PENÇE KİLİT – TERÖRİSTAN HAMLEMİZE DOĞRU
7 Ekim ve Aksa Tufanı.
Küresel siyonizmin küçük ölçekte Filistin ve Gazze üzerinden vekalet yoluyla sayısız aparatları nasıl kullandığını, asimetrik savaş stratejiler üzerinde sevk ettiğine şahit olduk.
Bu strateji hakikatte Filistin ve İslam coğrafyalarının genelinde soykırımlar ve katliamlarını sistematik olarak tatbik ederken, asıl hedeflenenin Anadolu eksenli uyanış ve başkaldırışın kollektif harekete evrilmeden önce yok edilip boyun eğdirmek tezi üzerine kurguladığı aşikar oldu.
Siyonizmin küresel emperyalist daireyi de içine alan kuşatma ağında Anadolu üzerine kurguladığı ana stratejinin kod adı “ÖFKE” olduğunu Gazze-Filistin ekseninde geliştirilerek topraklarımıza kadar taşınmak istenen terör kartı üzerinde görmüş olduk.
Israrla iç cephe kurgumuza dönük olarak savunmamızı sınır ötesinden içeriye döndürerek lider eksenli reelpolitik hamlelerimizi işbirlikçi yapılar marifetiyle akamete uğratma girişimlerinin sahnelendiğine şahit oluyoruz.
Öfke kodu üzerinden sosyolojik yaygınlaştırma ve kaosa sürükleyecek provokasyonların düzenlenmesi boşuna değil elbette.
Ve yine aynı tez minvalinde ısrarla bizi hem Gazze hem vatan evladlarının şehit edilmesi ve infialler tesis etmek istenerek ordumuzu kara harekâtına dair hamle yapmamızın istenmesi tuzaklar silsilesinin bütünü göstermesi açısından oldukça önemli.
Elbetteki Türk Devlet aklı ve güvenlik bürokrasisi dayatmalar ve provokasyonlar üzerinden değil, konjonktürel ilişkiler, gelişmeler ve saha okumaları üzerinden provokasyonları bozacak hamleler geliştiriyor.
Önceliğin iç cephe tahkimatını hukuki ve anayasal temele dayandırarak terör, teröristler ve işbirlikçilerle, kesin ve kati hamlelerle mücadeleyi ana harekat noktası olarak tesis etmek durumundayız.
İşte bu stratejinin karar ve kararlılığını gösteren hamleler sahaya yansıtılmaya başlandı.
Bunun kavramsal adı “Teröristan” olarak kodlansa da asimetrik yansımalarını sahada reel olarak göreceğimizi düşünüyorum.
PKK ve türevleri üzerinden vekalet savaşının ana aktörleri ABD ve NATO eksenli terör devletlerinin siyonizmin vagonları olarak karşımıza çıkıyor olması bir hesaplaşma vaktinin işaretleri olarak okumamızı sağlıyor.
İç cephedeki ABD ve siyonizmin uşakları ile hesaplaşmayı hızla bitirmek için kolların sıvandığını görüyoruz. Ardından istediğimiz zemin ve konjonktürel gelişmeler üzerinden küresel emperyalist oyuncular ve siyonizm ile hesaplaşma yapılacağı çok net.
PKK’nın salt bir terör örgütü olmadığını ABD’nin lojistik destek unsurları, silah sistemleri ve elektronik harp desteğini alarak uydu devlet statüsünde yerleşik kılınacak kurumsal kimliği belirlenmiş, jandarma görevi üslenen haçlı koalisyonun koçbaşı aparatı olduğunu görmüş olduk.
Son gelinen noktada siyonizmin aparatı olarak tesis edilen ABD ve emperyal vagon unsurların jeopolitik kurgularını bozacak hamlelerin yapılma zamanının geldiğini görüyoruz.
Başkan Erdoğan liderliğinde tüm güvenlik bürokrasisi ve unsurlarının aldığı kararı oldukça önemsiyorum. Zira bütün dayatmalar ve kuşatmaların görülerek buna karşı mukavemet ve direnişi bayraklaştıran nihai kararın “Teröristan” olarak tanımlanması kılıçların çekilmesi olarak tanımlanabilir.
Terörle mücadelemizde dönüm noktası ve işaret fişeği niteliğindedir.
Oyunu ve tuzakları görüyoruz ve hazırız!
Firavun ve avanelerini Kızıldeniz istikametine sürme vakti gelmiştir.
Binnur Günay