NATO’nun dik duruşlu üyesi Türkiye

Okuduğunuz Yazı
NATO’nun dik duruşlu üyesi Türkiye

İçerik

 

NATO’nun dik duruşlu üyesi Türkiye

28-30 Haziran tarihleri arasında Madrid‘de düzenlenen 32. NATO Zirvesi’nin en çok konuşulan ülkesi kuşkusuz Türkiye‘ydi. 70 yıldır NATO üyesi olan Türkiye, personel sayısı bakımından NATO’nun en güçlü 2. ordusuna sahip. NATO bütçesine katkıda da ilk 8’de yer alıyor. Türkiye’nin NATO üyeliği Batı ülkelerinde alevli tartışmalara sebep oluyor.Özellikle 2019 yılında Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, eski ABD Başkanı Donald Trump’ın ABD askerlerini Suriye’den diğer NATO müttefiklerine danışmadan çekme kararı ve Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyindeki askeri harekâtları nedeniyle, NATO’yu “beyin ölümü gerçekleşmekle” suçlamıştı. Doğu Akdeniz ve Libya meselelerinde de farklı pozisyonlara sahip olan Türkiye ve Fransa arasındaki gerginlik birçok kez zirve yaptı. Fransa’nın, fırkateynı Courbet’in Türk savaş gemileri tarafından taciz edildiği iddiasını NATO’ya taşıması üzerine, NATO olayla ilgili soruşturma açmıştı. Ancak soruşturmadan Fransa’yı tatmin eden bir sonuç çıkmayınca, Fransa Akdeniz’deki NATO’ya ait “Deniz Muhafızı” operasyonuna katılımını askıya aldığını duyurmuştu.

Türkiye ile karmaşık ilişkilere sahip bir diğer güçlü müttefik ise ABD. İki ülke arasında en çok sorun açan mesele ise Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemleri alması oldu. S-400 alımları nedeniyle ABD’nin Rusya’ya karşı çıkardığı CAATSA (ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Yasası) çerçevesinde, Türkiye’ye yaptırım uygulama kararı almıştı. Hatta ABD, Türkiye’yi F-35 programından resmi olarak çıkardı.

Rusya ve Ukrayna arasında patlak veren savaştan sonra Türkiye’nin iki ülke arasındaki başarılı arabuluculuğu, Ukrayna’nın kullandığı Türk yapımı SİHA’ların savaştaki başarısı ve Türkiye’nin boğazlara hakimiyeti ile daha belirginleşen jeostratejik önemi NATO üyelerinin ülkemiz ile ilgili olan görüşlerini gözden geçirmelerine sebep oldu. Türkiye’nin NATO’nun genişlemesi karşısındaki İsveç ve Finlandiya üyeliğine itirazı Türkiye’yi ve özellikle PKK/YPG terör örgütleriyle mücadelesini dünya basınına taşıdı. Her ne kadar Fransız basınında Türkiye hakkında “NATO içinde Rusya’nın Truva atı” gibi yorumlar yapılsa da, Madrid’deki dörtlü zirvede varılan anlaşma sonrası Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine vetosunu kaldırması NATO üyeleri tarafından memnuniyetle karşılandı. Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya ile sağladığı mutabakat kapsamında, iki ülke terör örgütleri FETÖ ve PYD/YPG’ye destek sağlanmayacağını bildirdi. Türkiye, İsveç ve Finlandiya’nın samimiyetini test etmek için bu ülkelerden 33 terör zanlısının iadesi için yeniden talepte bulunacak.

Bir başka heyecanla beklenen gelişme de Erdoğan-Biden görüşmesiydi. ABD Başkanı Joe Biden, tahıl krizinin çözümündeki rolü ve Türkiye-İsveç-Finlandiya arasında imzalanan üçlü mutabakat dolayısıyla Erdoğan’a teşekkürlerini iletti. Ayrıca Beyaz Saray yönetimi Türkiye’ye F-16 satışının desteklediğini açıkladı. Financial Times gazetesine konuşan ABD’li bir uzman,  “ABD’nin Karadeniz stratejisinin Türkiye ile ilişkileri düzeltmeyi içerdiğini” de bildirdi.

Bütün bu gelişmelerden sonra Batı ülkelerinin Türkiye ile ilişkilerini yeniden gözden geçirecekleri aşikar. Ancak Fransa ve ABD gibi ülkelerin Suriye’de YPG terör örgütüne sağladıkları destek ve Yunanistan ile Türkiye’ye karşı savunma alanında kurdukları sıkı ittifak nedeniyle samimiyetlerine inanmak zor. İngiliz The Economist dergisi, son gelişmeleri yazısına “Erdoğan eve zaferle dönüyor” başlığıyla taşıdı. Benim içinse en büyük zafer, Türkiye’nin Rusya, İran ve Batı ülkelerinin itirazı olmadan, Suriye’de büyük çaplı ve zaferle sonuçlanan yeni bir askeri operasyon düzenlemesi olacak.

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
100%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%