Önce dişlerimiz döküldü, sonra saçlarımız, sonra arkadaşlarımız!

Okuduğunuz Yazı
Önce dişlerimiz döküldü, sonra saçlarımız, sonra arkadaşlarımız!

İçerik

Moritanya’da, Savakin’de, Novipazar’da, Tunus’ta, Cezayir’de Türkçe bilmeyen insanların bile “Sultan” dediği bir lider; 28 Şubat’ı cezaevinde yaşamış, 15 Temmuz’da taşın arkasına saklanmayıp milletin yanına inmiş bir lider; zalimlere “sen zalimsin” diyebilen bir lider Recep Tayyip Erdoğan! Onu millet ile kim karşı karşıya getirebildi? Şimdi de getiremezler. Bunlar gerçeğin kendisi!

Bununla birlikte Cumhurbaşkanımızı tenzih ederek son dönem olaylara bakınca bir “sis” bulutunun Türkiye’ye çöktüğü gerçeği var. Her “sis” dağılmaya mahkûmdur.

Kendi karanlığında milleti murdar etmeye çalışanların küflü ruhundan sızan leş kokuları ülkemizi sarmak üzere ve çöken sisten yeni çakallar türemekte! Milletin seçtiği hükümeti “millet” ile karşı karşıya getirmeye çalışanlara karşı bu dumanlı havada kardeşler birbirini katletmemeli; şerefin ne olduğunu çoktan unutmuş millet düşmanları 9 sütuna manşetlerle kıçlarından uydurdukları masallarda bizlere rol biçememeli!

“28 ŞUBAT MEDYASI BU

CESARETİ NEREDEN ALIYOR?”

Henüz hesap vermediklerinden cesaret alıyorlar. 28 Şubat hortlayacaksa bunu yapan yine “28 Şubat Medyası” olacak! Kendileri bir yandan her ahlaksızlığı yapıyor, diğer yandan bu ahlaksızlıklar üzerinden bütün çamuru Müslümanlara atmaya çalışıyorlar.

28 Şubat’ın sivil ayağından hesap sorulmadığı için yeniden sahneye çıkmaya karar verdiler. Asanlar, kesenler, cımbızlayanlar, İslam’ı karalamaya çalışanlar, senaryolar! Bu senaryolara karşı önlemler almaya çalışan yetkililer elbette görevlerini yapıyor. Ama izlenen güzergâh nasıl?

Senaryoyu yazana değil, senaryoda algı yönetimi yapılan kişiye ceza verilirse oynanan oyunu bozamazsınız. Yani 28 Şubat’ın uşaklarına ve senaryoyu yazan yalancılara dikkat edin!

Önü ardı kesilmiş 3-5 konu, 3-5 kelime ve 3-5 cümle üzerinden bütün toplumu zan altında bırakan “28 Şubat Medyası” niye hâlâ bu kadar güçlü, güçlerini nereden alıyorlar?

Hocaların savcılıklarda ifade verme sebebi sadece “söylemleri” sebebiyle mi? Bu konuda net olmak gerekir. İnsanlar şu anda ikilemde kaldılar. Eğer bu kişilerle ilgili “istihbari” bir durum, bir örgütleşme, devletleşme girişimi varsa “millet” kesin biçimde bilgilendirilmeli değil midir? Böyle bir durum varsa millet bilsin, ona göre davransın; böyle bir durum yoksa ve söylemleri illa yanlışsa “Diyanet” tarafından çürütülsün.

Hiçbir şey yoksa bu insanları toplumun gözünde etkisizleştirmek doğru mu?

Hülasa işin gerçek sebebi anlatılmazsa insanlar vicdanen rahatsız olur. Millete gerçeği bildirecek olan “savcılar” değil uzmanlardır, âlimlerdir! Diyanet’te hiç mi âlim yok? Diyanet İşleri Başkanlığı’nda kulağımızı vereceğimiz bir ses var da biz mi duyamıyoruz? Âlim olmak için illa Diyanet’te mi çalışmak gerekiyor konusu da var tabii?

İslam hakkında bizi aydınlatacak 10 kişi sayabilir misiniz?

Şimdi bozkırın ortasında yalnız gibiyiz, bir ıssızlık hissi çöküyor omuzlarımıza; yoksa bir daha hak ve hakikati haykıracak bir adam bulamayacak mıyız duygusu dağılıyor sis gibi etrafımıza!

Ahmet Keser, “TSK sivilleri vurmaz” dedi. Sonra verdiği örnekle maksadı aştığı “kurumsal yapı” tarafından kabul edilip açıklama yapıldı. Buna rağmen “savcılar” göreve çağrıldı. Ahmet Keser ihanet mi etti de “savcılar” defalarca telefona sarıldı?

Bir gün “doğruları” söylüyoruz diye topluma veya bir kısmına zulüm edilecekse batsın bu dünya! Dileyen ilmek geçirsin boynumuza, dileyen sallanan bedenimizden foto galerisi yapsın; sıkıntı yok! Ama Allah, ahrette cevabını veremeyeceğimiz işleri bize nasip etmesin! Mevzu zalime boyun eğmeme, mazlumu ayağa kaldırma mücadelesi! Bu dünya için ahretimizi heba edenlerden olamayız.

Anlıyor musun Olric! Haydi gel biraz da siyasetin öteki yüzüne kısaca bakalım:

“MERAL AKŞENER”: Estirilmeye çalışılan bütün “popülist” rüzgara ve dökülen “paraya” rağmen Akşener imajı dibi görmek üzere! MHP’yi ele geçirmek isterken evdeki bulgurdan oldu. Devlet Bahçeli 2015 yılının Kasım’ında olağanüstü kongre isteyen Sinan Oğan, Koray Aydın, Meral Akşener üçlüsüne “Kongremiz 18 Mart 2018’de olacak” demişti. Ne oldu? Haftaya kongre var ve Bahçeli dediğini yaptı.

“ABDULLAH GÜL”: Siyasi parti kuracaktı, Kayseri’de çalışmalar bile yapıldı, ama olmadı; şu saatten sonra da zor. Mevzu “maddi güç” değil, zira isterse 1 milyar dolarlık bütçeyle parti de kurabilir; ancak dilediği maksat hâsıl olmadıktan sonra dökülecek para sadece heba olur! Temel Karamollaoğlu üzerinden giderse hata eder.

“SON SÖZ”: Ne diyor Eyüboğlu şiirinde: “Evvela dişlerimiz döküldü.. Sonra saçlarımız.. Arkasından birer birer arkadaşlarımız.. Bu canım dünyanın orta yerinde..”

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Hacı YAKIŞIKLI