Parlamenter Sistem Hikayesi
Tek yekun içinde yazılıp çizilmelerinden rahatsızlar.
Neden iç içe olduklarını izah edebilmek için “parlamenter sisteme dönüş ittifakı” gibi bir hikaye anlatıyorlar.
CHP, HDP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Davutoğlu ve Babacan’ın partilerinden söz ediyorum.
Bu partilerin belli başlı isimlerinin geçmişlerine bakın.
Yakın zamana kadar hiçbirinin parlementer sistem güzellemesi yapmışlığını göremezsiniz.
Siyasetin efsane isimleri Demirel, Ecevit, Özal, Erbakan ve Türkeş’ten de böyle bir şey duyan, gören olmadı.
“Kör ölür, badem gözlü olur” hesabı bizimkiler birdenbire parlamenter sistem aşığı kesiliverdiler.
***
Peki bunların asıl dertleri ne?
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni niye istemiyorlar?
Cumhurbaşkanının doğrudan halk oyuyla seçilmiş olmasını hazmedemiyorlar ise açık ve net ifade etsinler.
Dolambaçlı laflarla hikaye anlatmanın gereği yok.
Çünkü ortadan kaldırmaya çalıştıkları tam olarak budur.
O çok kutsadıkları parlamenter sisteme dönüş milletin Cumhurbaşkanını doğrudan seçme hakkını elinden almaktan başka hiçbir anlam ifade etmiyor.
***
Hem yeni sistem göktaşı gibi uzaydan inmedi.
Milletin tertemiz oylarıyla tercih edildi.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini ortadan kaldırma korosunun beş benzemezleri eğer samimi iseler yapmaları gereken iş belli.
İşporta siyasetten vazgeçecekler…
Kayıtdışı ittifaklar ile saklambaç oynamayı bırakacaklar.
Madem hepsi aynı kafada aynı masaya oturup “birlikteyiz” diyecekler.
Parlamenter Sisteme dönüş için ortak bir deklarasyona imza atıp bunu ilan edecekler.
Çerçevesi belli, milletin aklıyla alay etmeyen, ilke ve prensipler manzumesi kıvamında bir yol haritasını kamuoyunun görüş ve önerisine sunacaklar.
Bunu yapabilirlerse ciddiye alınacak tarafları olur.
Yoksa iş CHP’li Özgür Özel’in yerel seçimler öncesinde “çiftçiye bedava traktör” vaadine döner.
***
Seçim öncesi “İsrafı bitireceğiz mevcut kaynaklarla uçuşa geçeceğiz” diye atıp tutan Ankara ve İstanbul’un CHP’li belediye başkanlarından bugün “para bitti aşk bitti” şarkıları dinlemiyor muyuz?
“Kafaları karıştıralım bulanık suda balık avlayalım” hesabı bu saatten sonra tutmaz.
Tablo ortada.
Millet, CHP-İYİ Parti-HDP ve bunlara ilave olarak o günlerde Ak Parti küskünleri diye nitelendirilen ama bugün partileşmiş durumda olanların ittifakı ile seçilen Ekrem İmamoğlu’nun 1 yılda İBB’yi ne hale getirdiğini görmüyor mu?
Aynı millet aynı ittifakın Türkiye’yi ne hale sokacağını da şu 1 yıllık kısa seans sayesinde idrak etmedi mi sanıyorsunuz?