Ne dedi, ne dedi?..
TBMM’de dün grup toplantıları vardı. Siyasi partilerin liderleri kürsüye çıktılar, kendilerini destekleyenlere ve kamuoyuna mesajlarını ilettiler…
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’i biraz dinledim. Muhteşem bir illüzyonun altına imza attı. En basit ifadesi ile çarpıttı ve kirletti. Önce, “Hatay ve K.Maraş’taki orman yangınları canımızı yaktı” dedi.
Evet, milletçe hepimizin canını yaktı.
Sonra failden bahsetti. Kundaklamanın arkasında, hayata ve insana dair her şeye düşman olan PKK’nın bulunduğuna dair şüpheler olduğunu söyledi.
Eyvallah…
Şüpheden de öte ortada terör örgütü tarafından yapılan bir sahiplenme var.
Meral Akşener devam etti. “PKK’nın gerçek yüzünü bütün dünyaya göstermek, en başta Hükümet’in işidir” ifadesini kullandı.
Buna da eyvallah.
Hükümet zaten gerekli mücadeleyi veriyor. Sınırlarımız içinde ve dışında operasyon üzerine operasyon gerçekleştiriyor. Son derece önemli başarılar da elde ediyor. Ancak, bu alçak terör örgütü ile mücadele sadece Hükümet’in işi değil. Milletçe, hepimiz için kaçınılmaz bir görev.
Ama Meral Akşener işin bu boyutuna hiç değinmedi.
“İnsanlık düşmanı” olarak nitelendirdiği PKK ile mücadeleye İyi Parti olarak hangi katkıyı yaptıklarından bahsetmedi.
***Akşener söylemediğine göre biz anlatalım…
İyi Parti ne yapıyor, hangi adımları atıyor, nerede konumlanıyor?
Terör örgütünün siyasi uzantıları ile birlikte görüntü veriyor. Onlarla aynı ittifak içinde boy gösteriyor. Son yerel seçimlerde Ankara, İstanbul ve İzmir’de aynı adayları desteklediler. Onların da seçildikten sonra ne yaptıkları ve hangi politikayı izledikleri ortada!
Meral Hanım, PKK’ya “Hayata ve insana karşı her şeye düşman olan bir örgüt” dese ne fark eder? Demese ne olur? Bu sözler, bulunduğu, konumlandığı yeri değiştirmez ki! Ne demişler:
Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz!
Ne söylerse söylesin… Bugün terör suçundan cezaevinde yatan Selahattin Demirtaş’la birlikte kahvaltı etmekten bahseden ve bunun için gerekçeler üreten bir Akşener gerçeği var karşımızda.
***Bitmedi, bu kadarla kalmadı, Meral Hanım “Bu alçaklık bütün dünyada yankılanmalıydı” deyip yine iktidara saldırdı:
-Bunu yapmak liyakat, devlet ciddiyeti, vatan sevgisi gerektirir.
“Kirli siyaset” dedikleri bu işte! Hem PKK’nın siyasi uzantısı HDP ile aynı ittifaka omuz vereceksin, hem de “vatan sevgisinden” bahsedeceksin!
Madem vatan sevgisi bu kadar ödemli, Meral Hanım’a sormak lazım:
Millet İttifakı’na, PKK’nın siyasi uzantısı olduğunu saklamayan HDP’nin destek verdiğini bilmiyor musunuz? Yerel seçimde ittifak adaylarına oy isteyen Kandil’deki terör baronlarının yaptıkları açıklamaları duymadınız ya da okumadınız mı? Millet İttifakı’nın geleceği ile ilgili olarak “İçinde dolaylı ya da açık olarak HDP’nin bulunduğu bir oluşumda biz kesinlikle yer almayız” diyebiliyor musunuz?
Bunları söyleyebilir ve gereğini yerine getirirseniz, bir anlamı olur yaptığınız açıklamanın. Aksi takdirde laf-ü güzaftır. İllüzyondan öteye gitmez.
Sadece ikircikli bir tavır olarak İyi Parti ve Meral Akşener’in hanesine yazılır. Hepsi bu, tamamı bu kadar!