Pedofili, çocuklar ve sapkınlık; Rol modeliniz BATI mı?
Medyanın ve sosyal medyanın bir kriminal olayın, hele de söz konusu olan çocuklarsa üzerine gitmesi kadar normal bir durum yok. Bu fikri takip, soruşturma ekiplerini, kolluk kuvvetlerini, konuya ilişkin çalışma yürütenleri istim üzerinde tutar ve sağlıklı sonuçlar elde edilmesine katkı sunar.
Ancak…
İşin cılkını çıkarmakta üstüne olmayan birtakım medya organları ile sosyal medya trolleri hakikaten insanların psikolojilerini bozdular. Yayıncılık sorumluluğundan nasiplerini almadıkları için, reyting uğruna yapmadıkları çirkeflik kalmadı. En çok yaşananları politik mecraya çekip buradan bir siyasi rant çıkarma peşinde olmalarıydı. Üstelik onlara bu malzemeyi veren siyasi liderler de ortaya çıkmadı değil.
Adam oturmuş ahkâm kesiyor sorumsuzca ve “Son günlerde yaşadığımız bu olaylar, ülkece nereye gittiğimizi bizlere sorgulatıyor” diyor.
DÜNÜN TÜRKİYESİ, GÜNÜMÜZ TÜRKİYESİ
Sanırsınız Türkiye’de çocuk öldürmek sıradan vakalardan. Sanki her gün çocuk öldürülüyor ve pedofili vakası yaşanıyor. İşin getirildiği nokta da tüm bunların sorumlusu da tabii ki iktidar.
Oysa bu yaşadığımız vakaların on katı dünün Türkiye’sinde yaşanıyordu. Burada açık açık yazmayayım. Çok çok onlardan eskaza biri gazetelere haber oluyor, sonra unutulup gidiyordu. Çünkü günümüzün iletişim araçları yoktu. Sadece o bölgede dilden dile konuşuluyor ve orada kalıyordu.
Bu anlamda yukarıda da ifade ettiğim gibi çocuk kaçırma, öldürme, kadın cinayetleri ve pedofili gibi vakaların medya tarafından takibi son derece önemli ve bir daha tekrarlanmaması bakımından fayda sağlayıcı ama yayıncılık sorumluluğu çerçevesinde yapılırsa.
O yavrucağın; Narin’in cansız bedeni üzerinden yürütülen sömürü de bir çeşit sapkınlık değil de ne? Siyasetçilerin de Narin’in trajedisini kendi çıkarlarına meze yapması, olayın asıl bağlamından koparılıp Türkiye’nin adeta “Karanlıklar ülkesi” kıvamında dünyaya takdim etmeye kadar vardırılmasının üç sebebi olabilir; siyasi rant, etki ajanlığı ya da reyting yavşaklığı.
Öyle bir atmosfer yaratılıyor ki sanki tüm bu vakalar Türkiye’de yaşanıyor, dünya pir ü pak.
İnsan utanır diyeceğim ama utanma yok biliyorsunuz onlarda. Günümüz iletişim çağında ufak bir Google taramasının bile bize sunduğu bilgiler, korkunç olaylar, istatistiki veriler akıl almaz boyutta.
Bir de televizyon programlarında birtakım isimler tutturmuşlar Türkiye’de “Kaybolan çocuk sayısı 2016’dan beri yok, en son yılda 10 bindi, şimdi kimbilir ne kadardır” diye… Burada hâlâ sessiz kalan TÜİK başkanı Erhan Çetinkaya ile İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın suskunluğu da akıl almaz boyutta. Haklı olarak herkes bu olgudan yola çıkarak bu soru yöneltilebilir ama dediğim gibi sanki ülkemiz son derece güvensizmiş algısı yaratmak da seviyesizlik.
ABD’DE YILDA KAYBOLAN VE YABANCILARIN KAÇIRDIĞI ÇOCUK SAYISI
Bakın birkaç bilgi.
ABD’de her yıl kaç çocuk kayboluyor biliyor musunuz?
Yaklaşık 460 bin.
