“Neden İtalya gibi olmadık” diye üzülüyorlar!

Okuduğunuz Yazı
“Neden İtalya gibi olmadık” diye üzülüyorlar!

İçerik

Koronavirüs salgını karşısında Türkiye son derece başarılı bir sınav veriyor. Avrupa’dan gelen panik ve kaos görüntülerine bakıldığında aslında ne demek istediğim daha iyi anlaşılır.

Maalesef Avrupa berbat durumda; tekrar barbarlık dönemine dönüyor gibiler. Yağmalama görüntüleri gerçekten korkunç. OHAL ilan edilen sokaklarda tanklar ve maskeli askerlerin görüntüleri korku filmlerini andırıyor. Nüfusun yaşlı kesimi kendisini ölüme terk edilmiş hissediyor. Yoksullar, tedavi imkanlarından yararlanamamaktan korkuyor. Yabancılar bir an önce kendi ülkelerine dönme telaşında. Avrupalıların kendi medeniyetlerine olan azıcık inançları da bitmiş durumda.

Avrupa’da yaşanan görüntülerin aynısını Türkiye yaşamadı diye içlenen, üzülen, öfkelenen fosilleşmiş bir muhalefetimiz ve adeta kelaynak gibi (sağda solda T24 gibi internet sitelerinde) tek tük kalmış bazı yazarlarımız var. Sokaklarda neden tanklar, eli silahlı-maskeli askerler dolaşmıyor diye devlete kızıyorlar!

Yıllarca bu ülkenin ana akım medyasında yazan, bugün de bu ülkeye duyduğu kin ve nefreti T24 gibi yabancıların fonladığı bir internet sitesinde kusan Yalçın Doğan ve M. Yakup Yılmaz gibiler “neden İtalya gibi olmadık” diye açık açık hükümeti suçluyorlar. “Neden daha çok Koronavirüslü vatandaş tespit edilmedi” diye hükümete veryansın ediyorlar. “Neden yüzlerce, binlerce koronavirüsü bulaşmış insan yok” diye yazılar yazıp sağa sola tehditler savuruyorlar.

Devlet sizlerin içi rahat etsin diye daha çok kişiye virüs mü bulaştırsın? Ellerinden gelse bu kötülüğü yapmaktan uzak durmayacaklar! Ne yazık ki nefret topuna dönmüş bu tip insanların tek arzuları var, o da Türkiye’yi çökmüş, dağılmış ve aciz bir halde görmek! Gerçek istekleri bu. Kendilerini o zaman “başarmış” sayacaklar!

Eskiden işler aslında böyle yürürdü; yani dünya hapşırsa Türkiye nezle olurdu. Ekonomisi batar, devlet bölünür, millet kaosa sürüklenirdi. Fakat yeni Türkiye’de işler öyle yürümüyor. Hele hele Cumhurbaşkanlığı sisteminde Avrupa’dan daha iyi bir noktaya geldik.

Bunu milletin kahir ekseriyeti kabul etmiş durumda. Yeni sistem olmasaydı şimdiye kadar çok daha kötü senaryolarla karşılaşmıştık fikri, tartışmaların önemli bir bölümünü oluşturmuş durumda. Sözünü ettiğim muhalifler en çok buna kızıyorlar işte. İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un “Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yürüttüğümüz bu mücadele vatandaşlarımızın sağlığı ve güvenliği yanında, özgürlüklerini de koruma sorumluluğumuz bulunmaktadır.” açıklamasına kafayı takmış saydıklarımdan biri mesela. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde yürüyen başarılı süreci kendi sağlıkları pahasına reddediyorlar. Bunu hatırlatan İletişim Başkanı Altun’a da sistematik bir şekilde saldırıyorlar. Kamu adına açıklama yapmak, iletişimi sağlamakla yükümlü olduğunu bile bile bundan geri durmasını istiyorlar. Hedefleri hem Erdoğan hem de yeni sistemin başarısını ortaya koyan yakın çevresi.

Bu son krizde de Avrupa’dakinden farklı olarak devletimiz millet için varolduğunu, çalıştığını kanıtladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde bütün devlet kurumları bu krizi en hafif şekilde atlatmak için harekete geçti. Sağlık Bakanlığı’nın performansı her kesim tarafından takdir gördü. İletişim Başkanlığı bu sürecin psikolojisini, algısını doğru yönetti. Zamanında müdahalelerle paniğe, korkuya geçit vermedi. Dünyanın en iyi işini yapabilirsiniz ama eğer bunu doğru anlatamazsanız meydan felaket tellallarına kalır. İletişim Başkanlığı, zamanında müdahaleleriyle “niye İtalya gibi olmadık” diyen felaket tellallarına ortamı bırakmadı. Avrupa’ya bakınca bunun çok önemli olduğunu bir kez daha görüyoruz.

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Kurtuluş TAYİZ