Özgür Özel’in “Cumhurbaşkanı adaylığı” gibi bir gizli ajandası var mı? CHP Genel Başkanı’na iki önemli tavsiye

Okuduğunuz Yazı
Özgür Özel’in “Cumhurbaşkanı adaylığı” gibi bir gizli ajandası var mı? CHP Genel Başkanı’na iki önemli tavsiye

İçerik

Ak Parti camiasında ve CHP’nin muhalif çevrelerinde şöyle bir algı var:

“Özgür Özel’in gizli bir ajandası mevcut. Ekrem İmamoğlu’nun yargılanmasının ardından Mansur Yavaş’ı da devre dışı bıraktı ve kendisini Cumhurbaşkanlığı adaylığına hazırlıyor. Bir süre sonra İmamoğlu cezaevinde yargı süreciyle cebelleşirken, zaten partiye iyice hâkim olan Özel, bu hedefine kolaylıkla ulaşacak.”

Dün konuştuğum etkili bir AK Parti Milletvekili de bu görüşte.

Gerçi Özgür Özel konuşmalarıyla epey malzeme veriyor bu iddiaya. Geçen gün son ana kadar Ekrem İmamoğlu’nu “içerden” çıkartmak için elinden geleni yapacağını, ama olmadığı takdirde “bir ismin aday olacağını” ve seçildikten sonra da makamı Ekrem İmamoğlu’na devredeceğini söyledi.

Ölme eşeğim ölme, yaz gelsin de yonca bitsin.

Ben tam aksi kanaatteyim.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun sağ kolu olarak yürüttüğü siyasi kariyerinde, birdenbire kendisini Ekrem İmamoğlu’nun düzenlediği zoom toplantısında bulan, üzerinde “değişim” yazılı hançeriyle makas değiştiren Özgür Özel, o vakitten anladık ki bu birlikteliği 2028 seçimlerine kadar taşıyacak.

Ancak araya hiç ummadıkları bir süreç girdi. Yolsuzluklar, hırsızlıklar, usulsüzlükler, rüşvet ve irtikap davalarıyla Ekrem İmamoğlu bir örgüt lideri olarak onlarca kişiyle birlikte tutuklandı.

Özgür Özel bu tutuklamalara karşı her geçen gün elini daha da yükselterek, kutuplaştırmayı daha da keskinleştirerek bir savaş başlattı.

Dediğim gibi ben Özel’in delirmişçesine yürüttüğü kavganın sebebini, onun gizli bir ajandası olduğu ve sonrası için kendisini Cumhurbaşkanı adayı olmaya hazırladığı gibi varsayıma dayandırmıyorum.

İtiraf edeyim, önceleri CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i Ekrem İmamoğlu’na bağlayan derin bir angajman olduğunu düşünüyordum.

Şimdi yine bir angajmanın olduğu fikrindeyim ama bu hem Ekrem İmamoğlu hem de Özgür Özel’i bir üst yapıya, üst akıla bağlayan bir angajman. Kısaca aralarında bir güçler hiyerarşisi yok, sadece iş bölümü var. Dolayısıyla gelecek talimat neyse o yerine getirilecek.

Şu kadarını söyleyeyim. Benim bildiğimi devlet haydi haydi biliyor.

Herkes Özgür Özel’deki pervasızlığın sebebini bir sürü “bilgi” ye yoruyor:

Yok bipolar, yok alkolle arası iyi, yok başka bir şey…

Şey diye geçiştiriyorum, girmiyorum oralara, hani topuğundan gıdıklanması filan.

Oysa dediğim gibi. Ekrem İmamoğlu Özgür Özel’in amiri filan değil. Sadece ona “Cumhurbaşkanı adayı sen değil Ekrem İmamoğlu olacak. Sen ancak artık çıkış yolu kapalıysa emanetçi olabilirsin” dediler.

Özgür Özel ve arkasından sürüklediği CHP, iktidarı başlayan yargısal süreci durdurmadığı takdirde, tam da dünyadaki konjonktür sebebiyle kritik noktada bulunan, avantajları yakalayacağımız anda ülkeyi ekonomik olarak batırmakdar boğaza sokmakla tehdit ediyor. Bu şantajla Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a geri adım attırıp, heybedeki turp ortaya çıkmadan, yolsuzluklar iyice pazara çıkmadan bu lağımdan pir ü pak çıkmak istiyorlar. Oysa istedikleri şey geçmişteki Zürafa sokağından kız oğlan kız çıkmak kadar imkânsız.

Daha durun.

Yurtdışındaki kredi kuruluşları ve bankalardan alınan yüz milyonlarca Avroluk kredilerin akıbetinin sorulmasına sıra gelmedi.

Aslında geldi.

Size bir bilgi vereyim. Metro yapmak için yurtdışından alınan büyük meblağdaki bu kredilerin nasıl iç edildiği, hangi yöntemle şebeke üyesi müteahhitlere aktarıldığı yakında ortaya çıkacak.

Kısaca benim ÖZGÜR ÖZEL’E İKİ UYARIM VE İKİ TAVSİYEM var:

1-Ülkede ekonomik tahribata sebep olursan herkes zarar görür. En çok da CHP zarar görür. Akıldışı boykot çağrının halkta nasıl yankı bulduğuna bak anlarsın. Bu karşılıklı konsolidasyondan kazanan iktidar partisi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan olur. Bu yüzden mücadele modelini sertleşmeden yana kullanmaktan vazgeç.

2-SAVAŞ diye nitelendirdiğin bu mücadelenin sonucunda hem sen hem de Ekrem İmamoğlu geri dönmemek üzere siyaseten mevta haline gelirsin. CHP’nin iktidar olabilmesinin yolunu bir 50 yıl daha kapatırsın. Yapman gereken tek şey, tansiyonu düşürüp ilk Genel Başkan olduğun zamanki fabrika ayarlarına dönüp “Yargı sürecini hassasiyetle takip ediyoruz. Tüm gücümüzle arkadaşlarımızı savunacağız, iddianamenin altı boş” filan deyip yargı mekanizmasına saldırmaktan vazgeçmek.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, devam ettirilecek siyasal süreç ile ilgili bir insiyatif koyabilme yetkisine sahipse, yapacağı iki şey bu.

Aksi halde kendi bilir.

BİR SORU:

CHP Grup Başkan Vekili Gökhan Günaydın en az bir aydan biri meclis toplantılarına katılmıyor. Bu nasıl Grup Başkan Vekilliği?

Peki ne “iş” yapıyor olabilir?

Yakında…

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Fuat UĞUR