ABD’deki kayıp vakalarını tespit eden ve Federal Bureau of Investigation (FBI) tarafından tutulan National Crime Information Center (NCIC-Ulusal Suç Bilgi Merkezi) verilerine göre ise ülkede her yıl kaybolan çocuk sayısı yaklaşık 460 bini buluyor.
Kesin olan şu; yabancılar tarafından kaçırılan çocukların sayısı 58 bin. Çok vahim, tek kelimeyle korkunç. Kalanları, boşanmış aile, evden kaçan çocuklar, akrabalar tarafından kaçırılan çocuklar, bir iki günlüğüne gidip gelenler, serserilik yapanlar vb.
Birkaç yıl önce ABD Cleveland mahreçli bir haber:
ABD’de kayıp çocuk alarmı: ’33 yıldır böyle bir şey görülmedi’
“ABD’nin Cleveland kentinde geçen ay sadece iki haftada yaklaşık 30 çocuğun ortadan kaybolması yetkilileri alarm durumuna geçirdi. Independent’ın haberine göre 2022’de Ohio’da da 15 binden fazla çocuğun kayıp olduğu bildirilmiş ve bunlardan 4’ü ölü bulunmuştu. Yetkililer çocukların yüzde 96’sını bulabildi ancak 615’i 2023 itibarıyla hâlâ kayıp.”
Ve Avrupa Birliği ülkelerinde kaybolan çocuk sayısı 250 binden fazla. Sırf Birleşik Krallık’ta 112 bin 500 civarında. 120 bin Meksika, 96 bin Hindistan (Bence en az on katıdır), 43 bin Rusya, 40 bin Brezilya…
Dünyada her yıl 3 Milyon çocuk kayboluyor.
10 BİN SURİYELİ GÖÇMEN ÇOCUK ALMANYA’DA SIRRA KADEM BASTI
Bu arada çocuk kaçıran mafya veya örgütler hiçbir zaman yakalanmıyor. Mülteci çocukları en büyük hedef. İlk Suriyeli göçmen dalgasında Almanya’ya geçen Suriyeli ailelerin çocuklarından 10 bini kayboldu ve hâlâ bulunabilmiş değil. Zavallı yavrular kimlerin ellerinde kimbilir.
Bir başka iddia ise a-drenochrome.
O ne diyeceksiniz.
Kimyasal bir madde.
İddialara göre yaşlanan sapık zenginler sadece çocukların beyinlerinde üretilen bu maddeyi elde etmek için, küçük çocuklar kaçırılarak öldürülüyor. İspatlanabilmiş değil henüz.
EPSTEIN VAKASI BİLE BATI SAPKINLIĞININ AYNASI
Ama çocuk kaçırma vakalarının önemli bir kısmının PEDOFİLİ SAPKINLIĞI ile ilgisi olduğu da artık bilinen bir gerçek.
Cezaevinde şüpheli bir biçimde kendini asmış olarak bulunan Jeffrey Epstein davasında ortaya saçılan belgelerden ilk 4 kısmından çıkan isimlere şöyle bir bakalım isterseniz:
Prens Andrew, eski ABD başkanları Bill Clinton, Barack Obama, eski İsrail Başbakanı Ehud Barak, eski ABD Başkan Yardımcısı Al Gore, aktör Kevin Spacey, şarkıcı Michael Jackson, illüzyonist David Copperfield, Avukat Alan Dershowitz ve eski New Mexico Valisi Bill Richardson gibi ünlü isimler.
Davanın yayımlanan üçüncü kısmında, Epstein’ın mesaj defterinden yaklaşık 50 sayfalık el yazısıyla yazılmış telefon mesajları ve davayla ilgili keşif ve diğer süreç aşamaları hakkında mahkeme kayıtları yer almıştı.
En küçüğü 14 olmak üzere 18 yaş altındaki onlarca kız çocuğuna cinsel istismarda bulunmak ve fuhuş ağı oluşturmak suçlamasıyla yargılanan Jeffrey Epstein, tutuklu bulunduğu New York Manhattan Metropolitan Merkez Hapishanesi’ndeki hücresinde 10 Ağustos 2019’da ölü bulunmuştu.
