O gece, saklandıkları evlerde Erdoğan’ın ‘hal’ edilmesini beklediler

Okuduğunuz Yazı
O gece, saklandıkları evlerde Erdoğan’ın ‘hal’ edilmesini beklediler

İçerik

15 Temmuz gecesini tarih Türk milletinin “ikinci istiklal savaşı” olarak şimdiden kayıtlara geçmiştir.

Zira 15 Temmuz, Türkiye’yi işgale açık hale getirmek için planlanan büyük bir planın ilk adımıydı. Darbe başarılı olsa Türkiye, Irak ve Suriye gibi korkunç bir çöküşün, parçalanmanın içine sürüklenecekti.

FETÖ, Batı sisteminin Türkiye için öngördüğü çökertme planının sadece bir tarafı, küçük bir aparatıydı. İçeride, FETÖ’nün uzantısında darbenin ekonomik, sosyal, siyasi güçleri, ayakları da göreve hazır bekliyordu.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun o gece saklandığı evde, kahve içerek neyi beklediği doğru analiz edilmezse 15 Temmuz gecesi de yeterince kavranamaz. Evet, bir görev bekliyordu Kılıçdaroğlu; darbe gecesi, Erdoğan’ın ve darbeye direnen milletin işi bitirildikten sonra sıranın kendisine gelmesini bekliyordu!

Kılıçdaroğlu gibi AK Parti içinde de saklandıkları “güvenli ev”lerde sıranın kendilerine gelmesini bekleyen isimler vardı. Bir de kaçtıkları yurt dışında darbe gecesini bekleyen AK Parti’nin önde gelen isimleri vardı ki, sonradan bu gerçeği “ o gece yurt dışında ve çok uzaktaydık, bu yüzden meydana çıkamadık” diye itiraf etmişlerdi.

Yine aynı soruyu soralım; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan tutalım, AK Parti’nin bazı önemli isimleri, o gece ortaya çıkmak için neyi bekliyorlardı?

Elbette, Erdoğan’ın “hal” edilmesini bekliyorlardı!

Erdoğan ve ailesi “hal” edildikten sonra, 16 Temmuz sabahı sahneye çıkacak, ülkenin çökertilme ve bölünme sürecini yöneteceklerdi.

Bu gerçeği göz ardı edersek, yarın bu ülkeyi hangi tehlikelerin beklediğini de kavrayamayız.

15 Temmuz’da, Irak ve Suriye gibi bu coğrafyayı da korkunç bir kan deryasına dönüştüreceklerdi. Batı sistemi, Birinci Dünya Harbi’nde açılan parantezi 15 Temmuz gecesi tamamen kapatmak istiyordu ki, Türk milleti buna fırsat vermedi. Bu yüzden 15 Temmuz gecesi için yapılan “İkinci istiklal savaşı” tesbiti son derece doğru ve yerindedir. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu “ikinci istiklal savaşı”nın lideridir. Darbeye kalkışan FETÖ ağır bir tasfiyeye uğramıştır; fakat unutmayalım ki, darbenin ekonomik, siyasi ve sosyal güçleri, uzantıları hala diridir.

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Kurtuluş TAYİZ