O sarı yıldız sizi Nazilikten kurtarmıyor
Uzun yıllar ABD’de çalışmış bir kişi olarak, doğal ki çok sayıda Musevi ve Hristiyan tanıdığım var. ABD’de doğmuş, büyümüş buna karşın İngilizce kadar iyi İbranice bilen Yahudi arkadaşlarım oldu. Aileleri, dinlerini öğrenebilmeleri için onları her yaz İsrail’deki kurslara, kamplara yollamıştı. Bunlardan biri, bir gün kendi çocuğunu yollamak için kamp seçerken çok uğraşıyordu. Nedenini sordum; “Bu kampların bir kısmını Siyonistler işletiyor. Çocuklara İbranice ve Tevrat değil, Siyonizm öğretiyorlar. Bu çok tehlikeli, dikkatli olmak gerekiyor!” demişti.
Bu kıssadan alınacak hisse, her Yahudi’nin Siyonist olmadığı, hatta, bu tanıdığım gibi, kendisi ve ailesi “Ortodoks Yahudi” olduğu halde Siyonizm’e karşı ve Siyonizm’i tehlikeli bir macera olarak görenlerin bulunduğudur. Ortodoks Yahudileri “aşırı kuralcı” sayabilirsiniz; bu kişiler Tevrat’ı, örneğin Cumartesi günleri günah korkusuyla asansöre binmeyecek kadar katı yorumlarlar.
Bu kadar koyu dindar bir Musevi’nin, Siyonist olmak şöyle dursun, Yahudiler için Kudüs (Siyon) çevresinde bir “ana vatan edinme ülküsü” anlamında ortaya çıkmış “Siyonizm” idealine karşı olması anlaşılabilir mi? Hele bu sözde ideali (bundan 20 yıl önce) “tehlikeli” bulması, bize ne diyor?
Her şeyden önce, hafta başında BM Güvenlik Konseyi oturumuna ekibi ile birlikte yakasına Sarı Yıldız takarak katılan İsrail’in BM daimi temsilcisi Gilad Erdan’ın, bu hareketiyle sadece Avrupalıların 1941’den 1945’e kadar katlettiği 6 milyon Musevi’nin anısını yerle bir ettiği söyleniyor. Sarı Davut Yıldızı, Nazilerin, Yahudilerin diğer Avrupalılardan ayırt edilmesi için zorla taktırdıkları bir rozetti. Filistinli 3.500’ü çocuk 8 bin kişiyi sırf Filistinli oldukları için katledenler sadece Siyonist değil, daha beteri, Neo-Nazidirler. Naziler, Musevileri Musevi oldukları için katlediyorlardı; İsrailli Neo-Naziler, Filistinlileri, sadece ve sadece Filistinli oldukları için öldürüyor. Gilad Erdan ve bu insanlığa karşı işlenen suçta ortak olanlar, Naziler ve diğer Avrupalıların kurbanı 6 milyon Musevinin arkasına sığınarak kurtulamayacak.
Bütün insanlık, bu cinayetlerin mimarı olan Netanyahu, onun partisi ve 37’nci hükumete katılan bütün partilerden, onların liderleri Yair Lapid, Itamar Ben-Gvir, Aryeh Deri’den hesap soracaktır. 7 Ekim Katliamı üzerine Netanyahu’nun bakanlar kuruluna katılan sözüm-ona muhalefet lideri Benny Gantz da bu hesaptan kurtulamayacaktır. “Ateşkes, Hamas’ın elini güçlendirir!” diyen ABD Dışişleri Bakanı, İsrail’in Filistin topraklarında oturan, Müslüman-Hristiyan bütün Filistinlilere karşı açtığı savaşı desteklemenin kendisi için “ahlaki bir görev olduğunu” söyleyen Savunma Bakanı da bu insanlık suçunun ortağıdır. İnsanlık onları bugün olmazsa yarın, Sırbistanlı insanlık düşmanı soykırımcı Ratko Mladiç, Slobodan Miloseviç ve Radovan Karaziç gibi mahkûm edecektir.
Bu dava görüldüğünde, İsrail 1967 sınırlarına küçülmüş, Yahudiler, Müslümanlar ve Hristiyanlar yeniden hepsinin ortak yurdu olan Filistin’de barış içinde yaşıyor olacak. O zaman, yeni Naziler de eski Naziler gibi insanlığın çöp tenekesine atılacaklar.