Bu en bilinenler.
ALMANYA; 18 EYALETTE 87 PEDOFİLİ SUÇLUSU
Alın size yine birkaç yıl öncesine dair bir haber:
“Almanya’nın İkinci Dünya Savaşı sonrası en büyük pedofil soruşturması kapsamında, kendi kızına bebekken cinsel tacizde bulunmakla suçlanan bir kişinin mahkemesi Köln’de başladı. Polis yetkilileri, 43 yaşındaki Jörg L’nin İsviçre merkezli güvenli mesajlaşma servisi Threema’da paylaştığı fotoğrafların pedofil ağlarında on binlerce kişi tarafından görüldüğünü açıkladı. Soruşturmada 16 eyalette 87 pedofili zanlısı tespit edildi ve üç ay ile 15 yaş arasında 50 çocuk, istismarcı ebeveynlerinden uzaklaştırıldı.”
Bu arada soruşturma kapsamındaki pedofil mesajlaşma gruplarında 30 bin kadar kişinin bulunduğu tahmin ediliyor. Bazı mesajlaşmalara aynı anda 1800 kişi dahil olabiliyor.
Vahametin korkunçluğuna bakar mısınız?
Bir başka haber:
Münster’de bir bodrum katında fotoğraf ve videoların bulunması üzerine Haziran’da 11 kişi çocuklara yönelik cinsel taciz iddiasıyla gözaltına alındı. Soruşturmayı yürüten dedektifler o sırada 5, 10 ve 12 yaşlarında üç pedofili mağduru tespit ettiklerini açıklamıştı.
Bir haber daha:
1998-2018 yılları arasında Lügde bölgesindeki bir kamp alanında birçok erkeğin çocukları yüzlerce kez taciz ettiği tespit edildi. Mağdurların tacize uğradıkları dönemlerde 3 ila 14 yaş arasında oldukları belirlendi.
Kayıp çocuk haberi:
“Almanya’nın batısındaki Recklinghausen kentinde 2,5 yıldır kayıp olan 15 yaşındaki bir çocuk, tesadüf eseri çocuk pornosu fotoğrafları yaydığından şüphelenilen bir kişinin evinde gardıropta bulundu. Polis yetkililerine göre çocuk kaybolmadan önce çocuk yurdunda kalıyordu.”
PEDOFİLİ MERKEZİ VATİKAN VE KATOLİK KİLİSELERİ
Yukarıdaki harita neyi gösteriyor sizce?
İtalya’da Katolik Kilisesi içindeki pedofili vakalarını.
Taciz kurbanları tarafından kurulan ve pedofili vakalarının yargıya taşınması için mücadele eden “L’Abuso” (taciz) isimli dernek tarafından hazırlanan harita, İtalya’da son 10 yılda yapılan şikayetleri ve bunların sonuçlarını yansıtıyor. Üstelik bu görünen ‘Buzdağının görünen kısmı’ olarak niteleniyor.
Bu belgiler ışığında Türkiye’de yaşanan her vakada “tarikat, Kur’an kursu” teranesi tutturanların bize Batı’yı rol model olarak göstermesi hakikaten acı bir şaka gibi.
SON 10 YILDA 120 DİN ADAMI TACİZDEN MAHKÛM…
Veriler, İtalya’da son 10 yılda mahkemeler tarafından 120 din adamının çocuk tacizinden mahkûm edildiğini, onlarcası hakkında da hukuki işlem yapıldığını ortaya koyuyor.
ABD’deki Katolik Kilisesi içindeki taciz vakalarının ortaya çıkarılış hikayesini anlatan Spotlight filmini izlemeyenler izlesin. Oscar kazandı.
Şu kadarını söyleyelim kiliselerle ilgili olarak. Vatikan’a kilise içindeki pedofili vakalarıyla ilgili 2005-2014 yılları arasında 3 bin 400 şikâyet iletildi. O zamandan bugüne olan sayıyı varın siz düşünün. Vatikan bu dönemde suçlanan 848 din adamını görevden aldı, 2 bin 572’sine ise daha hafif cezalar uyguladı.
