Ortak bir güvenlik stratejimiz var mı?
Türkiye’nin güvenlik stratejisiyle ilgili ilke ve esaslar üzerine devlet içinde elbette birtakım çalışmalar söz konusudur. Devlet, kendi güvenliğiyle ilgili tedbirleri boşlamaz; fakat bu konuda iktidarıyla muhalefetiyle ortaklaşılan bir güvenlik stratejisine sahip olduğumuz da söylenemez.
Tabii bu sorumluluk öncelikle iktidar partisine düşer. Cumhurbaşkanı Erdoğan, güvenlik stratejimizin temel ilkelerini geçtiğimiz günlerde açıkladı: Tek devlet, tek bayrak, tek millet, tek vatan. Bu ilkeler devletin temel güvenlik anlayışını yansıtmakta.
Peki bu ilkeleri muhalefet partileri savunuyor mu?
Siyasi hayatın önemli yerlerini işgal eden CHP ve HDP’nin yanı sıra İyi Parti ve Saadet’in duruşu nedir bu konuda?
MHP’nin duruşunu az çok biliyoruz; Saadet Partisi’nin nerede duracağını az çok kestiriyoruz; ama CHP ve HDP’nin nerede duracağını bilen var mı?
Meclis’te grubu bulunan bu iki parti, Türkiye’nin ulusal güvenliğiyle ilgili devlet tarafından oluşturulan temel ilkeleri paylaşıyor mu?
Ne CHP, ne HDP bu ortak güvenlik anlayışını paylaşıyor. Bu konu gündeme geldiği her seferinde topu taca atıyorlar. Ya da kendilerine göre ucu açık yorumlarla konuyu geçiştiriyorlar. Bu iki parti, Türkiye’yi kantonlara ayırmaktan tutalım, federasyon ve konfederasyona uzanacak çeşitlilikteki siyasi modelleri benimsemeye fazlasıyla hevesliler.
Türkiye’nin en büyük ihtiyacı, ulusal güvenlik ilkeleriyle ilgili ortak bir anlayışı oluşturabilmesi. AK Parti ve MHP’nin sahiplendiği “Tek vatan, tek bayrak, tek devlet, tek millet” söylemini, devletin güvenlik stratejisinin temel ilkeleri haline getirmeliyiz. Devletin bekasını teminat altına almayan hiçbir güvenlik stratejisi laftan öteye geçmez.
Küresel güçlerin Türkiye’yi hem dışarıdan hem de içeriden zayıflatmaya, bölmeye çalıştığı tüm açıklığıyla görülüyor artık. Bu durumda devlet, her siyasi partiyi bağlayacak bir güvenlik stratejisi oluşturmalıdır. Devletin bekası konusunda ayrı düşünen, ayrı planları olan parti varsa onu da millet bilmelidir.
Türkiye için en büyük tehlike her zaman dışarıyla bağlantılı iç güçlerden kaynaklanıyor. Ulusal güvenliğimiz gibi önemli bir konuda muhalefet yan çizemez. Eğer topu taca atarlarsa millete şikayet edilir.
Millet de devletin varlığı ve bekası üzerinde bile iktidar partisiyle uzlaşamayan CHP ve HDP’yi bilir, görür ve bundan sonra ona göre muamele eder. Çünkü en ufak bir sarsıntıda CHP ve HDP, Türkiye’nin bölünmesini isteyen tarafta olacaktır ki, bunu da herkes şimdiden görebiliyor. O halde buna hızla tedbir almanın zamanı. Ulusal güvenlikle ilgili strateji milletin önünde oluşturulmalı, herkes olup biteni tüm şeffaflığıyla izlemeli.