PKK Türkiye’yi değil ama İyi Parti’yi böldü

Okuduğunuz Yazı
PKK Türkiye’yi değil ama İyi Parti’yi böldü

İçerik

Meral Akşener, “İçişleri Bakanlığı yapmış biriyim” diyor. Ahmet Davutoğlu, “Başbakanlık yapmış biriyim” diyor. Ali Babacan, “Ekonomi Bakanlığı yapmış biriyim” diyor. Kemal Kılıçdaroğlu, “Hesap uzmanıyım” diyor.

Fakat siz şimdi Cemal Süreya’nın şiirindeki gibi “Görklü bir hayatın yabancaya berbat bir çevirisi” gibi siyaset tarzlarını deniyorsunuz. Sırf Recep Tayyip Erdoğan’ı devirmek uğruna HDP’nin hegemonyası altına girmiş görüntünüz var. Nereden baksan tutarsızlık! Memleketten bir insan manzarası olamadıktan sonra allame-i cihan olsanız ne gam! 

Selahattin Demirtaş “ırkçı faşistler” diyerek aslında İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı Yavuz Ağıralioğlu ve ekibine hakaret ediyor. Bunun karşısında Akşener “çıt” çıkaramıyor. Bu nasıl yol arkadaşlığı?

Ben bile Yavuz Bey’e “ırkçı faşist” diyen Demirtaş’a “Yazıklar olsun” diyorum. Aynısını Akşener neden bir türlü söylemiyor. Konuşsa, itiraz etse; ama susuyor! İşin garibi bu duruma Yavuz Bey de susuyor. Neden yahu neden? Omzunuza çöken mi var?

Sayın Akşener elbette Müslümandır, Türk’tür; ama ben ona bakınca Müslüman Türk kadınını değil HDP’ye alan açan bir orta yol siyasetçisini görüyorum.

Ağıralioğlu başka, Akşener başka konuşuyor! “İyi polis, kötü polis” gibiler! Samimiyse Yavuz Bey HDP’den kopsun, gerekirse partisinin lideri olup partiyi olması gereken düzleme getirsin yahut istifa etsin! Yoksa bu kez yine Ekrem İmamoğlu devreye girer, “Yavuz Ağıralioğlu ve Selahattin Demirtaş’a teşekkür ediyorum” diye ikisini aynı torbaya koyar; Meral Hanım bu duruma da son derece saygı duyar!

Kamuoyu HDP’nin kapatılmasını konuşurken bu gidişle İyi Parti kendi kendini kapatacak! Parti paramparça oldu! Ortada “her kafadan ayrı sesler çıkan” bir farklı görüntü var.

Başkan Erdoğan ve Devlet Bahçeli bir tek yol arkadaşlarını bile yalnız bırakmamak için gece gündüz uğraşırken, Akşener kendi yardımcısını bile terör örgütlerinin yardakçıları karşısında savunamıyor.

“FOSFORLU”

Siyaset istihza alanı değildir. Siyasette alay etme ve lakap takma meşru değildir. “Fosforlu” ifadesi hakaret değil alay olsa da bir siyasi lidere söylenmesi uygun değildir. Şahsen alay etme durumunu yanlış buluyorum. Hal böyleyken Meral Hanım’ın Berat Albayrak’a durmadan “Damat” demesi de bir istihzadır ve yanlıştır. Akşener maalesef ettiğini bulmuştur.

Kendisine “fosforlu” denmesinden rahatsız oluyor ama “Erdoğan’ın karikatürleri çizilemiyor” diye itiraz ediyor. Bu nasıl ikilem! Karikatürü çizilen tüm liderlere darbe yapıldı; ama Erdoğan’a yapamadılar, çünkü o iradesini baştan koydu. Kendisiyle, ailesiyle, partisiyle, ülkesiyle, Müslümanlarla, mazlumlarla alay edilmesine asla izin vermedi!

Akşener geçtiğimiz günlerde Habertürk’e çıktı. Veyis Ateş programı tek başına sunsa daha iyiydi! Zira Kübra Par, “Kızmazsanız bir şey soracağım” diyerek ekranlarda pek rastlanmayan bir “muhataptan izin alma” pozisyonuna düştü. Araya girerken “Müsaadeniz olursa” denebilir ama “Kızmazsanız” demek farklı! Bu durum bilinçaltına yerleşmiş bir mefhumun gün yüzüne çıkması gibi oldu! Kızsa ne olacak ki?

 “BERAT ALBAYRAK”

Gençtir, dinamiktir. Bu toprakların adamıdır, Türkiye düşmanlarının korkulu rüyasıdır. Türkiye Tarihi’nin en hareketli ve çalışkan bakanlarından biri olmasına rağmen en çok sistematik saldırıya uğrayan bakanıdır. “Madem iyiydi neden gitti?” diyenler, yahu ne yüzsüzsünüz! “Damat gitsin” diye yırtınıyordunuz. İşte gitti ve bu kez de “Damat nerede? Neden gitti ki?” diye sormaya başladınız. Ne kadar müptezel bir durum! 

Berat Albayrak’ın gitmesine sosyolojik zemin hazırlayanlar farkında olmadan dönmesine de zemin hazırlıyorlar. Tecelli budur işte! Dikkat edin, şu anda “damat” demek dışında kendisine herhangi bir büyük eleştiri getiremiyorlar. Hülâsa; Berat Albayrak milletin adamıdır ve şayet bir gün dönecekse buna milletle beraber kendisi karar verecektir.

“YİNE Mİ KABİNE DEĞİŞİKLİĞİ?”

İki buçuk yıldır her ay “Kabine değişecek” diye millete yalan söyleyen sözde kulis müdavimleri! Madem öyleydi neden Ulaştırma Bakanı Mehmet Cahit Turan’ın görevden alınmasını bilemediniz? Neden Albayrak’ın istifasını ve yerine Lütfi Elvan’ın geleceğini bilemediniz? Birileri çıkmış; “Ak Parti çevrelerinden duyduğuma göre…” diye döşenip duruyor. Resmen uyduruyorlar.

Ben “Bakan toto” oynayacak değilim! Dikkat çekmek için yalan söyleyecek de değilim! Kabineyi değiştirmeye yetkili tek isim Recep Tayyip Erdoğan’dır ve bu yetkiyi direkt “milletten” almıştır. Başkan Erdoğan öyle “fısıltılı ve kısık sesle” konuşmaz, varsa söyleyeceği gür bir edayla söyler! Kabine değişecekse karar verici ortadadır. Yalan yanlış uydurup da milletin gündemini manipüle etmeye gerek yok!

Yazı Hakkında ki Düşünceniz?
Çok Beğendim
0%
Beğendim
0%
Orta Karar
0%
Sevmedim
0%
Hiç İyi Değil
0%
Yazar Hakkında
Hacı YAKIŞIKLI