Modern Ortadoğu’nun tuhaf takvimi
Ortadoğu’da olup bitenleri ne belirliyor?
Fokur fokur kaynayan sosyoloji mi? Yoksa uluslararası dinamikler, komplolar, dünya egemenlerinin tezgâhları mı?
Bitmez tükenmez bir tartışmadır bu.
Elbette her oyun, her tezgâh belli bir toplumsal dinamik üzerine kurulur.
Fakat dünya ekonomisi ve güç ilişkileri eğer merkez çevre denklemi içinde işliyorsa, “merkez”in Ortadoğu’yu öyle başıboş bırakması mümkün müdür? Hayır!
Batı, büyük bir hilekârlıkla sıradan insanlara bu “bataklıkla” ilgilenmemeleri telkinini yapar ama gayet iyi bilir ki, Ortadoğu hem kültürel derinliği bakımından hem de enerji kaynakları ve dağıtım yollarını belirleyen coğrafi konumu açısından dünyanın “orta” yeridir.
***
Hatırlarsınız…
“Prenses Süreyya’dan bugüne… İran ve biz” başlıklı yazımda dünya liderlerinin 4 Ocak 1979’da Guadalupe zirvesinde aldıkları kararla başlayan süreci not etmiştim.
Şah ve ailesinin 16 Ocak’ta İran’ı terk etmesiyle devam eden ve Humeyni’nin 1 Şubat’ta Paris’ten Tahran’a gönderilmesiyle tamamlanan olaylar dizisini yazınca çevremdeki nice okumuş yazmış insandan “Yahu bunubilmiyorduk, ne acayip bir takvimmiş” tepkisini aldım.
Çünkü eski medya ve yaygın kültür tarafından bunlara dikkat etmemek üzere koşullandırıldık.
O yüzden de…
Mısır’da darbe olurken yaşadığımız Gezi’yi…
17/25 Aralık darbe girişimini…
Ve 15 Temmuz’un arka planını tam kavrayamadık.
O yüzden dünya egemenlerinin hangi oyunlarını bozduğumuzu henüz net biçimde algılayabilmiş değiliz
.***
Bölgeye bu hızlandırılmış olay yumakları penceresinden bakmak her zaman zihin açıcıdır.
Nasıl mı?
Yine 1979-80 yıllarına dair bir Ortadoğu hatırlatması yaparak bunu anlatabilirim. (Hatta belki önce Mısır Devlet Başkanı Enver Sedat’ın olmayacak bir şeyyaptığı -İsrail’i ziyaret ettiği- 1977 yılıyla başlamakdoğru olurdu. Bunu not düşeyim.) 1979 yılı İran İslam Devrimi’yle açılır.
Temmuz 1979’da (kısa süre sonra İran’la savaşa yönlendirilecek) Saddam Hüseyin Irak Devlet Başkanı olur.
Aralık 1979 önemlidir. Sovyetler Birliği Afganistan’ı işgal eder.
1980 12 Eylül…
Gayet iyi biliyoruz. Türkiye’de darbe olur, parlamenter rejim rafa kaldırılır.
1980 22 Eylül…
Sekiz yıl sürecek İran-Irak savaşı başlar.
Yerim bitti maalesef.
Bağlantılar ve o dar süre içinde açılan derin yaraların bugüne kadar süren etkisi üzerine sonra konuşuruz.