Neden Eurofighter Alıyoruz? KAAN ve HÜRJET Varken…
Neden Eurofighter Alıyoruz? KAAN ve HÜRJET Varken…
Bu konu son dönemde çok tartışılıyor. Basitçe açıklayalım ve bu kararın arkasındaki stratejik aklı görelim.
1. Dünyada Dört Büyük Havacılık Ekolü
Savaş uçakları, motorları ve aksamlarının üretimi açısından dünyada dört büyük ekol vardır:
📌 ABD
📌 Rusya
📌 Avrupa
📌 Çin
Bu ekoller sadece uçak tasarımında değil; motor, elektronik, mühimmat, bakım sistemleri ve lojistik yaklaşımlarında da birbirinden farklıdır.
Bu dört merkezin dışında kalan ülkeler, ya bu ekollerden birine tabi olmayı (örneğin Türkiye), ya da birkaçına birden çeşitlenmeyi (örneğin bazı Arap ülkeleri) tercih eder.
Tek ekole bağlı kalmak; bakım kolaylığı, düşük maliyet ve uzmanlaşma gibi avantajlar sağlar.
Ancak aynı zamanda stratejik bağımlılık yaratır.
Tedarikçi ülkeyle yaşanacak bir siyasi kriz, mühimmat ve yedek parça ambargosu yoluyla uçakları işlevsiz hale getirebilir. Türkiye geçmişte bunu bizzat deneyimlemiştir.
2. Türkiye’nin Bugünkü Konumu
Son yıllarda Türkiye’nin savunma sanayii büyüdü, mühendislik kapasitesi arttı.
Artık öncelik “ucuz operasyon” değil, bağımsız üretim ve ihracat kabiliyeti.
F-16’ların modernizasyonunda ulaşılan seviye, Türkiye’yi uçak üretiminde ileri mühendislik eşiğine taşıdı.
TUSAŞ, Aselsan, TEI ve TÜBİTAK-SAGE gibi kurumlarla gövde, aviyonik, radar, mühimmat ve yazılım alanlarında yüksek düzeyde yerli üretim yapılabiliyor.
Bu altyapı, KAAN ve HÜRJET projelerinin doğrudan temelini oluşturdu.
Artık Türkiye için mesele sadece “nasıl üretiriz” değil, aynı zamanda “nasıl pazarlarız” meselesi haline geldi.
3. Küresel Pazarda Yeni Denge
Türkiye’nin potansiyel alıcıları elbette Türk dünyası, Orta Doğu ve Güneydoğu Asya ülkeleriyle sınırlı değil.
Türkiye, savunma sanayiinde Avrupa pazarını da hedefliyor.
Burada şu soru ortaya çıkıyor:
“Bir ekol neden bize pazar olsun ki?”
Cevap: Avrupa’nın 5. nesil savaş uçağı yok.
Fransa-Almanya-İspanya’nın FCAS projesi 2040’lardan önce olgunlaşamaz.
İngiltere-İtalya-Japonya ortaklığındaki GCAP projesi ise daha ileride olsa da, 2035’ten önce envantere girmesi zor görünüyor.
Yani Avrupa, önümüzdeki on yılda modern 5. nesil savaş uçağına ciddi ihtiyaç duyacak.
4. Uyum ve Adaptasyon Gerçeği
Hava kuvvetlerinin farklı ekollere uyum sağlaması hem teknik hem de pilotaj açısından zordur.
Bu nedenle Avrupa ülkeleri kendi sistemleriyle tam uyumlu olmayan uçakları kolay kolay tercih etmez.
Avrupa’ya bir uçak satmak istiyorsanız, onların alışık olduğu:
bakım sistemlerine,
veri ağlarına,
mühimmat uyumluluklarına
yakın bir yapı sunmanız gerekir.
Bunu başarmanın en etkili yolu, o sistemi bizzat deneyimlemektir.
5. Eurofighter Alımının Stratejik Anlamı
Türkiye’nin Eurofighter alımına bu gözle bakmak gerekir.
Bu alım sadece “uçak eksikliğini kapatmak” için değil, aynı zamanda:
📌Avrupa ekolüyle tam uyum sağlamak,
📌Gelecekte KAAN ve HÜRJET’in Avrupa’da kabul edilebilirliğini artırmak,
📌Savunma sanayiinde teknik, lojistik ve diplomatik köprü kurmak amacı da taşımaktadır.
Elbette bu adımın pratik gerekçeleri de vardır:
📌F-16V satış sürecindeki gecikme,
📌KAAN’ın operasyonel olgunluğa ulaşmasının zaman alacak olması,
📌ve NATO içi dengelerin korunması.
Ancak bunların yanında stratejik yan etki olarak Avrupa pazarına açılan bir kapı da bulunmaktadır.
6. Sonuç
Eurofighter alımı, Türkiye’nin geçmişte yaptığı gibi “tek ekole bağımlı” olma politikasını kırdığı bir adımdır.
Aynı zamanda KAAN ve HÜRJET projelerinin diplomatik zeminini hazırlayan bir stratejik hamledir.
Kısacası bu alım:
📌Kısa vadede operasyonel bir ihtiyaç,
📌Orta vadede siyasi bir denge,
📌Uzun vadede ise Türk havacılık ekolünü dünyaya taşıyacak bir adımdır.
@mtkhanX alıntıdır.





