Meşruiyet zemini ve gayrimeşruluk

Okuduğunuz Yazı
Meşruiyet zemini ve gayrimeşruluk

İçerik

Son günlerde ülke gündeminde en çok tartışılan konu Ekrem İmamoğlu’nun bir otelde toplantı yaparken tedbirler alması; güvenlik kameralarının bantlanması ya da jammer kullanmasıyla ilgili tartışmalar oldu.

Bilindiği gibi kamu yöneticileri bir yönüyle toplumun en meşru temsilcileridir. Bir belediye başkanı meşruiyetini anayasadan dolayısıyla hukuktan ve aynı zamanda da kendisine oy veren insanların desteğiyle elde eder.

Meşru temsilciler sadece kendi davranışlarını meşru zeminde yapmazlar aynı zamanda topluma örnek olan davranışlar da sergilerler. Yani iş ve işlemlerini yaparken hukuka bağlı, usullere uygun ve topluma güven veren bir şekilde inşa ederler ki toplumda bu önderleri örnek alsın.

Bugüne kadar devletin belirli kurumlarına tanınmış hakkın dışında teamüle aykırı bir şekilde tedbir alma konusu muhtemeldir ki gayrimeşru iş yapan insanların usulleri ile ve ahlaklarıyla bir olgu olsa gerek.

Bir devlet memuru, yetkilisi ya da kamu adına görev yapan bir belediye başkanı herhangi bir riskle karşı karşıya kaldığında destek alacağı yer doğrudan kamunun kendisidir. Hele iddia edildiği gibi bir terör tehdidi söz konusuysa belediye zabıtasının ya da üç dört koruma görevlisinin duruma vazife edemeyeceği açıktır. Var olan tehdidi doğrudan devletin ilgili kurumlarına bildirir ve kamu kurumları gereken müeyyideleri uygular.

Hatta bir konuda tehdit olup olmadığını belirleyecek zaten belediye başkanlığının kendisi de değildir. Doğrudan kamu kuruluşları yani emniyet ya da istihbarat teşkilatı bir risk olduğunu belirler ve eğer risk varsa gereken tedbirleri alır. Eğer risk tahmin edilenden daha büyükse belediye başkanının o mekana gitmemesi önerilir ki bu da tedbirlerden birisidir.

Son dönemdeki gelişmelere bakacak olursak; “minareyi çalan kılıfına uydurur” kabilinden bir durumla karşıya karşıyayız. Ekrem İmamoğlu bir iş yapıyor ve bütün Cumhuriyet Halk Partililer bunu temizlemekle meşgul oluyor. Yani minareyi çalmak tabiri yerindeyse İmamoğlu’na ait, kılıf uydurmakta ise bütün CHP’lilere kalıyor.

Bu perspektiften bakınca Ekrem İmamoğlu CHP içerisindeki orta sınıfa da yük olmaya başladı. Her geçen gün kendi partilileri içerisinde de savunulması zorlaşmaya başladı.

Cumhuriyet Halk Partisi usta bir şekilde işte Kemalizm’i kullanarak ve Recep Tayyip Erdoğan karşıtlığıyla ve medya tetikçileriyle bu süreci yönetti. Hatta siyasal anlamda başarılı gibi gözüktü de.

Fakat bu tür mevzular arttıkça özellikle de yolsuzluklarla alakalı soruşturma derinleştikçe İmamoğlu destekçilerinin motivasyonu da düşecek gibi gözüküyor. Soruşturmanın sadece siyasi gerekçelerle açılmış olduğuna inanmış kitle için bu mevzular yolsuzluk ihtimali şüphesini güçlendiriyor.

Bir belediye başkanı mahremiyet açısından tek başına bir yerde oturmayabilir. Ancak kamuya açık bir yerde gayri hukuki tedbir alarak iddia edildiği gibi jammer kullanılıyorsa bu durumun meşruiyeti doğal olarak sorgulanır.

Umarız ki bu süreçlere Cumhuriyet Halk Partisi sadece muhalefet saikiyle bakmaz. Meşruiyeti temsil eden bir kişinin gayrimeşru davranışlarını otokontrol altına almış olur. Bahaneler ne kadar çok olursa olsun yapılan gizleme, bilgi ve belge kaçırma toplum nezdinde makbul değildir.

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
İhsan Aktaş