlerimizi itibarsızlaştırmak diyaneti yüceltmez,
Aksine fitne odaklarının yakacağı ateşe gaz olur, benzin olur..
12 ilim dediğimiz molla camiye kadar olan bütün Şeri hükümlere vakıf bu müderrislerimize,
Hayatlarını ortaya koyarak İMAN VE İRŞAD görevi yapan Medrese ve Ehli Sünnet Cemaatlerimize çirkin yakıştırmalar 2. Tekke ve Zaviye Faciasına yol açacaktır.
Bir devlete çökmek istiyorsanız,
İstihbaratını zayıflatıp,
Din alimlerini itibarsızlaştırın…
Merdiven altı Cemaatler söylemi eğer “FETO” ve “DAEŞ” gibi örgütler kast ’ediliyorsa, bu fitneye fesatlığa kapı aralamayacak şekilde net ifadelerle vurgulanmalıdır.
Diyanet İşleri Başkanımızın sözlerinin içinden cımbızla bir yanlış çekilmeye fırsat verilmesini istiyorsa,
Sayın başkan buna asla fırsat vermemeli,
Kullanılan terimlere ve bu terimlerle kimi kast ettiğini çekinmeden aynı cümle içinde kullanmalıdır.
Fitne fesat kapılarında bekleyen fikri bozuk, akidesi bozuklara meydan vermemelidir.
Diyanet son günlerde üst üste yaptığı müftüler toplantısı ile İlahiyat Dekanlarıyla yaptığı şura toplantısının sonuç bildirgesinde gördüğümüz hususlar anlamlı ve başarılıdır.
Ancak Diyanet bu güzel çalışmaları yaparken;
Bütünleştirici olmalı
İslami bilgisi olmayan, ama İSLAM HUKUKU konusunda TV’lerde ahkam kesen na ehillere anında cevap vermeli, doğruyu öretmeli..
Ehli Sünnet dışında hareket edenlerin fitne ocaklarını söndürmeli
ILIMLI İSLAM söylemleriyle İSLAM DİNİNİN içini boşaltmak isteyen ucu garpta, kıçı şarkta olan şark kurnazlarına fırsat vermemeli..
KUR’AN, SÜNNET ve İslamın Temel Prensipleri tartışmaları Hayatında Rahmana Secde etmeyen fasıklarla değil, Mütteki Mü’min kişilerce yapılmalı,
KUR’AN hayatımızın her alanını tanzim eden ilahi ferman olduğuna göre hangi alanda yanlışlık varsa oraya mudahele edip, uyarmalı,
Siyaset ehli yanlış ise yanlışlığını söyleyip doğru olanı gösterebilmeli,
Devletten ayrı bir din saçmalığına son verip, her alanda söz sahibi olmalıdır..
Ehli Sünnet Cemaatlerinin TEBLİĞ ve İRŞAD metotlarındaki farklılıklar zenginlik kabul edilmeli ve desteklenmelidir.
Eğer bu Ehli Sünnet Cemaatlerini dışlayıp, âlimlerimizi itibarsızlaştırma gayretine girilirse;
Yarın eroin tüccarından ÂLİM Ali Kalkancılar türeyecektir.
Aklını vahyin önüne koyan, kendi görüşlerini Kur’an buyruğudur gibi göstermeye çalışan inkârcılar çıkacaktır.
Yanlış din algısıyla, dinimizi sui istimal ederek işi ticarete dökenler çıkacaktır.
Vesselam!