MİLLETLE MİLLET İÇİN DEVAM
Yatırımcıların temel prensibi riski azaltmak için yatırım sepeti oluşturmaktır. Yani sadece Dolar’ a ya da Euro’ ya değil Hisse seneti ya da Altına da para yatırarak hangisi artarsa kaybetmenin olmayacağı ve minimum bir risk hedeflenir.
Üst akıl erken seçime hazırlıksız yakalanması sebebiyle, tıpkı profesyonel yatırımcı mantığıyla önlem alıp, sadece bir partiye değil birden fazla partiye destek vererek bir “Çatı sepeti” oluşturma yoluna gitti.
Yani sadece CHP’ye güvenmiyor.
İYİ Partiyi de sürüyor sahaya.
Ama bu da yetmiyor.Riski minimuma indirmek için arayışları bunlarla sınırlı değil tabii.
Önce medya operasyonlarıyla parlattığı ve tartışmalı geçmişi hep önüne engel çıkartan Temel Karamollaoğlu’ nu da Türkiye’ nin özlediği Müslüman demokrat algısıyla parlatıyor.
Son tahlilde Karamollaoğlu’ da inanıyor bu masala.
Sonrası malum Saadet’i de at sepete.En son yapılan Kasım seçimlerinde 0.7 oy oranına ve toplamda 325.947 kişinin oy verdiği bir partinin “ 24 Haziran’ da Saadet, Ak Parti’ yi sallayacak” algısını gözümüze gözümüze sokmalarını hayretle izliyoruz.
FETÖ uzun zaman önce bu partilerin kılcallarına sızdığı için, üst aklın istediği gibi şekillendirip yönlendirmesi zor olmuyor.
Şaka gibi ama gerçek.
Yatırım değerinin yok hükmünde olmasına rağmen sırf milleti kandırır mıyım acaba beklentisiyle “Çatı ailesi” fotoğrafı kalabalık görünsün diye Demokrat Parti de ekleniyor sepete.Sesi olmayan bir amatörden assolist yaratmak için türlü türlü PR çalışmaları yapan bir organizatör edasıyla, siyasi organizatörlüğe soyunan görünmez bir el var anlayacağınız.
Demirtaş’ ı da unutmuyorlar bu arada. O da yedekte 2. Tur hesaplarının altın anahtarı.
Millettin tepkisinden korkmasalar HDP’ yi de hemen katacaklar bu proje ittifakına.
Aynı merkezin beslediği, aynı hedefler doğrultusunda rota çizilen, solcu görünümlü, mütedeyyin kılıklı, milliyetçi soslu figüranlarını, eski Türk filmlerinin komik ve unutulmaz repliklerini kıskandıracak bir senaryoyla “kardeş” ilan edip aynı çatı altında birleştiriyor.
Milletin aklıyla dalga geçercesine…
“Millet ittifakı” adını vermişler bu oluşuma…
Gerçek olmayacağını, olamayacağını bile bile…
Nasrettin Hoca misali “ya tutarsa” mantığıyla.
Burada hedeflenenin ne odluğunu anlatmaya gerek yok.
Gizlemiyorlar da bu kirli hedefi.
Parlamenter sistemi geri getireceğiz maskesinin altında, Eski Türkiye’ nin kaotik yapısını geri getirme amacı yatıyor hepsinin gönlünde.
Sarayı yıkacağız…
Uçakları satacağız…
FETÖ’ cüleri salacağız.
Koalisyonlarla ülkeyi tıkayacağız…
Abartılı gelebilir bu tespitler ama birçoğu gerçek diğerleri de niyet…
Hele bekleyin bakalım daha neler yumurtlayacaklar.
Yeni ısınıyorlar daha.
3. Havalimanını durdurup, Marmaray’ı patates deposu yapmak gibi ulvi projeleri de vaat diye sunarlarsa sürpriz olmaz.
Gerçek niyetlerini utanmadan ifşa edecek kadar karardı gözleri.
ABD’ nin Avrupa’ nın ve Türkiye karşıtı şer cephesinin “Çatı” oluşumuna desteğini ve erken seçim kararına verdiği tepkiyi doğru okumak lazım.
Hepsinden önemlisi FETÖ’ nün bu projedeki yeri.
Erken seçim kararından ve laboratuvar ortamında oluşturulan “Çatı” birlikteliğinden sonra sosyal medyada uyutulan FETÖ’ cü hesapların pıtırak gibi tekrar canlanması hayra alamet değil.
Erken seçim şaşkınlığını atıp strateji geliştirmeye başladılar.
O kadar zorlama bir siyasi evlilik yaptırdılar ki bu partilere, 24 Haziran’a kadar ittifakın sürmesi mucize olur.Tabanda yani seçmen bazında bu gayrı ahlaki siyasi evliliği kimse içine sindiremiyor. Tepkiler çığ gibi.
Kendi inandıkları yalana milleti de inandırmak için tüm algılar devrede.
Aman ha seçimi nasıl olsa kazanacağız rehavetine kapılıp gevşemeyin.
Algı operasyonunun bir parçası da bu.
24 Haziran’ı bir milat olarak görün.
Nasıl ki 1950 seçimleri tek parti hegemonyasını yerle bir etti ve bir dönemi kapattı.
Bu seçim de Eski Türkiye’ yi bir daha dirilmemek üzere silecek hayatımızdan.
Darbeler, muhtıralar, bürokratik oligarşi, jüristokrasi, yani vesayetin tüm kirli yapıları tarihin karanlık sayfalarına gömülecek.
