Mesele Ayasofya değil!
Sen hala anlamadın mı?
Der gibiler…
Kimler?
Mesele gündeme geldiğinden beri “aman açılmasın” diye yırtınanlar.
***
“Taksim’e cami” konuşulur.
Hepsi koro halinde “olmaz” şarkısını söyler.
Oluyor işte.
Tamamlandı, tamamlanacak.
Taksim Meydanı muhteşem bir eser kazanmış oldu.
Fena mı?
Bunlar başörtüsü zulmü devam etsin diye neredeyse memleketi ateşe vereceklerdi.
Unutmadık.
Zulüm bitti de kötü mü oldu?
“Başörtüsü serbest olursa şöyle arıza çıkar, böyle sıkıntı doğurur” tezlerini orta yere atanları da hatırlıyoruz.
O gün savundukları ne varsa bugün hepsi çöp…
Hiçbiri çıkıp o eski tavırlarını sergilemiyor, sergileyemiyor.
Yarın Ayasofya açılınca en önde saf tutup “ne güzel oldu” derlerse de şaşırmayız.
Muhtemelen öyle olur.
Kılıçdaroğlu “başörtüsü sorununu biz çözdük” demedi mi?
Hatırladıkça gülüyoruz.
***
CHP’li İbrahim Kaboğlu “Sultanahmet de müze olmalı” dedi ya…
Üstü kapalı tehdit savurdu aklınca.
Lafı “Siz Ayasofya’yı açarsanız biz de bir gün iktidar olursak Sultanahmet’i müze yaparız” demeye getirdi.
Yatsıyı görmeden sönen mum misali CHP Sözcüsü Özgür Özel çıkıp “yok öyle bir şey” diyerek geri viteste hız rekoru kırdı.
Yani…
Bakmayın siz CHP’nin ve etrafına toplananların Ayasofya itirazlarına…
Oldukları gibi görünüp, göründükleri gibi olmayı çoktan terk ettiler çünkü.
Arada bir bu tür kaçaklar sayesinde “Öz Hakiki CHP” nin ne olduğu az buçuk hissedilince “aman kimseler görmesin, aman kimseler duymasın” taktiği devreye giriveriyor.
***
Ayasofya açılır.
Yunan biraz homurdanır, cızırtı çıkartır o kadar.
Başka da bir şey olmaz.
Bugün itiraz edenleri de “Zincirleri kırdık, Ayasofya’yı açtık” sloganları atarken görürüz.
