Muharrem İnce’nin çevresindeki siyaset esnafı ve köprüden önceki son çıkış
Hep söylerim, yeni kurulan partilerin yönetimlerine, diğer partilerde artık miadını doldurmuş eski yönetici takımını sırf ismi var diye almayacaksın. Alsan bile bir süre sonra onların yerine partine gönül veren, genç ve taze beyinleri öne çıkarıp onları parlatacaksın. Çünkü o eskiler hep kendi çıkarlarını, küçük hesaplarını partilerinin çıkarlarının önüne koymakta ustadırlar.
Bu girişi ve önemli notu paylaşmaktaki maksadımı aşağıda anlatacağım.
Muharrem İnce, Memleket Partisi’ni kurduktan sonra çoğu genç, hatırı sayılı bir seçmen kitlesini etrafına topladı. Bunlar, Atatürkçü, Atatürk milliyetçisi, vatansever, PKK ve FETÖ karşıtı ama aynı zamanda en sıkı Erdoğan ve AK Parti muhalifi bir kitle.
Sonrasında yaşananları, partinin ve İnce’nin yüzde 5 bandına oturduğunun, bunu gören CHP destekli FETÖ prodüksiyonunun onu linç edip seçimden nasıl çekilmeye zorladığının artık detayına girmeyeceğim.
Zaten bilmeyen de yok.
Ancak bakıyoruz Muharrem İnce, tutmuş başarısız bulduğu Ekrem İmamoğlu ile görüşüyor, Özgür Özel ile görüşmenin yollarını arıyor. Demeç de veriyor bu arada:
“İmamoğlu’nu aradım, İstanbul’u senin kazanman lazım, senin için ne yapabilirim dedim.”
Koskoca Muharrem İnce’ye bakın.
O YAZIMDAN SONRA BENİ ARAYAN MEMLEKET PARTİLİLER
Bilmiyor ki İmamoğlu CHP’den ayrılıp parti kursa yüzde SIFIR oy alır. O kadar karşılığı yok. Oysa kendisi seçime girseydi, en az yüzde 5 oy alacaktı. Bu, Memleket Partisi’nin bütçeden pay alması demekti. Daha sonra gümbür gümbür CHP’nin başına gelmesi demekti.
Yine hayal kırıklığı. Bu üç etti. Geçen cumartesi yayınlanan “Muharrem İnce bu gidişle kendisinin ve partisinin siyasi intiharını hazırlar” başlıklı yazımdan (*) sonra beni arayan iki Memleket Partisi ileri geleni önce “Ellerinize sağlık, aklımızdan geçenleri okumuşsunuz adeta. Tam da yazdığınız gibi. Yine kendisine oy veren ve verecek olan yüzbinlerce insana sırtını dönüyor” diyerek öyle dert yandılar ki anlatamam.
Anlattıklarına göre Muharrem İnce kimseyi dinlemiyor. Tıpkı seçimden önceki çekilme kararında olduğu gibi, hiç danışmadan, istişare etmeden Ekrem İmamoğlu ile görüşüp açıklamalar yapıyor ve destek veriyor.
“AHİR ÖMRÜMÜZDE BİRKAÇ BELEDİYE BAŞKANLIĞI FENA MI OLUR?”
Ama bu kez etrafında, onu yönlendiren, CHP’den “transfer” olan bir siyaset esnafı var. Artık kafaları şöyle bu yaşını başını almış esnafın:
“Geldik gidiyoruz. Birkaç belediye başkanlığı, illerde meclis üyelikleri alıp CHP’ye katılalım.”
Temel motivasyonları parasız kalınması. Evet, gerçekten de CHP’lilerin seçim öncesi “AK Parti’den milyonlarca lira yardım alıyorlar” diye iftira attıkları MEMLEKET PARTİSİ VE MUHARREM İNCE BEŞ PARASIZ. Ama siyasetin para değil bir yürek işi olduğunu bence Demokratik Sol Parti’yi beş parasız kuran Bülent Ecevit’i hatırlayarak yeniden idrak edebilirler.
HALK TV İNCE’YE AYNI YÖNTEMLE BASKI YAPIYOR?
