Müesses nizamın sanatçıları
YSK’nın İstanbul seçimlerini yenileme kararına en çok da müesses nizamın ünlendirdiği, şan şöhret ve servet sahibi yaptığı “sanatçı” tayfası tepki gösterdi. Şarkıcısından oyuncusuna, komedyeninden yazarına, yönetmenine kadar ülkemin ön planında/vitrininde olan neredeyse bütün ünlüleri CHP adayı İmamoğlu için sahalara inip partizanlık yapmaya başladı.
Kendilerini en son toplu halde Gezi kalkışmasında görmüştük. 15 Temmuz’da uçaklar milleti bombalarken, tanklar vatandaşların üzerinden geçerken, FETÖ’cü hainler insanları kurşun yağmuruna tutarken söz konusu “sanatçı”lar sessizliğe gömülmüş sinsice darbenin başarılı olmasını bekliyorlardı.
Bakmayın bunların “adaletsizlik var, hukuk katledildi” safsatalarına, 15 Temmuz’da milletin doğrudan kendisi katledilirken bu ünlülerin gıkı çıkmadı. Bugün adalet, hukuk, vicdan pozları kesmelerinin hiçbir tutarlılığı, sahiciliği yoktur. Adı geçen bütün bu isimler, tavırları ve açık tepkileriyle müesses nizamın kurucusu ve o zihniyetin temsilcisi olan CHP’nin yanında, milletin ise karşısında olduklarını kanıtlamışlardır.
Ayrıca YSK kararına verdikleri ortak tepkiyle nasıl tek merkezden harekete geçirildiklerini de göstermişlerdir. Gezi’de bu “sanatçı” takımını sokağa indiren hangi güçse, bugün de onları CHP-HDP adayı Ekrem İmamoğlu etrafında birleştiren, partizanlık yaptıran aynı güçtür. Bizi aydınlattıkları için de fazladan bir teşekkürü de hak ediyorlar.
***
Gelelim Kemal Kılıçdaroğlu’nun YSK üyelerini hedef alan konuşmasına. Çok kibar, çok nazik, çok naif olduğu iddia edilen Kılıçdaroğlu’nun dünkü açıklamaları mahalle kavgasında ancak rastlanabilecek türdendi. YSK üyelerine “çete mensubu” yakıştırmasını yaptı, hakaretler etti ve olmadık ithamlarda bulundu. Bir üyenin soyismiyle alay etti. Kendisi soyismini değiştirmemiş gibi. Tabii, millet bu tartışmaları yakından izleyip notunu alıyor. Toplum bu hakaretleri kendine yapılmış olarak algılıyor. Belki henüz farkında değiller ama biz Kemal Bey’e bunu hatırlatalım.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu kötü üslubu, aşırı tepkisi aslında YSK’nın verdiği kararın doğru ve isabetli olduğuna işaret ediyor, başka bir şeye değil. Ekrem İmamoğlu’nun mazbatası Binali Bey’e verilmedi, mazbataya şimdilik iki parti de aynı uzaklıkta. Şaibe bulaşmamış adil bir seçim yapılacak ve millet ne derse o olacak. Her iki taraf da eşit haklara ve şansa sahip. Demokrasi, hukuk tam da bu değil midir?