Anlayacağınız önemli bir yol ayırımındayız.
İşte bunun için sağanak sağanak geliyorlar.
En ahlaksız algı operasyonlarının sebebi bu.
FETÖ’ nün ipiyle indikleri kuyudan yukarıya çıkış yok.
15 Temmuz darbe girişimi sonrasında ABD Merkez Kuvvetler Komutanının” Birçok yakın müttefikimiz tutuklandı” serzenişini hatırlayın.
24 Haziran sonrası “ABD’ nin birçok müttefik partisi sandığa gömüldü” ağıtını şimdiden duyar gibiyim!
Bahaneleri hazır.
Aslında kabullendikleri bir hezimete önceden kılıf bulma çabası.OHAL’ ın FETÖ’ ye PKK’ ya vurduğu darbenin hazımsızlığı var içlerinde.
Kaostan nemalanamamanın sıkıntısı.
Terörle seçmeni manipüle edemeyecekleri gerçeği.
Ama silahlı terör örgütüyle gelemeseler de, Döviz silahıyla vurmak istiyorlar ekonomimizi.
Enflasyonun yükselmesi, faizlerin ve işsizliğin artması, yatırımların durması için şeytanla işbirliği halindeler.
Zannediyorlar ki Döviz yükselirse Erdoğan’a oy verenler azalacak!
Hey bre cahiller.
15 Temmuz’u ne çabuk unuttunuz!
FETÖ’ cü teröristlerin ölüm kusan silahlarının korkutamadığı bir milleti döviz silahıyla nasıl tehdit edebilirsiniz?
Çocuklarımıza bırakacak güzel bir vatana göz dikenlere izin verir miyiz hiç!
İşte bu bilinçle gideceğiz sandığa.
Atılan her oyu FETÖ’ ye indirilmiş tokat gibi görerek.
Oy pusulasına basacağımız her mührün aynı zamanda 2023 hedeflerine olan inancımızın imzası olduğu bilinciyle.
Erdoğan’a ve AK Partiye verdiğimiz her oyun, PKK ve YPG’ ile sürdürülen mücadelenin bir adım öteye taşınacağının teminatı olacağını bilerek.
Aynı zamanda Fırat Kalkanı’ yla, Zeytin Dalı’ yla sınırlarımıza göz dikenlere vurulan darbenin, Münbiç’ te Rakka’ da Sincar’ da, Kandil’ de de devam edeceğinin kararlılığının da ilanı bir bakıma.
1 Oy deyip geçmeyin.
Kırgınlıkları, küskünlükleri sandığa giderken almayın yanınıza.
Nasıl ki verdiği her sözün eri olup gereğini yapmışsa Erdoğan, seçimden sonra tüm sıkıntıları da çözecektir hiç şüpheniz olmasın.
Yeter ki birlik ve beraberliğimiz güçlü olsun.
Şimdiye kadar hep bozduk oyunlarını.
24 Haziran’ da da bozacağız elbet.
Temelini FETÖ’ nün ve emir aldığı kirli güçlerin attığı bir siyasi projenin çatısı çökmeye mahkumdur.
Bu arada millete bir vaadi projesi olmayan proje siyasetçilerin tek hedefleri Erdoğan.
Bir tarafta Yeni Türkiye’ yi hangi hizmetlerle 2023 hedeflerine taşıyacağını açıklayan bir lider…
Diğer tarafta 16 yıl öncesine yani Eski Türkiye’ ye milletin kazanımlarını yıka yıka dönüleceğinin müjdesini veren bir “Çatı” cephesi.
Yerli bir yapı da değil üstelik.
Amerika’ nın verdiği destek hep yanlarında.
Dışarıdan sonuç daha net görülüyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nauert’ in “Türkiye’ de OHAL altında özgür, adil ve şeffaf bir seçim yapılması zor. Bu konuda endişeliyiz” açıklaması Erdoğan’ın zaferinin tescili gibi.
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisinin “24 Haziran seçimleri mevcut şartlarda Avrupa kriterlerine uygun değil bu nedenle ertelenmeli” açıklaması düpedüz skandal.
Bir tek, “Erdoğan kaybedeceği Meral’ in ya da Gel bakalım Muharrem’ in kazanacağı bir seçim Avrupa kriterlerine uygundur “demedikleri kalmış.
Medya ayağında Ekonomist dergisinin, Washington Post, Wall Streeet Journal, Financial Times, The Guardian, Frankfurter Allgemeine Zeitung ve Die Welt gazetesinin Erdoğan’ın kazanmaması için uluslararası algı kampanyasına erken seçim kararının alınmasından hemen sonra başlaması kime hizmet ettiklerini apaçık koyuyor ortaya.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moodys’ in Türkiye’ nin notunu düşürmesi de “ÇATI” partilerinin ekonomi kötüye gidiyor bu Hükümet bitmeli Tayyip gitmeli kampanyası için bulunmaz bir malzeme oldu.
İşte böylesi kirli palanların kirli aktörlerinin Ülke üzerinde çeşit çeşit oyun kurup, milletin tercihlerine baskı yaptığı kritik bir süreçteyiz.
Tüm Türkiye düşmanlarının ve Ülkenin gelişmesinden, kalkınmasından rahatsızlık duyanların Erdoğan ve Bahçeli karşıtı cephenin adeta gönüllü elemanı gibi çalışmaları fikir versin bize.
Tıpkı 15 Temmuz refleksi gibi, 24 Haziran’ da da sandıkta kazanacağımız bir zaferle unutamayacakları bir ders verelim bu güçlere. Milletle, millet için DEVAM.