Demek İnce ve etrafındakiler kendilerine FETÖ ile birlikte kumpas yapanları unutmuşlar. Şimdi ne değişti? Bugün görüşmek için can attıkları o vakit de oradaydı ve üstelik en etkili yerlerdeydiler.
CHP yayın organı Halk TV de bir yandan Muharrem İnce’yi sıkıştırmaya çalışıyor. Nasıl diyeceksiniz, yine aynı yöntem, aynı taktik. İnce ve Memleket Partisi’ni Cumhur İttifakı’nın “Görünmeyen bileşeni” olarak takdim etmek. İnce’yi çıldırtan suçlama. Bu işi de Halk TV’de istihdam edilen ve yıllarca Tayyip Erdoğan’ın basın danışmanlığını yapmış birine yaptırınca daha bir inandırıcı kılmış oluyorlar.
Muharrem İnce çok kızmış ve yine o şedit üslubu ile vermiş veriştirmiş:
“Bu terbiyesiz herif; AKP kayığının eski yolcusu, Erdoğan’ın Akif De ki’si. Şimdi Halk TV’de çıktığı her programda bana ve Memleket Partisi’ne iftira atıyor. Erdoğan’ın De ki’si, ben sana ilkeli olmanın zekatını versem zengin olursun!”
Enteresan olan şu. Bahse konu Halk TV programcısının bugünkü CHP ile ruh ikizi olmaları. Muharrem İnce hâlâ bunun ne anlama gelmediğini anlamıyor mu? Onlar aynı yerde duruyorlar, hiçbir yere gitmediler. İnce onların kim olduğunu 29 Kasım’da sosyal medyada yayınladığı bir videoda anlatıyor zaten:
“Bana ve Memleket Partisi’ne ‘Yüzde 60 ile kazanıyoruz, bu son seçim, çekilin yoksa Cumhuriyet biter’ palavralarıyla, iftiralar atarak seçimin kazanılmayacağını gördünüz. FETÖ’cülere Çankaya seçmeni oy verdi. Atatürk düşmanlarına İzmir seçmeni oy verdi.”
Ben bir ilavede bulunayım, PKK’lılara da CHP seçmeni oy verdi.
İNCE CHP’YLE İLİŞKİ ZEMİNİ KURMANININ YOLUNU YANLIŞ YERDE ARAMIŞ
İnce o konuşmada bir çağrıda bulunuyor muhalefete:
Neymiş, sandık güvenliği için gelin iş birliği yapalımmış.
Bırakın Allah aşkına!
14 ve 28 Mayıs 2023 seçimlerini Avrupa Konseyi ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı çerçevesindeki yükümlülükler uyarınca toplam 489 uluslararası seçim gözlemcisi ve Uluslararası Seçim İzleme Komitesi izledi. Birkaç küçük yerel hadise dışında son derece başarılı bulundu. Verilen rapor da ortada. Seçimlerin serbest demokratik seçim standartlarına uygun olarak gerçekleştirildiği açık ve net belirtildi.
Anlaşılan Muharrem İnce nasıl bir ilişki zemini sağlarım diye düşünüp çaresizce bu formülle tüm muhalefete diyerek ama aslında CHP’ye böyle bir çağrıda bulunmuş.
Artık geçelim bunları. Çok demode.
CAZ YAPANLAR KİM?
Bakınız kendi Genel Başkan Yardımcısı Asuman Ali Güven bir gazeteciye, “Memleket Partisi’nde CHP ile ilişkiler ısınınca ‘caz yapan’ az sayıda ve siyaseten kıymeti harbiyesi olmayan isim de var. Hatta bunu sosyal medyada görmek mümkün” demiş.
Memleket Partisi’ne oy vermiş bir vatandaş bu aşağılamaya şöyle cevap vermiş:
“Senin seçmenin onlar.”
Anlarlar mı? Sanmam. Üç otuza gidecek olmanın heyecanını yaşamaktalar şu anda.
Kimileri televizyonda konuşuyor, kimileri de demeç veriyor.
Daha özetini yazayım.
Köprüden önce son çıkış ve son söz:
“Muharrem İnce kendine güvenmeli, her şeyden önce kendisine inananlara güvenmeli…”