Pensilvanya’da tezgahla, Kandil’de pişir, Van’dan başla, Taksim’de bitir
Yerel seçimler üzerinden “özeleştiri” yapılan bu günlerde Türkiye yeni kaos planıyla karşı karşıya!
Herkes samimi ve yapıcı şekilde yerel yönetimleri ve genel problemleri konuşmaya başlamışken “birdenbire” birileri sahneye çıktı.
Ve yine Taksim’de!
Ne Taksim’miş değil mi?
Bugünkü yazımın başlığı aslında bambaşka idi. Daha çok yerel seçimlerle ilgiliydi.
Millet ve devlet için elbette özeleştiri yapacağız ki ülke gelişsin.
Fakat “bir gündüzlük zaman diliminde” işler değişti.
Gazze için yüreğini ortaya koyan “Recep Tayyip Erdoğan” ve “hükümeti” üzerinden operasyon çekiyorlar.
Topyekûn bir araya geldiler.
İçlerinde “her görünümden” kişiler var.
Size benzeyen, bana benzeyen, ona benzeyen…
Bunları görüp “samimi protestocular” zannedenler…!
PKK’ya diz çöktüren Türkiye’ye bedel ödetmeye, onu sanki İsrail ile işbirliği içinde göstermeye çalışan “bir el” var ve “bin el” üzerinden plan kuruyorlar.
“Filistin” diye sokağa çıktılar, İsrail’den daha çok Türkiye’yi hedef aldılar.
Oysa bizim gecemiz gündüzümüz, ruhumuz Filistin!
İsrail’e Türkiye’den tek çöp bile gitmemeli; ama bu talep “Katil Türkiye” diyerek dile getiriliyorsa operasyon çocukları yine sahaya çıkmış demektir!
Birileri için mesele dün ağaç değildi, bugün de Filistin değil!
Ters kelepçe ve bazı polislerin tavrına itiraz edelim; ama “Katil Devlet” diyenlere karşı sempati mi besleyelim?
33 bin Gazzeli şehit olurken sustular…
“Filistin, Türkiye’nin meselesi değil” diyenlere karşı sustular…
Erdoğan her platformda konuşurken sustular…
Çıktıkları sokaklarda “Katil Netanyahu” demek yerine “Katil Erdoğan” diyorlar.
Operasyon çocukları!
Yerel seçimlerden sonra özeleştiri sürecine girerken “An bu andır” diyerek saldırmaya başladılar.
Alçaklar; “Katil Erdoğan” diyecek kadar gözlerini kin bürümüş Amerikan mandaları!
Kirli ve karanlık köşelerinde bu günleri bekleyen satılık yarasalar!
Güneşi söndüremezsiniz!
Bu millete diz çöktüremezsiniz!
“At izi ile it izini” karıştırmayı pek seversiniz; kirli tezgâhlar sizin can simidinizdir!
İstiyorlar ki Türkiye’den Filistin’e yapılan her türlü yardım anında afişe edilsin ve Türkiye çeşitli kumpaslarla suçlu gösterilsin!
PKK ve FETÖ beraber hareket ediyor.
Van’da pişirdikleri sütü, Taksim’de taşırmak istiyorlar.
İtidalli olunacak günler bunlar ve sabrın sonunda kazanan yine milletimiz olacak.
Algı oyunlarına gelmeyin!
PKK ve FETÖ’yü projelendirenler tekrar sahneye çıkmaya çalışıyor.
“PKK sizi tükürüğü ile boğar” diyen şahsın “belediye başkan adayı” olmasına sebep olanlar nerede? Onu milletin önüne “aday” diye kimler koydu?
Onlar her türlü hileyi ve oyunu bilir, ama hileleri bozan “Allah’ın izniyle” milletimizin feraseti olacaktır.
“ÖZGÜR ÖZEL BİLİYOR MU?”
CHP Genel Başkanı Özgür Özel; “Erken seçim olacaksa buna yine halk karar verecek. Ben bir erken seçim çağrısı yapmıyorum.” demişti.
“Halk” derken sokağa çıkıp; “Katil AKP” diyenleri mi kastetmişti?
Taksim’deki protestoları “karar mekanizmasının bir parçası” olarak mı görmüştü?
“VE ÇOK İLGİNÇ”
Taksim’deki olaylar “Filistin İçin Bin Genç” adlı grup üzerinden yürüdü.
Resmi sosyal medya hesaplarında; “Türkiye’nin polisi İsrail’in askeri” yazmışlar.
Hesabı inceledim.
Kızılay’ın Gazze’ye gönderdiği yardım gemisini eleştiriyorlar.
Sürekli Türkiye ve Azerbaycan’ı hedef alıyorlar.
“İşbirlikçi AKP” yazıyorlar.
Ama hiçbir İsrail firmasını eleştirmiyorlar.
