Metin Topuz haşhaşi değil!
FETÖ ve casusluk soruşturmalarıyla ilgili bugüne kadar ele geçirilen en kritik isimlerden biri kim derseniz hiç şüphesiz ABD Konsolosluğu çalışanı Metin Topuz derim!
Bugüne kadar hakkında çok şey yazıldı.
Ergenekon sürecinde firari kumpas savcısı Zekeriya Öz’le ilişkisi gün yüzüne çıktı, gizli tanıkları onun belirlediği, Topuz’un organize ettiği buluşmalarda Amerikalılar’ın operasyonu yürüten FETÖ’cü polis müdürlerine brifing verdiği tespit edildi.
17/25 Aralık sivil darbe girişimi öncesi Mali Şube’yi mesken tuttuğu, ByLockçu polis müdürleriyle sürekli temasta olduğu belirlendi.
MİT TIR’ları kumpasını organize eden FETÖ’nün sivil imamlarının, aynı gün konsolosluğu aradığı ortaya çıkmıştı, temas kurulan kişinin Topuz olduğu üzerinde duruluyor.
Zarrab’ın ABD’de gözaltına alınmasından sonra “Zarrab” başlıklı WhatsApp grubu açıp, “O İranlı çok yakında konuşacak” mesajı attığı ortaya çıkmıştı. Hatta ben de köşeme taşımıştım. Zarrab’ın ABD’ye uçuşunda Topuz’un bizzat tuzağı kuran kişi olduğu iddia edilmişti.
Son olarak dün de yazdım, 7 Şubat MİT kumpasında da parmak izine ulaşılmış, savcılık bu konuda kendisini sorgulamıştı.
Yani anlayacağınız, Metin Topuz ismi Türkiye’nin dokusuna, kurumlarına yönelik her kumpas girişiminde geçiyor.
Peki savcılık soruşturmada Topuz’la ilgili hangi yargıya ulaştı? Elbette iddianame ortaya çıktığında hem bu yazdıklarımın detaylarını hem de neyle suçlandığını anlayacağız.
Ancak şunu söyleyebilirim ki, Metin Topuz bir haşhaşi değil! Yani Fetullahçı Terör Örgütü’nün hiyerarşisi içinde hareket etmiyor, bir başka merkeze bağlı.
Uzatmadan o merkezle ilgili öngörüyü de yazayım… Yetkililer, Topuz’un doğrudan CIA ajanı olduğunu düşünüyor.
Amerika’nın onun için Türkiye ile vize randevularını askıya aldığı, nota verdiği, cep telefonunun iadesi için resmi başvuru yaptığını da hatırlatayım…
Zaten ABD makamlarının verdiği ilk tepkiler bu yöndeki şüpheleri uyandırmıştı, ancak soruşturma derinleştikçe bu şüpheleri güçlendirecek yeni argümanlara ulaşılmış olmalı.