MERKEZ KÖSTEBEKLERİ

128 Milyar dolar üzerinden başlatılan operasyonun arka planında Londra tefecileri ve siyonist cephenin işbirlikçi aktörlerinin olduğunu söylemek asla bir komplo teorisi değil.

Mesele muhalefet temelinde kamuoyuna mal etmek gibi görülse de, gerçekte küresel güçlerin baskısıyla hareket etmeye zorlanan Merkez Bankası’nın ellerinden çıkma tehlikesinin işaretlerini almış olmalarıdır.

Bu süreci ve bu kanaldan beslenenleri paniklettiren de bu hakikattir.
Bütün kavga bu kalenin korunması ve kaybedilmemesi tezi üzerinde cereyan etmektedir.

Peki bunu 2017’den beri Hazine Bakanlığı ve Merkez Bankası arasında imzalanan para politikaları ve kambiyo işlemleri gerçekleşirken neden kimse gündeme getirmedi?

Konjonktürel gelişmeler ve Türkiye’nin ABD tarafından CAATSA yaptırımları çerçevesinde muhatap kalacağı söylemler ve hamleler öncesi Ak Parti iktidarını itibarsızlaştırma operasyonu ile eşgüdümlü gerçekleştirmekti.

Bu operasyonun “hırsızlık” vurgusundan paranın doğru ve isabetli kullanımına dair sorgulanması ise operasyonun aşamalarını gösteriyor.

Dikkat ederseniz küresel sermaye güçlerinin Merkez Bankası ve bağımsızlığı kriterleri üzerinde üst perdeden ses vermeleri hiç olmadığı kadar yüksektir.

Başkan Erdoğan’ın bu hususta hedef alınması normal olduğu gibi Erdoğan’ın da bu operasyonu görerek beyanatlar vermesi sıradışı bir alt satır okumalarını getirdi.

Mevzunun arka planında Merkez Bankasını inisiyatifine dahil olan Londra borsacıların da varlıklarını deşifre etmiş olmasıydı.

Mesele milli ekonomi, milli merkez bankası, bağımsız para politikaları ve ekonomi modelleri gerçekleştirmekti.
Bu entegrasyon için Başkan Erdoğan’ın “kur dalgalanmaları” olarak tasnif ettiği saldırıları düzenleyen “sıcak para” temsilcileriyle hareket eden iç ve dış işbirlikçileri etkisiz kılacak hamleleri başlatmış olmasıydı.

İlk hamlesi Bakan Albayrak üzerinden kıskacı yarmak ve Merkez Bankası bağımsızlığı hususunda gedikler açacak varyasyonları denemiş olmasıydı.
Bu öldürücü hamlenin başlangıcı yurt dışındaki altınlarımızın hazineye kazandırılması ve ekonominin sağlam bir omurga ve dayanıklılığa evrilmesiyle şekillenmiş olmasıdır.

Bu operasyonumuzda istenilen başarı sağlanınca ellerindeki son kale Merkez Bankası’nın da operasyonun nihai hedefinde olması Küresel baronların Londra temsilciliğe bağlı içimizdeki işbirlikçi aktörlerin muhalefetle harekâta karşılık vermesi normal sonuçtur.

Muhalefetin Merkez Bankası başkanları ve değişim üzerindeki hassasiyeti bütün operasyonu tamamıyla özetliyor.
Milli bir Merkez Bankası ve milli ekonomi politikaları üretmek tam bağımsız Türkiye hedefinin omurgası hükmündedir.

Tam bağımsız Anadolu için verilen savaş ekonomik kamuflajlı teröristler ile devam ediyor…

Binnur Günay