Pes, vallahi pes…
Dünya ile birlikte biz de koronaviris salgını ile boğuşuyoruz. Bütün hayatımız değişti bir anda; düzenimiz de, dengemiz de iyice bozuldu…
Siyasi mücadele ise zıvanadan çıktı!
Hiçbir şey yapmadan, elini taşın altına koymadan “nasıl kazanırım” hesapları içinde olan fırsatçı siyaset, her türlü imkânı değerlendiriyor. Elinden geleni ardına koymuyor, koronadan rant devşirmeye çalışıyor.
Sınır, denge, ölçü falan da kalmadı artık. Adam çıkıyor, “Cumhurbaşkanlığı Külliyesi madem milletin evi, hastaneye çevrilsin” diyor. “Adam” dediysem, sokaktaki herhangi biri değil. Vaktiyle CHP’nin en yüksek karar organı olan Parti Meclisi’nde görev almış bir isim.
Evet, şımarık ergen misali bunu söyleyebiliyor. Daha garip olanı da belli bir güruh elleri patlayana kadar alkışlıyor…
Durup dururken “dengemiz bozuldu” demedim. İşte size denge bozukluğuna en çarpıcı örnek! Zaten siyasette ciddi sıkıntılar vardı, korona salgını ile birlikte, siyasi mücadelenin de çivisi çıktı.
***
Kemal Kılıçdaroğlu’nu dinledim televizyonda…
Korona mücadelesini yerden yere vurdu. İktidarı alabildiğine eleştirdi. Yıpratmak, sıkıntıya sokmak için elinden geleni ardına koymadı.
Eyvallah, muhalefettir yapar. Anlayışla karşılanabilir. Övecek değil elbette.
Bu kadarla kalmadı. Hızını alamadı. Çok, önemli ve büyük laflar etti. İktidarın sağlık politikasının çöktüğü izlenimini verecek bir tutum takınırken, CHP’li belediyeleri de göklere çıkardı. Ballandıra ballandıra Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Zeydan’ın 1.000 yataklı “Sahra Hastanesinden” bahsetti.
Tam “Yaptıysa helal olsun” diyecektim ki, Kılıçdaroğlu’nun “hastane” dediği yerin görüntüleri çıktı ortaya.
İnanamadım!..
Bir fuar alanı, bize “Sahra Hastanesi” diye yutturulmaya çalışılmış. Bölmelerden birine iki yatak, eski püskü birkaç sağlık cihazı konulmuş. Önünde maskeli iki adam da poz vermiş. Olmuş Sahra Hastanesi!
Kılıçdaroğlu’nun övdüğü yer burası! İçinde helası bile olmayan bir hastane! Oraya sağlam giren hasta çıkar! Üstelik, mekanın bir fuar alanı olduğunu ortaya koyan tavandaki “TUYAP” bayrakları da kaldırılmamış, unutulmuş!
Ne denir şimdi buna? Skandal, rezalet, kepazelik…
***
Kemal Bey, bu övdüğü yeri görmemiş, belli. Partili birileri fuar alanını “hastane” diye yutturmuş. O da televizyona çıkıp, övgüler düzmüş.
Biz yine konuya iyi niyetli bakalım, “Yanlış bilgilendirme” ya da “Bir yol kazası” diyelim!
Ama öyle değil işte…
Halen savunan CHP’liler var bu rezaleti. Yetmiyor, savunmakla kalmıyor, eleştirenlere de hakaretler savuruyorlar. “Cahiller” diye saldırıyorlar:
-Nasıl olacaktı? İşte böyle olur sahra hastanesi. Yandaşlar, Saray yalakaları, İktidar soytarıları…
İşte bu çok sakat ve aynı zamanda hastalıklı bir durum!
“Pardon” deyip, özür dilemek yok. Onu geçelim. Ama bunlarda utanma da yok. Gerçekten pes denilecek bir noktadayız.
Tedavi gerektirir bu hal bu. O fuar alanı gerçekten hastane haline getirilse… İçine de orayı çok beğenen bu tipler doldurulsa… Bir rehabilitasyon süreci başlatılsa…
Asıl o zaman güzel bir hizmet olacak…
Ciddi anlamda ihtiyaç var çünkü!