Hafif ceza ne yahu.
Ancak ilginçtir ki Vatikan’ın suçlanan din adamlarının sivil yargıya teslim etmiyor.
Nasıl ama LAİKLİK?
Rol model Batı size hâlâ ilham veriyor mu?
HOLLANDA’DA “PEDOFİLİ EL KİTABI” SERBEST
Öyle sapkınlıklar var ki pedofili vakalarıyla ilgili insan şaşıp kalıyor. Bunlar nasıl olup da insan sıfatıyla aramızda dolaşabiliyorlar diye. Hollanda’da geçtiğimiz yıllarda bir PEDOFİLİ EL KİTABI yayınlandı, bunu hiç işittiniz mi? Hollanda İstismarla Mücadele Vakfı bu kitabın yasaklanmasını istedi, Hollanda Adalet Bakanlığı ise “suç unsuru bulunmadığı” gerekçesiyle yasaklamayı reddetti iyi mi? Kafayı yersiniz. Peki bu kitapta ne vardı biliyor musunuz?
Misal “Pedofillerin çocuklara nasıl ulaşabileceği, dikkat çekmeden nasıl cinsel istismarda bulunabileceği” detaylı biçimde anlatılıyor.
İşte, demokratik hak ve özgürlük şampiyonu Batı.
Fransa’da on yıllarca kocasının ağır kimyasallarla uyutup yüzlerce erkeğe peşkeş çekip seks kölesi yaptığı 71 yaşındaki Gisele Pelicot’nun yaşadıklarını ve son günlerde devam eden davasının ayrıntılarını yazmıyoruz bile.
TARİHİN EN BÜYÜK PEDOFİLİNE YALNIZCA 14 YIL
Yine Almanya’dan bir haber:
Almanya’da bugüne kadar yargılanan “en büyük çocuk istismarcılarından biri olan” ‘pedofili şebekesi lideri’ Adrian V. Sadece 14 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Suçlu bulunan toplamda 5 kişi tutuklandı. Savcılığın ortaya çıkardığı yaklaşık 50 kişilik bir ilişki ağındaki kişiler ise serbest.
VE BİR DELİLİK ÖRNEĞİ; BERLİN BELEDİYESİ PEDOFİLLERİ NASIL FONLADI?
Birkaç yıl önce ortaya çıkarılan bir skandal ama ta 1970’ten bu yana devam etmekteymiş meğer.
Sapkınlık Helmut Kentler adındaki şerefsiz bir psikoloji profesöründen kaynaklanmakta. Yetişkinlerle çocuklar arası cinsel ilişkinin ‘zararsız’ olduğunu savunan kendi adını verdiği sapkın deneyde, “pedofili erkeklerin ‘ideal koruyucu aile’ olacağı” görüşünü ileri süren Kentler, Berlin Belediyesi tarafından fonlanmış, desteklenmiş. Bu sapığın “argümanları” çok makul bulunmuş ne gariptir ki. Uygulamaya geçildiğinde de gerçekten pedofil, sapık erkeklerin yanına evsiz çocuklar yerleştirilmiş ve üstelik bu sapıklar belediyeden fon almışlar iyi mi? Sonuçta sapkın Profesörün “Deney aracı” olarak gördüğü 2 çocuğun süreç boyunca mağdur edildiğini anlatması üzerine Hildesheim Üniversitesi büyük skandalı ortaya çıkarmış. Araştırma sonucunda yetkililerin sapkın deneye 30 yıl boyunca göz yumduğu, hatta bazı prestijli akademisyenlerin de katıldığı belirtildi.
İnsan delirme noktasına geliyor bu vakaları öğrendiğinde.
Evet siz tutmuş Türkiye üzerinde tepiniyorsunuz.
Bir ağır olun bakalım yahu.
Bu ülke gereğini yapar.
Hem de öyle pedofil çetelerin elebaşlarına Almanya gibi 14 yıl hapis vermez, hepsi de müebbet ile cezaevlerinde çürür ya da kendileri asarlar.
Akıbet biliyorsunuz hep böyle oluyor.
Bilemiyorum neden!