Hiçbir İsrail firmasını deşifre etmiyorlar.
Hiçbir İsrail firmasına karşı boykot çağrısı yapmıyorlar.
“ELEŞTİRİ Mİ KİN KUSMA MI?”
Yerel seçimlerde %30’un üzerinde oy alsa da Ak Parti birinci olamadı.
Bunun sebeplerini tek tek masaya yatırmak elzemdir.
Ak Parti bu hususta “ince işçilikle” çalışıyor.
Lakin birileri “eleştiri” yapmak yerine adeta biriken şahsi husumetlerinin öcünü alıyor görüntüsü veriyor.
Ak Parti’de görüştüğüm yetkililerden “Aman çok da eleştirmeyelim” diyeni duymadım. Yeter ki amaç üzüm yemek olsun, elinize sopa alıp bağcıyı dövmenin kimseye faydası yok.
Tüm eleştiriler “Ekonomi ve halktan uzaklaşma” başlığı altında çeşitleniyor.
Peki, millet; “Bunları CHP çözer” mi dedi?
Yok!
Ben hiç kimseden, “Yaparsa Özgür Özel yapar” sözünü duymadım; hatta CHP’lilerden bile duymadım.
Emekli maaşlarının düşük ve dağınık oranlı oluşu, kiraların dengesizliği, eğitimde giderek düşen kalite sorunu, mahkemelerin uzun sürüp adaletin gecikmesi, mülakatta hakkaniyet olmadığı düşüncesi, sağlıkta randevu alamama problemi, sıradan seçmen partiyi savunurken milletvekili ve teşkilat mensubu üst düzey isimlerin suskun kalması gibi çok sayıda eleştiriyi Ak Parti Genel Merkezi tek tek not almış.
Alınan notlar çözümlenmeye başlarsa, en azından tünelin ışığı gözükürse bile umutlar artar.
Ama birileri bu problemler üzerinden “kışkırtma yapma” peşine düşmüş.
Sabah kalkıp da oy vermeye gitmeyen Ak Partili ve MHP’li seçmenlere “yeni umutlar” gerekiyor ve onlar bu umudu yine partilerinden bekliyor.
“Eskiden böyleydi” söylemi benim gibi gecekonduda yetişmiş insanlar için çok önemli; lakin o kara günleri çoktan unutmuş insanlar yahut o günleri hiç görmemiş seçmen sayısı da oldukça fazla!
Önemli olan süreci doğru okumak ki Başkan Erdoğan bu işin ustasıdır.
“Kadroların değişimine” gelince; bunu dikkatli yapmak ve aceleci olmamak elzemdir. Doğal akışta yapılırsa başarı gelecektir.
“SANA CHP Mİ DESEM YA DA GERÇEK ADINI MI SÖYLESEM DEM?”
CHP’li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer mazbatayı aldığı gün 550 işçiyi işten çıkarmış. Bu iddiamıza cevaben; “220 kişi çıkardım” dedi.
Ahmet Özer aslında HDP’den aday olmuş bir siyasetçi idi.
Kent Uzlaşısı çerçevesinde CHP adayı oldu. Kendinden önceki başkan da CHP’li idi.
Yani belediye “CHP’den CHP’ye” devam etti.
Hal böyleyken neden anında 220 işçi kapı önüne kondu.
Kent Uzlaşısı çerçevesinde belediyeye alınacak HDP/DEM’lilere alan açmak için mi?
“HAKİKİ ADAMLAR VE TİYATROCULAR“
2028’e kadar iki şey göreceğiz.
1)Tiyatrocular
2)Hakiki adamlar
Birinciler her yere kamera götürecek, önceden ayarlayacaklar, figüranlar, roller, söylenecek sözler yazılı olacak. Bazen devletin resmi yetkileri bile bu işe alet olacak.
İkinciler sadece hizmet üretecek, gece gündüz vatandaş için uğraşacak.
AMA eğer ikinciler iş yapacağız derken meydanı birincilerin algısına bırakırsa kaybederler!
Uyurlarsa kaybederler.
Ne kadar iyi iş yaparsanız yapın, bunun halka tanıtımını, anlatımını da çok iyi yapmak zorundasınız. Tiyatrocuların oyunlarına karşı siz de oyunlar geliştirmek zorundasınız ki sizin oyunlarınız, planlarınız zaten milletin lehine olmalıdır.
SON SÖZ: Saplanıp kalmak insanı kendi gerçekliğinden uzaklaştırır. Hayatınızda, sokakta, ailenizde, işlerinizde, siyasette, dost ortamlarında hiçbir şeye ve hiçbir kişiye saplanmayın. Kendi gerçekliğinizi işe yaramaz insanlar için asla heba etmeyin. İşinize bakın, her şey hallolacaktır.