NATOTÜRKÇÜ’LER PKK İLE OMUZ OMUZA!

Okuduğunuz Yazı
NATOTÜRKÇÜ’LER PKK İLE OMUZ OMUZA!

İçerik

80 öncesine dair araştırmalarımda dikkatimi çeken provokatif bir slogan vardı.
Milliyetçi algıyı harekete geçiren son derece vurucuydu bu çağrı; “Afganistan, Türkistan sıra sen de Anadolu uyan!”

Ruslar Afganistan’ı 27 Aralık 1979’da işgal ettiğinde Anadolu başta olmak üzere İslam beldelerinde yoğun tepkiler ve gösteriler düzenleniyordu.
“Afganistan, Türkistan sıra sende Anadolu uyan” sloganını sufle edenler bugün farklı bir suret ve kisve ile yine varlıklarını göstermeye başladılar.

Kuşkusuz o dönem de Anadolu kuşatılmıştı ve terörle disiplin edilip, boyun eğdirilmek isteniyordu.
NatoTürkçü 80 Darbesi ile kısmen bu emellerine ulaştılar.

2002’ye kadar farklı suretlerle de sömürge ve işgallerine devam ettiler.
18 yıldan beri bundan kurtulmanın mücadelesini veriyoruz.
Film devam ediyor…

Afganistan hala işgal altında ve Türkistan Kızıl Çin’in zulümleri altında feryad ediyor.
Anadolu kuşatılmış ve kuşatmayı yarmak adına elindeki bütün enstrümanları kullanıyor.
Bu kez farklı bir proje tam tersi olarak içimizde seslendiriliyor.

Kuşatmaya maruz kalanın başka bir kuşatmayı Kürt kimliği(!) üzerinde legal ve demokratik gördüğü tezine dayalı asimetrik bir savaş ihalesini görmemiz mümkün.
Ankara’yı işgalci ve demokrasi düşmanı gösterebilme ve Uluslararası düzlemde yalnızlaştırma operasyonları ile karşı karşıyayız.

Temel hareket noktaları demokratik haklar adına demokrasiyi yıkıp işgal etme girişimleri, Anadolu’ya boyun eğdirme projeleri!

Siyonizmin proje çocuğu olarak tasarlanan PKK, PYD ve her ikisine siyasi karakter sağlamada lojistik destek veren SDG’nin sahiplendiği KÜRT kimliği…

Suriye’de işgalci gibi gösterilmek istenen Ankara’nın gardını düşürecek iç savaş hazırlıkları!
Bunun ilk sinyalini ABD’nin yeni büyükelçisi Satterfield ile almış olduk.

Ankara kurgulanan oyunun nereleri hedef aldığını net olarak görebildiği gibi sahadaki varlığını da aktif olarak kullanıyor.

Suriye’ye yapılacak operasyonumuzu “güvenli bölge” taktiğiyle engellemek isteyen ABD ve Siyonist kurmayların ümit bağladığı terör aparatlarının hazırlıkları Ankara tarafından bilinmekte.

Suriye harekâtımız öncesi iç tahkimatı kuvvetlendirmek ve iç lojistik desteği kırmak adına terör örgütlerine yönelik devasa bir operasyona şahit olduk sabah saatlerinde.

Başta Diyarbakır olmak üzere Mardin ve Van Büyükşehirlerine kayyum atanarak bu akışın kesilmesi sağlandı.
Gerekçe demokratik haklar adına demokrasinin yıkılamayacağıydı.
Ve yerinde bir hamle olarak gördüm. Zamanlaması oldukça önemli…

Kayyum atanmasına ilk tepki elbetteki işgale zemin hazırlamakla meşgul siyasi parti ve temsilcilerinden geldi.
Hatta olayı öyle bir algıya çevirdiler ki bütün CHP’li ve HDP’li belediyelere kayyum atanacağı provakasyonuna sarıldılar!

Algı tanıdık mı?
Bu algının muhatabı kimler?
Demokratik hakları elinden alınanlar mı, demokrasiyi yıkıp işgale zemin hazırlamak isteyenler mi?

Elbette ki asla Kürt halkının temsilcisi olamayacak terör unsurlarını ve NatoTürkçü Kemalist unsurları provoke edecek bir algı var ortada.
Diktatör algısı(!) üzerinden kitleleri harekete geçirme girişimleri…

80 öncesi söylem bu kez şöyle değiştirildi; Diyarbakır, Mardin, Van sıra sende Kürdistan(!) uyan!
Nasıl bir taktik ama!

Emperyalizmin adı değişmez, aktörleri değişir.
CHP üzerinden şekillendirmek istedikleri zincirleme reaksiyon Kaz dağlarından bağımsız düşünülemez.
Şimdi sıra terör koridorundaki terör destekçilerine ve teröristlere TSK patentli kayyum atamakta!.

Binnur Günay

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Binnur Günay