Ortadoğu’nun yeni normali
İran Cumhurbaşkanının şüpheli bir helikopter kazasında hayatını kaybetmesi, 7 Ekim’de başlayan Hamas- İsrail savaşından sonra Ortadoğu’daki en büyük kırılma noktalarından biri. Türkiye’nin merkezinde olduğu coğrafyada olağanüstü dönemlerde görülebilecek olağanüstü gelişmeler yaşanıyor.
Düşen helikopterin enkazını AKINCI İHA’nın bulma ihtimalinden bile ürperen ve İran’dan gelen “Enkazı bizim İHA’mız buldu” açıklamasıyla sevinç naraları atan kafanın bu olağanüstü dönemi sağlıklı analiz etme şansı yok. Onlar için de faydası olur umuduyla şu tespitleri yapmakta fayda var…
7 Ekim 2023’ten beri bu coğrafyada küresel aklı rahatsız eden, onun kirli planlarını sekteye uğratma riski taşıyan bir şeyler oluyor.
Türkiye, Gazze meselesinde ABD- İsrail’in tam karşısında bir duruş sergiledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Irak ziyaretiyle iki ülke arasındaki ticari ve siyasi ilişkileri güçlendirecek, PKK terör örgütünü tasfiye edecek Kalkınma Yolu Projesi somutlaştı…
Ortadoğu ve Doğu Akdeniz’de istikrar ve işbirliği çabaları arttı.
Azerbaycan’ın batı bölgeleriyle Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’ni birbirine bağlayacak ve bölgesel işbirliğini güçlendirecek Zengezur Koridoru’nun stratejik değeri öne çıktı.
Bakü ile Tahran yönetimi kara yolu ve demir yolu köprüsünün inşası konusunda anlaştı.
Ermenistan Başbakanı Paşinyan, sözde soykırım iddialarını çürüten açıklamasıyla ezber bozdu.
Yeni dünya düzenini Ortadoğu’dan başlayarak inşa etme niyetindeki küresel aklın bu olup bitenlere kayıtsız kalması düşünülemezdi. Öyle de oldu.
İsrail’in Şam’daki İran Konsolosluğuna saldırması ve yedi İran askerini öldürmesi..
Bu olayın İran ve İsrail arasındaki yüksek gerilimi arttırması, karşılıklı saldırıların başlaması.
Slovakya Başbakanı’nın Azerbaycan ziyaretinden sonra uğradığı suikast…
Ve Reisi’nin Azerbaycan dönüşünde helikopterinin düşmesi- düşürülmesi…
MHP lideri Bahçeli’ye göre tüm bu yaşananlar birbirinden bağımsız gelişmeler değil. Bahçeli açıkça söylemiyor ama Reisi’nin ölümünde İsrail ve ABD’nin parmağı olabileceğine işaret ediyor. MHP liderinin şu uyarısı çok dikkat çekici:
“Bugün İran’ın başına gelen felaketin, Allah korusun ama Türkiye’de de yaşanabileceğini düşünmek bir vehim değil, suyu uyutup kendisini ayık tutan mihrakların gerçek niyetlerini az çok yorumlamış olmamızın sonucudur. Her anlamda, her seviyede dikkat, temkin, tedbir, güvenlik önlemi kaçınılmaz bir ihtiyaçtır.”
Bahçeli’nin yerinde ve haklı uyarısı aslında bir durum tespiti.
Küresel emperyalizmin bu bölgede kendisine sorun çıkaran ülkeler ve liderler için ne düşündüğünü yakın tarihte deneyimleyerek kaç kez öğrenmedik mi?
Su uyur düşman uyumaz.
Teyakkuzda olmakta fayda var.
Davutoğlu’nun toplumsal karşılığı….
34 bin 212…
70 bin üyesi olan Gelecek Partisi’nin son yerel seçimde aldığı oy.
Partinin oyu az ama lideri Ahmet Davutoğlu’nun hayalleri büyük.
Davutoğlu, 2028’de Cumhurbaşkanı adayı olarak seçmenin karşısına çıkacak..
Hem de iddialı bir şekilde.
Çünkü vatandaş nezdinde karşılığının yüksek olduğuna inanıyor! Bunu 2 hafta önce kendi partililerine “Benim toplumsal karşılığım partinin çok önünde. 2028’de Cumhurbaşkanı adayı olacağım, tereddütü olan aramızdan ayrılsın” sözleriyle ilan etti. Meğer bu söylemin perde arkasında başka bir gelişme daha varmış.
Ali Babacan’ın DEVA Partisi ile Gelecek Partisi’nin yetkilileri tek parti çatısı altında birleşmek için görüşmüş. Davutoğlu, DEVA çatısı altında Genel Başkanının Babacan olacağı bir formüle yeşil ışık yakmış.
Tabii bunun karşılığında mütevazı bir talebi de masaya koymuş: “2028’de partinin Cumhurbaşkanı adayı ben olurum!”
DEVA heyeti bu teklifi kabul etmeyince birleşme görüşmeleri de sonuçsuz kalmış ve masa dağılmış. Demek ki neymiş.. Partinizin üyelerinin yarısının size oy vermemesi bile siyasette bir sorun değilmiş. Koltuk ve makam hırsı her şeyin önündeymiş. Egosuz, toplumsal karşılık derdiniz olmayan günleriniz bol olsun.