Mustafa Karahasanoğlu; Müslümana müşfik, kâfire şedid!

Okuduğunuz Yazı
Mustafa Karahasanoğlu; Müslümana müşfik, kâfire şedid!

İçerik

Allah’ım sen Mustafa Karahasanoğlu ağabeyimin mekânını cennet eyle; onu Peygamberimiz (SAV)’e, bizi de onlara komşu eyle!

Baştan sona bir “vefâ” abidesi! Yanında beraber yol yürüyen bir tek adamını harcamamış, kurda kuşa yem etmemiş, arkasında dimdik durmuş, yol göstermiş, sevinci de acıyı da pay etmiş bir güzel mümin ve dava adamı idi Mustafa Karahasanoğlu! Her Cuma günü eski dostları tek tek arayan bir “vefâ” abidesi!

28 Şubat’ın o en kirli ve çetin günlerinde tertemiz ve dimdik bir mücadele verdi. Zaman zaman anlatırdı. “Gece asansör çalıştığında hemen kalkıp takım elbisemi giyerdim” demişti. Polisler eve baskın yaparsa yanlarında kameralarla gelirler, “Akit’in sahibi pijamayla görüntülendi” demesinler diye böyle yapardım, derdi.

“Müslümanlara karşı şefkatli, Müslümanlara düşmanlık edenlere karşı şiddetli” bir anlayışı vardı ki bizi de o anlayışta yetiştirdi.

312 general dava açtığında en ufak bir tereddütle geri adım attığını görmedim. Mustafa ağabeyle son 8 yıldır her hafta hal hatır sormak için bile olsa düzenli görüştük, her ay en az bir defa kimsenin olmadığı bir ortamda baş başa 1-2 saat arası toplantı ve istişareler yaptık. Eğer bir başarımız varsa bize bu yolu çizen Mustafa ağabey oldu. Allah razı olsun. 

Bizler Mustafa ağabeyin yetiştirdiği insanlarız. Üzerimde emeği çok büyüktür. Kur’an-ı Kerim’e inanıp yaşayan, Peygamber(SAV) Efendimizin yolundan giden herkese kapımızın ve gönlümüzün açık olması Mustafa ağabeyin düsturlarındandır. Herhangi bir cemaate, tarikata, partiye, holdinge bağlı değiliz; biz peygamber efendimizin yolundan giden ve ezana, bayrağa, millete bu imtihan dünyasında sahip çıkmaya çalışan bir yolun yolcularıyız.

Son telefon görüşmemiz 6 Haziran, saat 19:30 civarı…

“Selâmün aleyküm” diye o gür, babacan ve tok sesiyle aradı. “Sesin çok iyi geliyor Mustafa abi” dediğimde, “Ses var, ama görüntü yok” diyerek en zor anlarında bile latife ve tebessümü eksik etmedi. “Hacı” dedi, “Ankara’da bizim camiadan vefat edenlere sahip çıkıyoruz değil mi? Şöyle bir kontrol et, vefat edip de ailesi ihtiyaç içinde olan var mı? Öldüklerinde cenazeden sonra şöyle bir mezarlarına bak, yapılmamış olan varsa yaptır. Bana bilgi ver, aman ha kimseyi yalnız bırakmayalım”

Son görüşmemiz imiş meğer…

Sonra hastaneye yattı. Cuma’yı Cumartesi’ye bağlayan 13 Ağustos 2022 gece 02:00’da Rahmet-i Rahman’a kavuştu. Ben haberi gece 03.00 civarı aldım. Kıymetli kardeşleri ve aynı zamanda “yol ve dava arkadaşları” olan Yeni Akit Gazetesi Yazıişleri Müdürü Ali İhsan Karahasanoğlu ağabeyi, Akit TV Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Karahasanoğlu ağabeyi; evlatları İbrahim Karahasanoğlu ve Ahmet Can Karahasanoğlu beyleri aradım ve ardından Mustafa Şaşmaztürk ile beraber Ankara’dan İstanbul’a arabayla hareket ettim.

5 Ağustos Cuma günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya/Soçi dönüşü Mustafa ağabeyi konuşmuştuk. Soru cevap kısmından sonra Cumhurbaşkanımız Mustafa ağabeyi sorunca, yoğun bakımda olduğunu söyledim. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca hocamızın ilgilendiğini de ekledim. Cumhurbaşkanımız; “Daha önce de yoğun bakımdaydı, çıkmıştı. Yine mi yoğun bakımda? Allah sağlık versin” demişti.

Sevgili Akit okurları, şimdi ben Mustafa Karahasanoğlu ağabeyi ve hatıralarımızı anlatsam ne bu sütunlar ne gazetenin tüm sayfaları yetmez.

Mustafa ağabeyin vefat ettiği geceden başlamak üzere sadece telefonuma bile 1.200 civarı mesaj geldi. Bakanlardan milletvekillerine, gazetecilerden okurlarımıza kadar birçok isim aradı. Çoğunun Mustafa ağabeyle bir hatırası vardı.

“19 YILLIK YOL ARKADAŞIM”

2003 senesinin Haziran ayında “Dağıtım elemanı arıyor musunuz?” diye başvurduğum Akit Gazetesi’nde 19. yılımı geçtiğimiz Haziran ayında tamamladım, şimdi 20. yılıma girdim. Ankara Temsilcisi olarak 7. yılımdayım.

Köşe yazarlığımı başlatan da Mustafa ağabeydi. Yine Haziran ayı, Gezi Parkı olaylarının yaşandığı yıldayız. Mustafa abi benim yerel gazetelerde yazı yazdığımı biliyor, okumuş. Telefonum çaldı, açtım. Mustafa abi; “Hacı bir yazını gönder, ama yayınlanmamış yeni bir yazı olsun” dedi. “Böyle olur çakalların Taksim’i” başlıklı ilk yazımı atmış oldum. Sonra her hafta bir yazım yayınlandı, 10 senedir bir hafta bile hiç sektirmeden yazıyorum.

Dostlar; Mustafa ağabey bir döneme damgasını vurdu. Tertemiz bir damga, imanlı bir mühür!

Ben onu bir yazıya sığdıramam! Allah ömür verdiği müddetçe onu hatırlatacağız, onun güzel yolunu ve mücadelesini anlatacağız.

Mücadeleye devam, Mustafa ağabeyi ve inandıklarını anlatmaya devam!..

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Hacı YAKIŞIKLI